Burhanettin DURAN
Washington, Ankara ile ilişkileri toparlamak varken yaptırımlar dönemini başlattı. ABD Hazine bakanlığı Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu'ya "ciddi insan hakları ihlali" suçlamasıyla bu bakanlarla iş yapılmasını engelleyen bir yaptırım kararı aldı. Bu karar, 2012'de Rusya'daki insan hakları ihlallerinden dolayı yaptırım uygulamak için çıkarılan Magnistsky kanununa dayandırılıyor. Söz konusu yaptırım ile Washington- Ankara hattındaki gerilim yeni bir evreye girdi. Kasımdaki seçimlere kadar sürmesi muhtemel bu evrenin hayli zor geçeceği anlaşılıyor. Washington bu sembolik yaptırımla yetinmeyecek ve devamını getirecek gibi görünüyor.
F-35'lerin tesliminin geciktirilmesi kabul edilirken tesliminin tümden engellenmesi girişimi de sırada. Uluslararası mali kuruluşların Türkiye'ye kredi vermesini kısıtlayan tasarı Senato alt komitesinden geçti. Halkbank'a ceza meselesi hâlâ netleşmedi. Bu konuların gidişatı eylülde netleşecek. Kritik olan şey şu ki, Washington-Ankara hattındaki gerilim konuları (Rahip Brunson, S-400'ler ve F-35 meselesi) birbiriyle iç içe geçirildi. Umalım ki Menbiç uzlaşması bu yol kazasına dahil edilmez. ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanı Orgeneral C. Scaparrotti, önceki gün Savunma Bakanı Akar ile görüştü. YPG'nin en geç eylülün ilk haftası Menbiç merkezini boşaltması gerekiyor.
Son kararla Kongre'den sonra Beyaz Saray'da da Türkiye'yi cezalandırma eğilimi öne çıktı. Başkan Yardımcısı Evangelist Pence bu eğilimin başını çekiyor. Aslında seçim dönemine giren Washington'da Türkiye'ye karşı bir akıl tutulması yaşandığı söylenebilir. Makul isimler, Dışişleri Bakanı Pompeo ve Savunma Bakanı Mattis mevcut krizin ikili ilişkileri tümüyle esir almasını engellemeye çalışıyorsa da Türkiye'nin ekonomisine saldıran "yaptırım" politikası artık ABD iç siyasetinin malzemesine dönüştürüldü. Başkan Trump, ABD vatandaşı (Brunson) için her şeyi yaptığı söylemini seçmenlerine satacak. ABD dış politikası giderek Evanjelizmin öğretilerinin gölgesinde şekilleniyor. Müttefiklerini de yaptırımla tehdit eden Trump yönetimini kimin "makul" bir tavra geri döndürebileceği ise cevabı belirsiz bir soru. Ve eğer önümüzdeki üçdört aylık bu süreç iyi yönetilemezse ikili ilişkilere telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar verecek bir fırtına dönemi başladı demektir. En kritik ay da eylül...
Washington'daki Türkiye karşıtı çevreler "cezalandırıcı yaptırım" döneminin başlamasından memnunlar ve devamının gelmesi için çabalıyorlar. Türkiye ile sorunları aşma ve yeni işbirliği alanları oluşturma niyetindekiler ise baskı altında. Sesleri duyulmuyor. Makul isimler bile ABD'nin "stratejik sabrının tükendiğini" söyleyerek bu yaptırım ortamını destekliyor. Rusya ve Almanya krizleri örnek verilerek "sertlik" tavsiye ediliyor. "Kırılgan ekonomik durum" sebebiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "elinin zayıf olduğu" ileri sürülüyor.
İkili ilişkilerde gerçekten kim kime "stratejik sabır" gösteriyor? 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ lideri Gülen'i iade konusunda iki yıldır hiçbir şey yapmayan ABD mi? Suriye'nin kuzeyinde PKK'ya güvenli bölge oluşturan ve YPG'ye binlerce TIR silah gönderen Washington'ı "sabırla" uyaran Türkiye mi? FETÖ ve YPG konusundaki hasmane tutumuna Halkbank davası, kredi sınırlaması, F-35'lerin geciktirilmesini ekleyen ABD'mi? Yoksa Brunson'u ev hapsine geçiren Türkiye mi? Şurası net, 2013'ten beri Washington-Ankara hattında "stratejik sabrın" büyüğünü Türkiye gösteriyor. Ve NATO müttefiki Türkiye'ye "yaptırım politikası" ile yaklaşan Washington'ın bilmesi gereken bir şey var. Krizler yapısal hale geliyor ve iç içe geçiyor.
Sabırlar tükenirken gerilimler "stratejik fırtınaya" dönüşüyor. Trump'ın tüm müttefiklerine "alternatif tercihleri" dayatan tavrı sona erdiğinde bölgemizde ABD menfaatlerine uzun vadeli zarar verilmiş olacak. ABD ve Türkiye'nin ayrılan yollarını buluşturmak ise çok zor olacak. Gerilimlerde, diplomasinin rasyonel ve mütekabiliyete dayanan yaklaşımından başka bir çözüm yolu yok.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020