Burhanettin DURAN
Cumhuriyetimizin 95. yıldönümünü dün İstanbul yeni havalimanının açılışıyla birlikte kutladık.
Bu uygulama Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarının ilklerinden biri olarak yakın tarihimizin sayfalarındaki yerini aldı. Muhalefet partilerinin genel başkanlarının "Ankara dışında" kutlanmasını eleştirerek resepsiyona katılmaması her zamanki tepkisel konuma düşmeleri dışında bir şeye karşılık gelmiyor.
Cumhuriyet resepsiyonunun İstanbul dahil Türkiye'nin her yerinde, özellikle sembolik anlam taşıyan "başarılarla" kutlanması gurur verici bir etkinlik. Kaldı ki, yeni havalimanı son on altı yılda hayata geçirilen mega projelerden sadece birisi değil. Ticari anlamının ötesinde sembolik bir önemi bulunuyor. Türkiye'nin küresel düzeyde etkili rol alma iddiasının da bir parçası.
ABD'nin süper güç olma sorumluklarını terk ettiği dönemde Türkiye'nin küresel karşılığı olan güçlü bir bölgesel aktör olma çabası zorunlu bir gidişat. Aksi takdirde Ankara, Türkiye'nin milli menfaatlerini koruyamaz.
Bugün Washington'da milliyetçi bir iktidar var. Avrupa başkentlerinde merkez siyaset aşırı sağ akımların baskısı altında. Etrafımız ise etnik ve mezhepçi çatışmalardan geçilmiyor. Böylesi bir dönemde havalimanı gibi mega projelerle Türkiye'nin bir yandan dünya ile entegre olması diğer yandan da kapsayıcı bir kimlikle milli iddialarını ortaya koyması örneklik teşkil etmekte. Sadece son bir haftada yaşananları bile bu gözle ele alabiliriz. Erdoğan'ın Kaşıkçı cinayetindeki sorumlu tavrı da İstanbul'daki Suriye konulu dörtlü zirve de ve yeni havalimanının Cumhuriyet Bayramı'nda açılışı da aynı kapsayıcı ve iddialı Türk milli kimliğinin yansımaları.
İstanbul Zirvesi’nin Suriye’deki denkleme etkisi
Dört lider (Erdoğan, Putin, Macron ve Merkel) geçen cumartesi Suriye'yi konuşmak üzere İstanbul'da bir araya geldi.
Bu dörtlü zirve, Türk diplomasisinin Suriye krizinde geldiği etkili konumu özetlemekte.
Suriye iç savaşının başından itibaren ABD tarafından yalnız bırakılan Türkiye, 2015'ten sonra Rusya ve İran ile bir yol bulmak durumunda kaldı. Astana süreci ve Soçi Zirvesi Moskova ile birlikte çalışmanın parametreleriydi.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve İdlib çatışmasızlık anlaşması girilen yeni yolun sonunda elde edildi. İşte bu parametrelerin sonucu olan İstanbul Zirvesi'nde ABD'nin olmaması ise tesadüf değildi. Cenevre sürecinin olası somut adımlarının tartışıldığı zirvede ABD'nin olmayışı aslında Suriye'deki rolünün YPG kontrolündeki bölgenin korunmasına indirgendiğini de sergiledi. Bu gidişle Washington, Cenevre'de Moskova'nın yanında ana bir aktör olabilmek için yeni adımlar atmak zorunda.
Zira Rusya, Avrupa'nın en önemli üç NATO üyesi ile birlikte Suriye'de siyasi süreci, Anayasa komisyonunu, mültecileri ve radikallerle mücadeleyi görüştü. Yani Putin savaş döneminde az maliyetle Suriye'de birincil aktör haline geldiği gibi barış döneminde de böyle bir birincil role soyunuyor. Ve bunu Türkiye ile birlikte çalışarak yapıyor. Türkiye ise Almanya ve Fransa'yı sürece katarak İdlib başta olma üzere Suriye'deki kazanımlarını Avrupa ile eşgüdüme getirmeye çalışıyor.
Böylece hem Rusya dengeleniyor hem de Avrupa Suriye meselesine kısmen de olsa angaje ediliyor. İlk aşamada Almanya'nın mülteciler konusu dışında aktif olmasını beklemeyelim.
Fransa da şimdilik ABD olmadan çok ileri gitmek istemeyecektir.
Bununla birlikte İstanbul Zirvesinin Macron'un "Türkiye ve Rusya ile stratejik ortaklık yapmalıyız" ve Merkel'in "başımızın çaresine bakmalıyız" cümlelerinden sonra toplandığını da hatırdan çıkarmayalım. Zirve bildirisinde öne çıkan Esed rejimine yönelik kimyasal silah uyarısı, askeri çözüm arayışının reddedilmesi, mültecilerin geri dönüşü ve BM vurgusu Ankara'nın konumunu pekiştirmekte.
Ayrıca, "Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme kararlılığı" maddesinin YPG ileilgili olduğu açık. Türkiye'nin Fırat'ın doğusunda operasyon yapma niyeti güçlenirkenWashington, YPG'ye endeksli Suriye politikasını değiştirmek zorunda. Ya daha fazla angajman ya da çıkış aramak durumunda.
Trump, hâlâ "çekilme" seçeneğini zihninden silmiş değil. Washington'daki İran'ı sınırlandırma yanlıları bastırsa da ABD'nin Türkiye ile çalışarak Suriye'den tedricen çekilmesi en uygun seçenek.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020