Cafer Solgun
avucuna baktım
yollar görmedim yolculuklar gördüm
mezar görmedim ölü gördüm
düşman görmedim savaş gördüm
–Şirvan Erciyes
Yollarda okurum diye yanıma kitaplar almıştım ama Şirvan Erciyes’in Post Mortem adlı şiir kitabına takıldım kaldım (Kayıp Kitaplar Yay. Haziran 2025). Her şiir okuduğumda şair olmadığıma, olamadığıma hayıflanırım içten içe. Bazen şiirsel metinler çıkar kalbimden, kalemimden, evet, ama şiir başka bir şey.
İyi şiir, sanırım, her okuyanda uyandırdığı duygu ve düşünceler ölçüsünde iyi şiirdir. Okuduğunuzda içinizde bir şeyleri uyandırmayan, ayaklandırmayan ve ne anlattığını anlamak için bilmece, bulmaca çözer gibi kafa yorduğunuz bir şiir, iyi şiir olabilir mi?
Şirvan Erciyes’in şiirlerinin bana düşündürdükleri, hissettirdikleri hakkında ayrıca yazacağım; yapabildiğimce. Dersim yollarında geçmişten geleceğe bir yolculuğa çıkmama vesile oldu o şiirler. Hem zaten o duyguyla, yollar, yıllar, insanlar duygusuyla, memleket hasretiyle, ölmüşlerimizin hatıralarıyla yüklü iseniz… Şiir, gözlerinizden akan yaş olur.
***
“Özlemek, ne uzun bir mesafe,” dediğince Cahit Zarifoğlu’nun, özlemek ne uzun ve ne erişilmez, ulaşılmaz bir mesafe…
Mesele sevdiğiniz, özlediğiniz, hikâyenizin başladığı topraklara adım atmanızla ilgili değil sadece; bu hasreti sözcüklerle ifade etmek, zor. Şair olmak lazım işte…
Bu yeryüzündeki cennet tabir edilen coğrafyada gün yüzü görmeden kefensiz toprağa düşen, terk-i diyar eden atalarımızdan, halen gün yüzü görmeden ömürlerinin son dönemecinde her şeye rağmen şükürle Hak’ka yürümeye hazırlanan büyüklerimizden devralıp çocuklarımıza devrettiğimizdir bu hasret…
Bunu ne “Vatan, millet, Sakarya” diye mesnetsiz sloganlarını ona buna saldırmak, ayrımcılık, ırkçılık yapmak isteyenler anlayabilir ve ne de her akıllarına geldiğinde “Dersim Değil Tunceli” kampanyası yapan vicdansız, izansız, kalpsiz faşist kişilik, karakter yoksunları…
“Tunceli” mi Dersim mi?
Ağızlarına çağdaşlık, ilim, bilim gibi lafları pelesenk etmelerine, hatta bazıları “çağdaşlık” ne kelime, kendilerince “komünist” takılmalarına karşın, Dersim deyince “Saldır Co!” komutu almış gibi ayaklananlar var. Hâlâ var. Bazen bunlara nereden esiyorsa “Dersim değil Tunceli” diye tutturuyorlar. Geçenlerde yine rastladım, sosyal medyada.
Ciddi ciddi “Dersim”in geri, gerici, feodal bir “şey” olduğunu ve “Tunceli” isminin çağdaşlık, medeniyet, uygarlık filan olduğunu düşünüyor bu vatandaşlar. Süzme salak birine anlatır gibi söyleyeyim: Dersim, bu coğrafyanın, bugünkü Erzincan, Malatya, Muş ve Bingöl’ün bir kısmını da içine alacak biçimde yüzyıllardır adı. Merkezi, Mamekiye. Tunçeli ise (yasadaki orijinal adı TUNÇELİ), 1935 yılında kanunla bu coğrafyaya konulan bir isim. Kanlı bir katliamın, soykırım saikiyle işlenen toplu bir katliamın ismi. “Devletin tunç eli” manasında. Memleketiniz kimliğinizin bir parçasıdır, tarihinizdir, kökünüz ve menkıbelerinizdir, kişiliğinizi şekillendirendir. Bir kırım operasyonunun adı memleketinizin ismi olsun ister misiniz?
(Yeri gelmişken; Dersim’e dair bildiğiniz, bilmediğiniz veya bildiğinizi sandığınız gerçeklerin doğrusunu, kaynakları, belgeleriyle birlikte ortaya koyan bir çalışmam yakında yayınlanacak. Şimdiden duyurmuş olayım.)
Temkinli iyimserlik
Memleketin “o” tarafının gündemi bu; barış oluyor mu cidden? Bu işte bir “iş” olmasın?
Geçen yılın sonlarında da Diyarbakır, Elazığ ve Dersim dolaylarında idim. İnsanlar Devlet Bahçeli’nin önce “tokalaşma”sını, ardından da “Öcalan gelsin DEM grubunda konuşsun, örgütü feshettiğini açıklasın, umut hakkını değerlendirelim” demesini konuşuyorlardı doğal olarak. Temkinli bir iyimserlik ve cevap aradıkları soru işaretleri vardı…
Bu süre zarfında PKK lideri Abdullah Öcalan örgütü feshetme ve silah bırakma çağrısı yaptı. Örgüt çağrıya uyacağını açıkladı ve PKK’yi feshetme kongresi yaptı. Bese Hozat öncülüğünde bir grup gerilla basın ve siyasi parti, STK temsilcileri önünde silahlarını yaktı. Geçenlerde TBMM bünyesinde İyi Parti dışında bütün partilerin temsil edildiği bir komisyon kuruldu ve çalışmalarına başladı…
Ancak aynı temkinli iyimserlik, “ihtiyatlı olmak lazım” ruh hali devam ediyor. Gelmişten geçmişten konuştuğumuz arkadaşlarımın anlam vermekte zorlandıkları sorunlar çok. Açıkçası, “Bu işin arkasında bir oyun olmasın?” tedirginliği var. Öcalan’ın kamuoyuna yansıyan açıklamalarındaki bazı hususlar da şaşkınlığa yol açmış; özellikle Seyit Rıza ve Şeyh Said için söyledikleri. Şaşkınlığın özeti: “Şeyh Said’in neredeyse bütün geride kalan aile ve akrabaları Kürt milliyetçisi. Seyit Rıza’nın geride kalan akrabalarının hepsinin ömrü ‘Seyitlerimizin cenazelerine ne yaptınız’ mücadelesi yürütmekle geçti. Seyit Rıza’nın torunlarıyız hepimiz, sen de dahil kendimizi böyle görürüz, bizlerin de ömrü bu devlete ve düzene itiraz etmekle geldi geçti. İşbirlikçi kim? Judenrat kim? Her halkın tarihinde işbirlikçiler vardır, direniş kadar ihanet de vardır. Ama onlar bizim tarihi mirasımız; o mirası karartmak, saygınlığına gölge düşürmek doğru mudur?”
“Demokratik özellik”
İyi ki Dersimli Serhat var yani, arkadaşım. Adını “Dersimli” diye vurgulamak kendisinin tercihi. “Tunceli” kampanyaları düzenleyenlere tepkisini biraz da böyle belli ediyor. İyidir, hoştur, hoşsohbettir. Anlattığı çok hikâye var da, birini paylaşayım sizinle de.
Malum, Dersim’de sokakta elini sallasan mahpustan yeni çıkmış birilerine çarpıyorsun. İstisnalar hariç, herkesin “içeri” girip çıkmışlığının sebebi, tabii ki “siyasi.”
Hikâyemizdeki İbo da hapisten yeni çıkmış. Hapisten yeni çıkmış olanların “ayrıcalıklarından” o da yararlanmak istiyor tabii. Oturduğu kahvede insanlar “geçmiş olsun” sırasına girsin. Munzur’un kıyısında rakı içmeye davet edilsin, kendisinden “Olur mu öyle şey heval!” denilip hesap filan alınmasın. Hali vakti yerinde olan hemşerileri “durumunu” sorsun, cebine para sıkıştırsın. “Bu halk için neler çekti gençlerimiz” diye hep beraber efkârlanalım, Kirmançki kelamlar dinleyelim…
İyi de gidip geldiği yerlerde kimse İbo’ya yüz vermiyor. Böyle olunca o da “Bari ben hamle yapayım, madem kimsenin haberi yok” demiş ve bir gün Zeynel’in kahvesine gitmiş. İçeri girdiğini, boş bir masaya oturduğunu ve çay istediğini kimseler umursamamış yine.
“Süreçten haberiniz var mı süreçten? Akşama kadar oyun oynuyorsunuz burada!”
“Ne süreci İbo?”
“Biz içerde bunları gördük, okuduk, siz burada oyun oynayıp lak lak ederken!”
“Ne okudunuz mesela?”
“Demokratik özellik olacak, Dersim’e de vuracak. Haberiniz var mı? Yok!”
“İbo demokratik özellik nedir ula?” demiş Zeynel.
“Bir şey bildiğiniz yok ki!”
“E sen nereden öğrendin peki?”
“Ma içeriden yeni çıktım, geçen hafta!”
“Wey? Oğlum sen içeri xırxızlıktan (hırsızlıktan) girmemiş miydin?”
O gün bugündür İbo’yu Dersim’de gören yok. Elazığ’a yerleştiği söyleniyor.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025