Aydın ENGİN
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman geçen haftanın "medya yıldızları"ndan biri oldu.
Savcılar, hele başsavcılar, hele hele başkentin başsavcısı pek medyada görünmez. Olsa olsa bir mahkeme haberinde "Savcı, iddianamesinde sanıklar hakkında…" diye başlayan cümlelerde adlarının geçtiği olur. Alışageldiğimiz budur.
Ama Yüksel Kocaman medyada hiç de alıştığımız gibi görünmedi. Nişanlısı ile birlikte Bodrum’da geceliği kimi gazete ve haber kanallarına göre 9 bin, kimilerine göre 30 bin liralık bir otelde kaldığı, ayrıca bir helikopterle Bodrum ve çevresinde tur attığı yazıldı, çizildi.
Otel bilgi vermeyi reddettiği için bu haberler ne kadarı doğrudur bilemiyorum. Bu haberlere inandığımı da söyleyemem.
Geceliği 9 bin lira olsa ve başsavcı ile nişanlısı otelde üç gece geçirmiş olsalar 27 bin TL tutar. Ben maaşımı T24’den US Dolar olarak aldığım için TL üstünden kavramakta zorlanıyorum. O yüzden 27 bin TL’yi US Dolar’a çevirdim. (Biliyorum yutmadınız. Olsun. Hiç olmazsa gargara ediverin). Bu hesapça Başsavcının bu günkü kur üstünden "3.510 US Dolar" ödemiş olması gerekiyor. Hele otel geceliği 30 bin lira ise Bodrum tatili, başsavcıya 11.690 US Dolara patlamış demektir.
Bir saatlık helikopter turu için de en az 9 bin lira yani 1.000 dolar ödendiyse, Başsavcı ve yeni eşi o günden beri evde "karpuz, peynir ekmek"le idare ediyorlar demektir.
Bütün bu bilgileri geçtiğimiz hafta yayımlanan gazetelerden, TV kanallarından öğrendim. Ne kadarı doğrudur, ne kadarı magazin gazeteciliğinin sabıka kaydına yeni bir not olarak geçmiştir bilemiyorum.
İlgilenmiyorum da…
Öyle ya, Başsavcı da olsa birinin özel hayatı bizleri niye ilgilendirsin? Belki Başsavcının ya da gelinin ailesi zengindir; belki bu özel günler için yememiş, içmemiş, gezmemiş, tozmamış kuruş kuruş para biriktirmişlerdir; belki…
Ayyy!.. Ne bileyim ben ve niye bileyim ben?
Dedim ya, ilgilenmiyorum.
* * *
Ancak Başsavcının ve nişanlısının Bodrum seferinin hemen ardından kıyılan nikâhları beni ilgilendiriyor.
Elbette her ikisine de "Bir yastıkta kocasınlar" dileğimizi duraksamadan iletiriz. Orada bir sorun yok çünkü.
Ama nikah töreniyle ilgili ciddi sorular var.
Kuşkusuz kimse bizim aile gibi gazeteden bir buçuk saatlığına izin alıp, nikâh dairesine belediye otobüsüyle gidip, şahitlerden biri yetişmediği için nikâh dairesinin kapıcısının eline üç beş lira para sıkıştırarak "şahit eksikliği"ni tamamlayıp, nikâh kıyıldıktan sonra koşar adım gazeteye dönüp haberlerle, matbaayla boğuşmak zorunda değil.
Ama Başsavcı'nın nikâhı kadar da iddialı olmasa gerek.
Başsavcı'nın nikâhında tastamam 10 şahit hazır bulundu. Davetli değil şahit, şahit:
Abdülhamit Gül (Adalet Bakanı), Süleyman Soylu (İçişleri Bakanı), Ziya Selçuk (Milli Eğitim Bakanı), Yaşar Güler (Genelkurmay Başkanı), Mehmet Akarca (Yargıtay Başkanı), Zeki Yiğit (Danıştay Başkanı), Muharrem Akkaya (Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, Halil Koç (Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Daire Başkanı) Rifat Hisarcıklıoğlu (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı), Metin Feyzioğlu (Türkiye Barolar Birliği Başkanı).
Vay be !.. Bu sıradan bir nikâh değil, bu basbayağı bir devlet nikâhı.
Şahitlerin sayısından geçtim, görevlerine, siyasal ve bürokratik konumlarına baksanıza…
* * *
Bugün aslında deminden beri okuyageldiğiniz Tırmık’ı yazmayacaktım.
Edirne cezaevinde 7 Eylül 2018’de 4 yıl 8 ay hapse mahkûm edilen; infaz yasasına göre çoktan tahliye edilmesi gereken; ancak bunun önüne geçmek için, Kobane olayları ile ilgili olarak hakkında 20 Eylül 2019’da yeni bir tutuklama kararı çıkarılan Selahattin Demirtaş için tastamam bir yıl dört gündür bir iddianame yazılmamasının hesabını soracaktım.
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na hukuk fakültesinin ilk yılında öğrendiği adalet kavramını ve "geciken adalet, adalet değildir" diyen evrensel hukuk ilkesini hatırlatacaktım.
Bilgisayar başına böyle bir Tırmık için oturdum ve fakat T24’deki haberi okudum:
Demirtaş’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın nikah töreni ardından yazdığı ve sosyal medyada yayılan bazı cümleleri yüzünden hemen (evet hemen. Öyle bir yıl dört aydır filan değil) bir iddianame düzenlendiğini ve 3 yıl hapsinin istendiğini öğrendim…
Başladığım Tırmık’ı çöpe attım ve okuduğunuz bu Tırmık’ı yazdım.
Başsavcıya yine soracağım. Ama başka bir soru:
Sayın Başsavcı, adalet aygıtında görevli olanların, ister savcı olsun, ister yargıç başkalarıyla yakınlık kurmamaları öğütlenir. Mesela şu anda bulunduğum küçücük Marmara Adası'nda çınar altındaki kahvelerde, halkın yürüdüğü caddede, plajda hiçbir savcıya ve yargıça rastlamadım. Belki bana denk gelmemişlerdir hesabıyla tanıdığım esnafa sordum, hemen hepsinden "Tamam Ada’da savcı da var, hakim de. Ama hemen hiç görmüyoruz. O yüzden adlarını bilmiyoruz. Hatta sokakta görsek tanıyamayabiliriz" gibi cevaplar aldım.
Peki sizin nikah şahidi olarak seçtiğiniz, birlikte poz verdiğiniz üst düzey politikacı ya da bürokrat ya da yüksek yargı üyeleri yarın bir gün bir ceza soruşturmasına uğrayacak bir marifet gösterirlerse, ki bazıları çoktan bunu başardı ve haklarında herhangi bir soruşturma açılmazsa sizinle ilgili kuşkular belirmeyecek midir?
Başka sorum yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021