Aydın Selcen
ABD “topyekün çekiliyorum” dedikten sonra, taraflarla müzakere etmesi mümkün değildi. Şimdi Kongre çekilmeye fren koyarak, diplomasinin önünü açtı. ABD Ankara’yı yumuşatıp Suriye Kürtleriyle masaya oturtmaya, Rusya da aynını Şam üzerinde çalışarak yapmaya çalışıyor.
Hani kahvede üç top bilardo oynarken, inceci ağabeyler banttan görür bazen pozisyonu. Sanki o denli ekmeğini yedik ki haritadaki konumumuzun, iş Suriye’yi banttan görmeye kaldı gibi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bilahare başdanışmanı Kalın tarafından teyit, veyahut ikrar demeli belki, edilen meali “MİT Şam’daki muhataplarıyla görüşüyor” demek olan açıklamasını böyle yorumlamalı diye düşündüm.
ABD’nin, 1987’de SSCB ile imzaladığı orta ve kısa menzilli nükleer başlıklı füzelerin ortadan kaldırılmasına yönelik “INF” (“Intermediate-Range Nuclear Forces Treaty”) anlaşmasından çekilmesinin, şimdi ülkemizin girizgahta değindiğim jeopolitik önemine önem katacağı yaklaşımı geçerli değil. Zira, ABD’nin INF’den çekilmesi Rusya’dan değil Çin’den algıladığı tehditle ilgili. Bu hamle Çin’in söz konusu füzelerden özellikle Güneydoğu Asya’da elde ettiği stratejik üstünlüğü karşılamaya yönelik. ABD iç siyaseti bakımından da, Trump’ın başını sıkıştıran Özel Savcı Mueller’in Rusya’yla karanlık ilişkileri soruşturmasını karşılamak gibi bir yan etkisi olabilecek söz konusu kararın.
Saygın gazeteci Cansu Çamlıbel’in Vaşington’dan yazdığı gibi Kongre, Trump’ın Suriye’den çekilme iradesine gem vuruyor. Bu frenden ABD Başkanı’nın stratejistlerinin de çaktırmadan memnun oldukları anlaşılıyor. Üstelik komşu Irak’ta 2003’teki ABD askeri müdahalesinden bu yana kazananın İran olduğu gayet açık. İran’ı çevrelemek, Irak’ta İran etkisini dengelemekten de geçiyor.
Ancak Irak’taki ABD askeri varlığı Suriye’dekinden farklı, yerleşik ve geniş olsa da, bu gücün akıbeti Suriye’dekinden az belirsiz değil. Bağdat’ta, hem içinde ABD’nin zamanında terörist ilan edip, hapse tıktığı Şii milis lideri Qais Khazali gibi bakanlar barındıran bir hükümet, hem ikisi de Şii ağırlıklı ve İran etkisindeki iki ana blokun egemen olduğu bir meclis var. İran’ı çevreleme siyasetinin sahaya yansıma biçimine göre daha yaz gelmeden Bağdat’tan ABD’yi Irak’tan çekilmeye zorlayan bir karar çıkabilir.
ABD’nin INF’den çekilmesinin, ikili müzakerelerde Türkiye’nin eline karşılaştırmalı üstünlük sağlayacağını öne sürenlerin, Anbar’daki El Asad Üssü’nden çekilmek zorunda kalacak bir ABD için Irak Kürdistan Bölgesi (IKB) ve Fırat’ın doğusunun ne anlam ifade edeceğini de iyi değerlendirmeleri gerekir. Daha önce burada yazdığım üzere İncirlik kartının marjinal değeri de ABD’nin Ürdün’deki Muvaffak Salti Üssü’nü ciddi biçimde genişletmeye başlaması ile azalıyor.
PYD lideri İlham Ahmed’in Vaşington’da podyuma çıkarılması bu bağlamda gerçekleşti. Ahmed hem sahne ışıklarının altına alınarak, hem “Ankara’yla derdimiz yok, Türkiye Kürtleri ayrı, Suriye Kürtleri ayrı” dedirtilerek ikili mesaj verildi. ABD Suriye Kürtlerini Türkiye’ye karşı ortada bırakmayacağını, PYD’nin Şam’la uzlaşmak için acele etmemesini, Ankara’ya barışçıl yaklaşım göstermesini, Ankara’nın da yavaş yavaş perde gerisinden PYD ile temas fikrine alışmasını temin amaçlarını güttü.
Türkiye de önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ağzından “ABD bizimle ‘güvenli bölge’ konusunda hemfikir” hattına yaslanmayı denedi – tabii, o bölgenin hangi koşullarla kurulabileceği kısmına girmeden. Sonra veya bunun yanı sıra, Moskova’yı Vaşington’a alternatif gibi sunmaya baktı. Fakat Ruslar da hem Idlip’e saldırı için Hmeymim Üssü’deki mevcudiyetlerini takviye etti, hem Ankara’nın gözünü diktiği, hatta Erdoğan’ın ismen pek çok zikrettiği Tel Rifat’tan Münbiç’e askeri inzibat devriyelerini artırdı. Türkiye’nin ikinci denemesi ise Şam’la doğrudan temasa girme “tehdidi” oldu.
ABD “topyekün çekiliyorum” dedikten sonra, taraflarla müzakere etmesi mümkün değildi. Şimdi Kongre çekilmeye fren koyarak, diplomasinin önünü açtı. ABD Ankara’yı yumuşatıp Suriye Kürtleriyle masaya oturtmaya, Rusya da aynını Şam üzerinde çalışarak yapmaya çalışıyor. Çekilme mühleti zoraki ortadan kalkıp, Irak’taki sallantılı durum karşısında İran’ı çevreleme önceliği de resme dahil olunca, bu defa köşeye sıkıştıkları söylenen Suriye Kürtlerine (Irak Kürtlerine de) yeni bir diplomatik oksijen çadırı oluştu.
Dolayısıyla Kalın’ın son “ABD çekilince PYD diye bir örgüt kalmayacak” çıkışının pek bir hükmü kalmadı. YPG’nin ana bileşeni olduğu SDG’nin ellerindeki Fransa vatandaşı cihatçı tutsakları salıvermesi gibi basit bir hamlesi dahi yaşlı Avrupa’yı heyecanlandırabildi. Gözler Suriye’deyken ABD’nin INF’den çekilmesi, Avrupa’ya NATO içindeki savunma yükümlülüklerini yerine getirmek ve NATO dışı AB temelli savunma arayışlarına ivme kazandırmak için teşvik etti.
Ayrıca Suriye’nin iki komşusu Lübnan ve Irak’ta İran’ın belirginleşen üstünlüğü, bu ülkeyi çevreleme siyasetinin uygulanması için Fırat’ın doğusunu ve IKB’yi haritaya geri getirdi. ABD’nin İran’ın çevrelenmesi stratejisine uyum, Türkiye’yi de Astana Süreci’ni kaldıraç olarak kullanmayı sürdürmek ve gerek Irak gerek Suriye Kürtlerini düşmanlaştırmak siyasetlerinde tercihe zorluyor. Şam, Tel Aviv, Kahire ile diplomasi eksikliği, Suudi Arabistan ve BAE’nin taraf değiştirmek üzere oluşu, Suriye’nin Arap Ligi’ne geri dönüşü de keza Ankara için “bir gece ansızın gelebiliriz” dışında marj bırakmıyor.
ABD için Suriye’den çekilme mühleti giderek silikleşirken, “fütuhat” için 31 Mart seçim mühletiyse yerli yerinde. Üç top bilardoya geri dönersek, bir de “pike çekmek yasaktır” yazar hani kahvenin duvarında. Çünkü acemi oyuncu pike denerse hava atmak için, çuhayı yırtar malum. Kurnaz rakip, topları birbirine yaslayıp bıraktığında, ıstakanın ucuna tebeşir sürerken kafanızda bu “deli sorular” belirir. Bir pike çekip topları “takırt” diye üç köşeye dağıtırken kahvedeki aylakları dalgalandırmak da var işin ucunda, çuhayı yırtıp kahveciye ocak söndüren bir meblağı uçlanmak da. Bakalım Ankara’dan pike heveslisi çıkacak mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024