Cafer Solgun
Yazmak ciddi bir iştir, Nâzım’dan ilhamla, şakaya gelmez. Bakın neden…
Yazı ile ilgili herkesin kendince yazmaya yüklediği bir anlam vardır kuşkusuz. Benim için yazmak, öncelikle kafanı meşgul eden veya gündemindeki bir konu, bir sorun hakkında derli toplu bir düşünmek biçimi oluyor. Neden, niçin, nasıl gibi sorular etrafında o konu veya sorunla ilgili kendi tutum ve değerlendirmenizi bence en iyi yazarak oluşturur, ifade edersiniz…
Ben yazılarımı öncelikle düşünerek kafamda yazıyorum; yürürken mesela. Sokakta, parkta, mümkünse bir deniz kenarında volta atarken… Bir arkadaşla, tanıdıkla rastlaşırsam, “Derinlere dalmışsın yine?” veya “Çok düşüncelisin, hayırdır?” gibi sorularla karşılaşıyorum. “Doğrudur” deyip geçiştiriyor, yoluma devam ediyorum. Yanlış anlaşıldığım da oluyor; “Geçen sahilde yürürken gördüm, adam beni görmezden geldi!” En azından kendi payıma, sonradan konu olduğunda, özür dileyerek yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışıyorum.
Sonra çekildim bir kenara
Seyrettim olan biteni…
Baktım;
Kimde ben ne kaldım
Kim bende ne kadar kalmış diye…
Geçen ömrüme bir damla gözyaşı akıttım
Yarısı “adanmışlıkla” geçmiş
Diğer yarısı “aldanış” ile… –Özdemir Asaf
Yazmak sadece bir derli toplu düşünmek, yoğunlaşmak hali değil; aynı zamanda bir kendini ifade etme ve paylaşma biçimi oluyor. Düşündüğünü sözcüklerle kâğıda, yazıya dökmek, “söz uçar yazı kalır” misali bir düşüncesini belgelemek işi aynı zamanda. Tabii ki paylaşmak, başka insanların dikkatine getirmeyi gerektirir; mümkünse yayınlanmasıyla birlikte. Hem, sosyal medya araç ve imkanları da var artık.
Bazen yazdıklarını “gizlemen” de gerekebiliyor ama; hapishanedeysen mesela. Misal, kaldığım hapishane idarelerinin mektuplarıma, okuduğum kitaplara, defterlerime gösterdikleri özel “ilgiden” hiç de hoşnut değildim. Mektup ve benden başka kimsenin okumadığı defterlerimdeki yazılarım, öykü denemelerim hakkında dava açılmışlığı da vardır; hem de “örgüt propagandası” iddiasıyla.
İfade verdiğim yargıca, “Kime, nasıl propaganda yapmış olabilirim acaba? Sonuçta benim gibi düşünen insanlarla beraber hapisteyim; onlara neden ‘yazarak’ propaganda yapayım? Defterlerimi ‘kontrol edeceğiz’ diye 15 günde bir alıp götüren cezaevi müdürlerine mi propaganda yapıyorum? Onlar da defterlerimden uzak durursa, propagandamdan etkilenmemiş olurlar” içeriğinde bir şeyler söylemiştim, gülmüştü adam.
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem umutsuzluk kışıydı… Hem her şeyimiz var hem hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya cehenneme…” –Charles Dickens, İki Şehrin Hikayesi
Yazmak, aynı zamanda bir mücadele ve direniş eylemi. Demokrasiye, barışa, hak ve özgürlüklere dair ciddi sorunları olan bir ülkede yaşıyorsanız ve hasbelkader memleket meseleleri üzerine yazan bir kalem ve köşe sahibi iseniz, bir duruşunuz olmalıdır ve o da yazılarınızda dile gelendir.
Bağımsız bir yazar olmak özel olarak birilerinden yana ya da birilerine karşı olmak mecburiyetinden azade kılar sizi; sorumluluğunuz, vicdanınıza karşıdır.
Doğrusu, bu devirde bağımsız bir yazar olmak, iddiası demokrat olmak, sorumluluğu vicdanına karşı olmak, egemen medya ekol ve anlayışlarının hazzettiği bir şey değil. Zira hangi konuda ne yazdığın, nasıl yazdığın, hangi ölçülerle yazdığın filan önemli değil böylelerine göre; baktıkları şey sadece şu: “Bizim adamımız mı değil mi?”
Belki daha güzel zamanlar vardır; ama bizimki budur. Bizim yaşayacağımız hayat, bu savaşın, belki bu devrimin ortasındaki bu hayattır.” –J.P. Sartre
Bu köşede 2019 yılından beri aksatmadan her Cuma memleket meselelerine dair düşünce ve değerlendirmelerimi paylaşmaya çalıştım. Yazım yayınlandığında bütün Türkiye benim yazımı okuyacakmış gibi bir ciddiyet ve sorumluluk duygusuyla. Her zaman, demokrasi, barış, insanlık değerlerinden yana net bir tavır ve duruşun sahibi olmaya çalıştım.
Kürt sorunu ve barış üzerine yazdım en çok. Belki de milliyetçilik ve çeşitliliğiyle anlamlı bu ülkeyi tek tipleştirme dayatmalarının yanlışlığı üzerine. Ya da eşit yurttaşlık sorunlarımız üzerine yazdım en çok. Ama neticede meramım, demokrasi ve özgürlükler üzerineydi hep…
“Sadece yaşamak yetmez” dedi kelebek, “Gün ışığı, özgürlük ve küçük bir çiçek de gerek.” –H. Christian Andersen
***
P24Blog, bütçe sorunları nedeniyle kapanıyor. Dolayısıyla bu da benim buradaki son yazım.
Yasemin, Mesut, Zeynep, son olarak da Mehtap başta olmak üzere P24 ekibine, çalışanlarına teşekkür ederim.
Okurlara, yazılarımı paylaşanlara, tartışanlara, eleştiri veya yorumlarıyla katkı koyanlara da teşekkür ederim. (Tepkilerini küfür, hakaret veya tehditlerle iletenlere ise şifa dilemekten gayrısı gelmez elimden.)
Bir süre “günlük” yazmayacağım, yayına hazırlanan kitaplarım var ve yazmaya devam etmem gereken zorlu bir romanım. Bu arada dört bir yandan sökün edecek “bizde yazsana” önerilerini değerlendireceğim
Her halükârda yazıyla, yazmakla ilişkim devam edecek, kimse de demesin defteri kapattı bu adam.
Zındancılardan kurtardığım günlüğümden bir not olsun bu yazının son sözü:
Zor zamanlardan bugünlere ve ufkuna geleceğin, her defasında yeniden başlayacak gücümüz, direncimiz, umudumuz olsun diyedir yaşamaktan yana ısrarımız…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci milletin hakemliğinde yürür mü? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİIŞİD tehdidi SDG'yi kıymete bindirir mi? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYastık altında 705 milyar dolar 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciGelir bozukluğunda görülmeyen iki ayrıntı 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDindar nesil hikayemiz ya da sosyolojinin yeni haritaları 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır... 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025