Aydın ENGİN
Kafamda dönüp dolanan sorular var.
Ben boş vermeye kalksam şeytan bırakmıyor, durmadan "Sor" diye beni dürtüyor.
Ben de şeytana uyuyor ve soruyorum.
Başlayalım mı?
* * *
17/25 Aralık.
Açıklamaya gerek yok. Artık bir kavrama dönüştü. Hatta AKP Reisi 17/25 Aralık'ı bir milat olarak tanımladı.
AKP Reis'ine, AKP önde gelenlerine göre 17/25 Aralık, Gülen Cemaati'nin "FETÖ" olarak vaftiz edildiği ve bu şer odağına karşı yerli ve milli bir mücadelenin başlatıldığı bir milat.
Ancak bu AKP Reisi ve tayfasının miladı. Benim (bizim) değil.
17/25 denince benim aklıma üstümüze yağmur gibi yağan yolsuzluk, rüşvet, ayakkabı kutuları, evlerde istiflenmiş paralardan söz eden "ses kayıtları" geliyor.
Tamam bunlar o günlerde Cemaat, sonraları FETÖ diye adlandırılan siyasal İslamcı bir hareketin elde edip kamusal alanda kullanıma açtığı kayıtlar ve elbette gizlice elde edilmiş kayıtlar.
Bu gerçek.
Gerçek ama "Haaaaa, bunlar ahlâka aykırı yollarla, gizlice, konuşanların haberi olmadan elde edilmiş ses kayıtları" deyip göz ardı edilemez. Böylesine kirli ilişkileri ancak o pisliğe ucundan kıyından ya da tam göbeğinden bulaşmış kişi ya da örgütler bilir ve açığa çıkarabilir.
Amerika'da başkan deviren Watergate skandalını, Washington Post’un iki iyi habercisi, Carl Bernstein ve Bob Woodwardyayınladılar. Ancak onlara bu bilgileri Watergate pisliğinin içinde yer almış, "Derin Gırtlak" kod adıyla anılan, FBI'ın eski başkan yardımcılarından Mark Felt vermişti. İki gazeteci medyanın "kaynağı açıklamama" ilkesini sonuna kadar titizlikle korudular. Ta ki Mark Felt "O bendim" diye itiraf edene kadar.
17/25 Aralık’ta olup biten de bundan pek farklı değil. Gazeteci kendisine karanlık ve kirli kaynaklardan ulaşan bilgileri kontrol eder, doğruluğundan emin olunca da duraksamadan yayınlar.
17/25 Aralık'ta ses kayıtları ortaya dökülünce AKP takımından "Bunlar yalandır... Montajdır... Dublajdır" yollu açıklamalar geldi ve hemen sonra FETÖ tayfasına karşı çok sert bir mücadele başlatıldı. Ama kayıtlarda yer alan olaylarla ilgili hiçbir (evet hiçbir) soruşturma başlatılmadı. "Yüce Türk yargısı"nda FETÖ'cü olduklarını bildikleri savcı ver yargıçlar birer birer görevden alındı, tutuklandı, kimileri de yurt dışına tüydü. Ama FETÖ'cü olmayan savcılar da "Yav bu ses kayıtları gerçek mi? Gerekse suçluların yakasına devletin savcıları olarak yapışmakla yükümlüyüz" demediler.
Oysa o ses kayıtları önemliydi. Bakanlar, bakan tosuncukları, kamu bankasının en üst düzey yöneticilerinden söz ediliyordu. Evlerde ayakkabı kutularında paralar çıkmıştı. Tamam o baskınları yapıp paraları bulanlar FETÖ'cü polislerdi ama ortada gizli ve leş kokan paralar ve parasal ilişkiler de vardı.
Şeytan da bana tam bunu sordurtuyor işte.
17/ 25 Aralık 2013'de ortaya saçılan pislikler neden yargı erkinin gündeminde yer almadı? Kahraman savcılar niye olup biten "olmamış" gibi davranmayı yeğledi?
"Hiçbir şey" olmadıysa dört bakan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar niye istifa ettiler yani ettirildiler ? Siyasi hayatları o günlerden itibaren niye sona erdi?
Soruya "montaj, dublaj, yalan, iftira" edebiyatına başvurmadan cevap istemek, aradan beş yıl geçmiş olmasına rağmen yurttaş olarak ve gazeteci olarak sormak hakkım değil mi?
Ben de şeytanın zorlamasıyla bugün bunu yapıyorum zaten.
* * *
Tek soru değil. Yüzlerce soru var cevap bekleyen ve şeytanın başımın etini yediği. Hepsini burada sıralayamam.
Ama bir soruyu daha muhataplarına yöneltmeden bu Tırmık'ı noktalayamam...
15 Temmuz 2016 için FETÖ tayfası ne diyor?
Gülen Cemaati’nin vitrininde yer alan, adı ünü duyulmuş kimi gazeteci, kimi sivil(?) toplum yöneticisi, kimi Cemaat aktivisti pek çok kişi, sanırım darbe girişiminden kısa süre önce yurt dışına çıkmış ya da çıkarılmışlar. Bazıları şimdilerde internet medyasında (haber kanalı ya da internet TV) boy gösteriyorlar. Mesleğim onları da izlemeyi gerektirir. Ben de iyi kötü buna çabalıyorum.
İzlediğim, okuduğum kadarıyla ayrıntılar üstüne "hurufice" değerlendirmelerin ardı arkası gelmiyor. Kimi "15 Temmuz bir tiyatrodur" diyor; kimi "Peki Tayyip Erdoğan üç saat neredeydi? Başbakanı Bolu tünelinde niye saklandı" gibi 15 Temmuz'un özüne değinmeyen, kafa karıştırıcı sorularla oyalanıyor ya da bizleri oyalamaya çabalıyor.
Oysa 15 Temmuz yüzlerce yurttaşın asker mermileri ile delik deşik edildiği. havada savaş jetlerinin uçup Meclis'i bombaladığı, ülkenin Genel Kurmay Başkanı’nın tutsak edildiği, özel kuvvetler birliklerinin Marmaris'te Cumhurbaşkanı avına çıktıkları tartışılmayacak kadar sahici bir darbe girişimiydi. Çok acemice olması, abuk sabuk adımlar atılmışlığı onun bir darbe girişimi olduğunu gölgelemez.
Parlamenter demokrasilerde darbe suçtur.
Şimdi şeytanın "ille de sor" dediği:
FETÖ ya da Gülen Cemaati ya da halâ ısrar ettikleri adlarıyla Hizmet Hareketi "15 Temmuz darbesinde biz yoktuk, bizim payımız yoktur" mu diyorlar?
Ya da çıkıp mertçe "Evet biz yaptık. AKP tepeleri bizi devletten tasfiye etmek istiyorlardı biz de çaresiz darbeye kalkıştık ve başaramadık" mı diyorlar?
* * *
Şeytan kardeş,
işte istediklerinin en önemli ikisini sordum. Muhataplarının cevap vereceklerini, hele doğru cevap vereceklerini hiç sanmıyorum. O yüzden sorulara cevap bulmak senin yükümlüğün.
Artık yakamı bırak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021