Aydın ENGİN
Benim desteğimin herhangi bir “kıymet-i harbiyesi” olmadığını elbette biliyorum. Dahası İran’da olup bitenleri doğru ve derinlemesine analiz edebilecek bilgim yok. Zaten bu mesleğin bulaşmadığım dalı kalmadı, dış haberler servisi hariç. Ülkenin dış politik çizgisi üstüne ya da meslek dilinde “dış haber” dediğimiz, dünyada olup biten güncel olaylar üstüne cevaplayamadığım soruları, Cumhuriyet’teki ilk dönemimde Ergun Balcı arkadaşıma danışırdım; bugün de -mesela- Kadri Gürsel’e danışırım.
Ama yine de nereye evrileceği henüz belli olmayan İran’da, Cumhurbaşkanı Ruhani’yi desteklemek gerektiğine kesinlikle inanıyorum.
Tekrar edeyim: Sizin bilmediğiniz ve benim bildiğim herhangi bir haber almışlığım, çok derin bir analiz okumuşluğum filan yok.
Destekleme kararım İran kaynaklarına filan değil, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın İran’da olup bitenler üstüne yaptığı resmi açıklamaya dayanıyor.
Gerçi AKP Reis’i de aynı konuda -her konuda olduğu gibi- konuştu ama ben resmi açıklamayı temel alıyorum.
Bütün bakanlar ve başbakanlar gibi siyasi ve diplomatik kerterizlerini Reis’lerinden alan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının can alıcı paragrafını aynen aktarıyorum:
“...Türkiye, dost ve kardeş İran’ın toplumsal huzur ve istikrarının korunmasına büyük önem atfetmektedir. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin halkın barışçıl gösteri yapmaya hakkı olduğu, ancak kanunların çiğnenmemesi ve kamu malına zarar verilmemesi gerektiği yolundaki açıklaması dikkate alınarak şiddetten kaçınılması ve provokasyonlara kapılınmaması lazım geldiğine inanıyoruz...”
Nasıl ama?
Ruhani’nin ağzından çıkan ve siyah dizerek dikkatinizi çekmeye çalıştığım cümleciğe katılmayan sahici bir demokrat, siyasal özgürlüklere önem veren bir siyasetçi olabilir mi?
Ruhani, “halkın barışçıl gösteriler yapmaya hakkı olduğu”nu söylüyor ve AKP iktidarının Dışişleri Bakanlığı da bu sözlerin önemini, değerini ve haklılığını benimsediğini açık seçik belirtiyor.
Daha ne isteriz?
Koskoca AKP iktidarı İran halkı için istediğini Türkiye Cumhuriyeti’nin biz yurttaşlarından esirgeyecek değil herhalde?
Bundan böyle Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yla dayanışmak için Ankara Yüksel Caddesi’ndeki “barışçıl protesto gösterileri” hiçbir polis müdahalesi ve devlet zorbalığı ile karşılaşmadan düzenlenebilecektir.
Aynı caddede İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni okuyan bir kadın figüründen ibaret İnsan Hakları Heykeli’ni kapatan polis barikatları da derhal kaldırılacaktır.
Ülkemizdeki bütün barışçıl gösteriler serbest bırakılmıştır ve polis gösterileri önlemekle değil, göstericilerin, mesela HÖH yiğitlerinden gelebilecek, olası bir saldırıdan korunması ile görevlendirilmiştir.
Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere herhangi bir şiddet olayına karışmadıkları ve şiddet çağrısı yapmadıkları bağımsız yargı erkimiz tarafından tespit edilen tutuklu HDP milletvekilleri derhal serbest bırakılacak ve yasama etkinliklerine katılmaları kısıtsız, sınırsız sağlanacaktır.
Enis Berberoğlu arkadaşım da yasama faaaliyetine yeniden katılmak üzere yapılan hukuksal haksızlıktan dolayı resmen özür dilenerek serbest bırakılacaktır...
Sizler de kentinizde, semtinizde, sokağınızda yasaktır korkusu ve kaygısı ile uzak durduğunuz bütün barışçıl gösterilere serbestçe katılabilirsiniz.
Demokrasinin ve hukuk devletinin egemen olduğu bir ülkede bunlar olağandır ve yatın kalkın böyle bir ülkede yaşadığınız için sevinin, şükran hisleri ile dolun...
Doldunuz mu?
Şimdi olaysız dağılın...
Hemen dağılmazsanız...
Anladınız di mi?..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021