Aydın Selcen
Saygın iktisatçı Mahfi Eğilmez geçenlerde Fenerbahçe yönetimine bir açık mektup yazdı. Söz konusu mektup benim özetimle, “altyapıdan oyuncularla yola çıkılıp, birkaç sezon şampiyonluğun unutulacağının en baştan taraftara duyurulmasını” öneriyor ve “lejyonerlerden kurulu orduyla başarılı olunamayacağı” savına dayanıyor. Sayın Eğilmez’le polemiğe girmek haddim değil. Ancak o da belirtmiş futbol üzerine konuşma hakkını “5-6 yaşlarından beri izleyici olmasından” aldığını. Dolayısıyla, ben de aynı hakkı kullanarak, önce futbola değineceğim ama sözü yine, bayram günü de olsa, dış politikaya getireceğim.
Galatasaray’ın kongre üyesi ve hasta taraftarı olduğum biliniyor artık. Yeni çıkan kitabım Gözden Irakta’da da “Parken” başlıklı bölümü o sevdama ayırdım. Bununla birlikte Fenerbahçe’de oturuyorum, benim “saksım” Dalyan-Kalamış-Moda hattı. Sayın Ali Koç’un başarılı olmak zorunda olduğunu ve eninde sonunda başarılı olacağını da sezonun daha ilk yarısında belirtmiştim. Yönetiminde bulunan Sevil Becan ve Burhan Karaçam’ı da dostlarım arasında sayabilmekten iftihar ederim, o da ayrı.
Futbol kısmında diyeceğim, tamamı lejyonerlerden kurulu İngiltere liginin dört takımı her iki Avrupa finalini kendi arasında oynadı, bu önemli ölçüt sanırım. İkincisi ise üç İstanbul büyüklerinin hiçbirinde ikincilik dahi “başarı” sayılmaz ve bu üç kulübün başkanları da “seçilmiş monarklar” olarak camialarını o bilinç ve üslupla temsille yükümlüdür bence. Galatasaray’da buna bir de kulübün lisede kurulması, sarayın o lise olduğu gerçeği ekleniyor ki, ben liseli olmamama rağmen kesinlikle mevcut üyelik yapısının kıskançlıkla korunması ve kongrelerin mutlaka GSL Tevfik Fikret Salonu’nda yapılması geleneğinin sürdürülmesinden yanayım.
Tabiatıyla, Sayın Eğilmez’in söylediğini anlamıyor veya düşüncelerine değer vermiyor değilim. Onun haklı olduğu ve benim de aynen katıldığım husus, bu yıl akıllarda kalan Şampiyonlar Ligi (CL) başarı öyküsünün Ajax’ınki; Premier League’de de Claudio Ranieri’yle kazandığı 2015-16 sezonu şampiyonluğuyla Leicester City’ninki olduğu. Buna karşılık, herhalde pek çok futbolseverin gönül tahtına kurulan 52 yaşındaki Jürgen Klopp’un “sebat” ederek Liverpool’u ayağa kaldırması, CL kupasını da alması, ancak lig şampiyonluğuna bir türlü erişememesi nasıl değerlendirilmeli? Başarı mı, aksine yetersizlik mi? Yahut bizde, “Trabzonspor’un bu yılın başarı öyküsünü yazdığını” iddia etsek, yanılmış olur muyuz?
Biz benzer düşünce hatları üzerinden dış politika konusuna dönelim. Benim yazdığım yazılar da büyük ölçüde “hariçten gazel okumaktan” ibaret. Kürtlerle arayı bulun, ABD ile arayı düzeltin, ekonomik krize rağmen ülke savunmasını aksatmayın hatta güçlendirin; özetle belâdan uzak durun, defterdeki açık hesapları kapatın, yeni hesaplar açmaktan da kaçının. Yapmak, söylemek denli kolay mı? Kabul, ancak dış politika alanında birincisi sağduyu, soğukkanlılık, uzgörü özetle akılcılık eksiğinin azaldığına, azaltılmaya çalışıldığına dair bir belirti yok. İkincisi, siyaset yapımı kapalı devre işliyor: O denli ki, dışarıdan bakışla, Dışişleri Bakanı’nın kendinin dahi o devrenin içinde olduğu görülmüyor.
Hesapvermezlik, keyfilik getiriyor. Keyfilik ise pragmatizm, inisiyatif kullanmak sayılıyor, öyle pazarlanıyor. Hatta diplomasi tümüyle bir pazarlama, halkla ilişkiler etkinliğine indirgeniyor. Denilebilir ki, örnekse Fransa’nın başkanlık sisteminde de dış politika ve ulusal savunma cumhurbaşkanının “domaine réservé”leridir, yani bu konularda karar alma bir numaranın mutlak ayrıcalığıdır. Ama o zaman da, Fransa’daki parlamentonun yetkileri, yerinden yönetimin durumu, medya, akademi, sivil toplum ve yargının bağımsızlığı karşılaştırmalarını da resme eklemlemek gerekir. Üzerine Genelkurmay Başkanı’nın şapkasını Milli Savunma Bakanı olarak değiştirerek aşıldığı varsayılan “vesayet” meselesini de bugün dahi tartışmak. Bürokraside liyakat aşınımı ve silolaşma hastalıklarının derinleşmesini de konuşmak.
Bugünlerde kendini yeniden dolaşıma sokmaya çabalayan Davutoğlu’nun zamanında “paradigma değişikliği” diye yola çıkıp, nasıl kendi ergenlik hülyalarına kapıldığını ve ülkeyi de peşinden batağa sürüklediğini hep birlikte gördük, yaşadık. Bir özel şirketin yöneticisi nasıl gelir-gider dengesini gündelik gözetir, gelir projeksiyonu yaparak çizdiği hedef doğrultusunda, yatırımları ve insan kaynaklarını yönetir, dış politikanın yürütülmesi de aynı ayıklığı ve hassasiyeti gerektirir. Kendi sıkletini bilmeden ringe çıkılamaz; bunu anımsatana da “sende özgüven eksikliği mi var” diye sorulmaz. Uluslararası ilişkiler disiplini özünde, tarih bilimi gibi değil; bir teori yaratıp, onu tarihten beslemeye dayalı. Ancak dış siyaset teoriler üzerinden yürütülemez, hele dükkân çarşının bizimki gibi bir yerinde bulunuyorsa.
ABD’de benzer süreç G.W. Bush başkanlığının ilk dönemindeki birkaç yıl için “neo-con” denilen akademik ekibin dış politika ve savunma konularında sıradışı bir egemenliğe sahip olmalarıyla yaşanmıştı. Varsayımlar alanda denendi, sonuç felâket oldu. Hoş, izlemenizi hararetle önereceğim Adam McKay’ın 2018 yapımı Dick Cheney biopic’i “Vice” bambaşka bir resim de sunmuyor değil: Belki “neo-con” denilenler de, bizim dışarıdan bakıp öyle varsaydığımız gibi, kendilerini dümende sanarlarken, geminin sıradan yolcularındanmış. Ortadoğu’da, dışarıdan kurcalayan olmasa da, daimi “felâket” hali yok mudur, yok muydu, o da başka soru.
Belki mesele ve maharet, o “daimi felâket” halinde, dış politika gemisini soğukkanlıkla yönetip, limana vardırmak. İnönü’nün İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında izlediği diplomasi ile İttihat ve Terakki’nin Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasındaki dış politikasını karşılaştırırsak, sanırım akılcılık farkı açıkça ortaya çıkar. Kurosawa’nın klasikleşmiş “Kagemusha” filminde, komutanın savaşın en yıkıcı anlarında dahi “bir dağ gibi kımıldamadan” ordunun en gerisindeki yerinde oturması gerektiği anlatılır. Diplomaside de etkinlikle, işgüzarlık arasındaki fark buna benziyor sanırım. Gemi, fırtına, liman demişken, varacağı limanı bilmeyen yelkenliye de hiçbir yelden hayır gelmiyor.
Zuckerberg ve onun gibiler, daha üniversite yıllarında, risk alıp, geleceği doğru okuyarak, girişimciliğe adım atmışlar ve elhak başarılı da olmuşlar. Bundan yola çıkarak, üniversite eğitiminin gereksiz, bilginin önemsiz olduğu sonucuna varıp, kendi çocuklarımızı eğitimden caydırmaya kalkar mıyız? Benzer bağlamda, “Şişko” lakâplı Ruiz, Joshua’yı devirip dünya ağır sıklet boks şampiyonu oldu. Demek ki, idmana gerek yok, sal göbeği, çık ringe, çekinme kardeşim sen de al ağır sıklet boks şampiyonunu karşına? Ruiz, paradigmayı değiştirmiş olabilir orası kesin ama acizane tavsiyem özellikle dış siyasette aman siz, siz olun, idmanlarınızı aksatmayın, düzenli tartıya çıkmayı da ihmal etmeyin. Aksi takdirde yiyeceğiniz aile boyu dayak, bedende kalıcı tahribata yol açabilir.
Tüm okurlarımın bayramını içtenlikle kutlarım.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları










































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024