Burhanettin DURAN
Zeytin Dalı Harekâtı planlandığı gibi yürürken Türkiye'nin PKK-YPG ile mücadelesini "sonlandırmak" isteyen çevreler hareketleniyor. Batı başkentleri bir yandan Türkiye'nin sınırındaki güvenlik "kaygılarını" anladıklarını belirtiyorlar. Diğer yandan ise Ankara'nın ne Afrin'in merkezini ne de YPG kontrolündeki diğer kantonları ele geçirmesini istiyorlar. CENTCOM komutanlarının "Deaş ile mücadele aksıyor" ya da "YPG'yi desteklemeye devamedeceğiz" açıklamaları bu isteksizliğin tezahürü.
Bu arada geçen gün de Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Zeytin Dalı'nı sınırlandırmak isteyenler korosuna katıldı: "Eğer bu operasyon, Türk sınırındaki terör tehdidiyle mücadeleden, Suriye'yi işgal operasyonuna dönüşürse o zaman bizim için gerçek bir sorun teşkil edebilir." Yine, Batı medyasının harekâtı "Kürtlere karşı savaş" olarak tanımlaması da "Deaş'ıyenen Kürtlerin terk edilmesi" söylemi de söz konusu isteksizliğin diğer bir tezahürü. Ankara'nın, hedefinin Kürtler olmadığını, aksine kendisine muhalif Suriyeli Kürtleri tasfiye eden PKK-YPG olduğunu ısrarla belirtmesine rağmen sınırlı sayıdaki sivil ölümleri üzerinden duygusal bir kampanya yürütülüyor. Hem de YPG'nin Hatay'a attığı onlarca roketin yol açtığı sivil ölümleri göz ardı edilerek.. Batı başkentlerinin YPG'yi terör örgütü olarak görmeme ısrarının ve medyalarındaki "Kürt" romantizminin temel sebebi Türkiye'nin PKK-YPG ile mücadelesini sonlandırma çabasıdır. Hatta YPG (ve PKK) ile müzakere masasına oturtma arzusudur. Bunun için de Türkiye'nin birkaç sene öncesine kadar PYD-YPG liderlerini ağırladığı ve 2015'e kadar da Çözüm Süreci yürüttüğü hatırlatılıyor. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın PKK'ya silah bıraktırma amaçlı Çözüm Süreci girişimi şimdiki PKK-YPG ile mücadele politikasının önüne bariyer olarak koyulmaya çalışılıyor. İçerideki "savaşa hayır" kampanyası da, ÖSO aleyhtarı tezvirat da aynı hedefe hizmet ediyor.
Nitekim dün New York Times'ın başyazısı ABD ile NATO'nun, Erdoğan'ı, çözüm sürecine dönmeye zorlamasını salık veriyordu. YPG'ye verilecek "yarı özerk bir bölgenin" Türkiye'ye "tehdit olmayacağı güvencesi" karşılığında... "Suriyeli Kürtler de Türkiye'deki Kürtlerle birtakım dolaplar çevirmeyecekleri yönünde güven telkin" etmeliymiş. Ve YPG'nin de Kuzey Suriye'deki bu bölgenin "hiçbir zaman bağımsız bir devlet halini almayacağını kabul etmesi" gerekiyormuş. Buradaki çelişki şu: Türkiye ve Irak'taki PKK ile Suriye'deki YPG'nin aynı olduğunu Ankara ısrarla söylerken Washington reddediyordu. Şimdi PKK'nın Türkiye'den militanlarını çekme karşılığında Suriye'nin kuzeyinde "yarı özerk bölgeye" sahip olması öneriliyor. Hem de "NATO güvencesiyle."
Bu öneri üç nedenle rasyonel değil. Ve denenmesi barış yerine, Türkiye'nin PKKYPG ile mücadelesini sekteye uğratmaya yarar. İlki, Erdoğan'ın iki defa denediği çözüm sürecini PKK, Suriye'deki kantonlar sebebiyle yıkmıştı. Müzakereler yürütülürken PKK hem PYD-YPG yapılanmasını oluşturdu hem de Güneydoğu illerimizde hendek savaşının alt zeminini hazırladı. PKK, Suriye'deki kantonlar için Türkiye'deki iddiasından vazgeçmez. Sadece zaman ve meşruiyet kazanmaya çalışır. İkincisi, geçen üç yılda ABD desteğiyle ordulaşan PKK-YPG'nin hırsları daha da büyüdü. Ve Ortadoğu'da PKK'nın Pan-Kürdizm emelinden vazgeçmesini gerektirecek bir ortam bulunmuyor. ABD ve NATO'nun bölge politikası da Türkiye'yi teskin etmekten ziyade endişelendiriyor.
Üçüncüsü, Katalonya ve Kuzey Irak (IKBY) örnekleri gösterdi ki "özerk bölge" uygulaması ayrılıkçı milliyetçiliği dindirmiyor aksine kabartıyor. Bu şartlarda "müzakere" fikri PKK ya da kolu YPG'yi kabullendirmekten ve terörle mücadeleye verilen güçlü iç desteği erozyona uğratmaktan başka bir işe yaramaz. Türkiye kamuoyu bunu bilecek kadar tecrübe sahibi.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020