Ceren KENAR
Kenan Evren'in ölüm haberini, Türkiye hep bir ağızdan “kötü bilirdik” nidası ile karşıladı. Rahmetliyi hürmetle anan olmadı, siyasi mirasına kimse sahip çıkmaya kalkışmadı. Ölünün arkasından kötü konuşulmaz prensibi, Evren ile askıya alındı ve “bir sağdan, bir soldan” gelen salvolar ile Evren'in temsil ettiği despotizmin Türkiye'de alıcısının hiç olmadığı bir kere daha kendini gösterdi.
Evren, şüphesiz ki ardından edilen tüm menfi yorumları hak eden bir dönemin sembolü ve mimarlarından biriydi. Türkiye'de sağcısından solcusuna, Kürt'ünden Alevisine, ülkücüsünden "İslamcı"sına, her grubu mağdur eden uygulamaları göz önüne alınınca, Evren'in arkasından gözyaşı döken olmaması şaşırtıcı değil elbette. 12 Eylül rejiminin her açıdan korkunç karnesinde kristalize olan devlet zulmünün Evren şahsında sembolize olması da ilginç değil muhakkak ki.
Lakin, bir yandan Evren lanetlenirken birleşirken Türkiye (ki malumunuz bu kutuplaşmış siyasi atmosferde nadiren olan bir durum bu), diğer yandan yine bir tarihî meseleyi bugün alınan siyasi pozisyonu güçlendirmek için kullanıyor. Karşı siyasi kampın sembolik isimlerinin Evren'e dair kurduğu olumlu cümleler RT rekorları kırıyor. Herkes tarafından bir şeytan olduğu konusunda mutabık olunan Evren, bugünün siyasi cepheleşmesinde rakip kampa 'çakmak' için bir malzemeden fazlasını ifade etmiyor aslında.
Türkiye'de entelijansiya uzun seneler boyunca darbelere karşı kategorik bir itirazdan ziyade, seçici bir tutum takındı. 1980 darbesi Türkiye'de sola karşı yapılmış gibi algılandığı için lanetlendi. Ancak 1960 darbesi daha yakın zamanlara kadar birçok grup tarafından darbe olarak değil, devrim olarak algılandı. 28 Şubat post-modern darbesi ise askerin siyaseti meşru çekidüzen faaliyeti olarak resmedildi. 27 Nisan muhtırası akabinde anaakım medyada yazılan apolojiler hâlâ akıllarda. Tüm bu darbeleri meşrulaştıracak şekilde siyasilerin hataları vurgulandı, asker için başka yol kalmamıştı argümanı tekrarlandı. Her grubun favori bir darbesi olduğu Türkiye'de, darbelere kategorik itiraz geleneği ancak asker siyasette etkisini tamamen yitirince, geriye yönelik bir faaliyet olarak başladı.
Geç ama güç değil. Darbelere karşı kolektif ve güçlü bir sesin çıkması yine de önemli ve değerli. Ancak bunu yaparken belirli bir darbeyi, sadece bir kişiye indirgemek, o darbeye meşruiyet veren, mümkün kılan faktörlerin altını çizmemek, Türkiye tarihi üzerine sağlıklı bir okuma sunmuyor.
Kenan Evren'in şahsına duyulan nefret son derece normal ve anlamlı. Ancak 1980 darbesi bir şahsın ürünü değildi. Bir devlet geleneğinin, askerî vesayet üzerine inşa edilen bir sistemin ve uluslararası konjonktürün ürünüydu. Şimdi bir darbenin tüm yükü zaten itibarsızlaştırılmış bir kişinin üzerine atılırken, gözden kaçan bu devlet zulmünün kolektif bir eser olduğu idi.
Yani Evren yalnız değildi. 1980 yılında hepiniz olmasa da çoğunuz oradaydı. Bugün Evren'i lanetleme sırasına girenlerin idol gazetecilerinden, Batı kamuoyuna, 13 Eylül 1980 günü çoğu kişi oradaydı.
Örneğin, New York Times gazetesinde Kenan Evren'in ölümünden sonra yayınlanan yazıda Evren'i neredeyse "İslamcı" olarak takdim ederken, darbe olduğu zaman bambaşka bir yayın politikası izliyordu.
New York Times gazetesi Türkiye'deki darbeye bir sayfa ayırmıştı, 13 Eylül 1980 tarihli nüshasında. Kenan Evren, “Batı'nın Dostu, Türk teröristlerin düşmanı” olarak takdim ediliyordu. Evren'i “yumuşak üslubu ile bilinen”, “güçlü bir Batı dostu”, “sessiz aile babası” olarak tanımlayan gazete, Evren'in siyasi hırsları olmadığı, temkinli ve istikrarlı olduğunu, katiyen Brezilya ve Arjantin'deki cunta liderlerine benzemediği yönündeki yorumları Türk diplomatlardan alıntılıyordu. Evren'in üç kızının üniversitede okumasını, diktatör olamayacağına dair bir delil olarak gösteriyordu. Bu epey tuhaf mantık silsilesini ise Türkiye'nin NATO ile ilişkilerinin darbeden zarar görmeyeceği vurgusu izliyordu.
New York Times, nasıl bugün Mısır'da Sisi'nin sırtını sıvazlıyorsa (Charlie Hebdo saldırısı sonrasında Sisi'nin ılımlı İslam'ın temsilcisi olarak nasıl bu gazetede resmedildiğini anımsatmak gerekir bu noktada), o gün de Evren'den övgülerini esirgemiyordu. Zira 12 Eylül darbesi herkesin mutabık olduğu üzere ABD tarafından desteklenmişti. Dönemin demokrat liberal başkanı Jimmy Carter ve ekibi Türkiye'deki darbeden sonra derin bir oh çekmiş, liberal ve demokrat New York Times'a da bu darbeyi meşrulaştırmak kalmıştı.
1980'lerde bir 3. dünya ülkesi için olabilecek en kötü şey bir komünist tarafından yönetilmesi idi, bugünse bir İslamcı tarafından yönetilmesi olarak algılanıyor! 1980'lerde övgüyle Batı dostu olarak takdim edilen Evren'in artık gayrimeşru görülmesi ile bugün İslamcı olarak tanımlanması tuhaf değil yani.
Bugün Kenan Evren'i şöyle tarif ediyor gazete: “Türkiye'nin saygı duyulan kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün seküler prensiplerine sahip çıktığı iddiasında olsa da, General Evren bugünlerde ülkesinin İslami düşüncenin meşrulaştırılmasından kısmen sorumlu görünüyor. Komünizmin cazibesinden korkan Evren İslam'ı bir alternatif olarak gördü. Yönetimi altında din dersleri Türk okullarında zorunlu hale getirildi. Atatürk'ün ortaya koyduğu katı Batı merkezli politikaları takip etmektense, Türk-İslam sentezi olarak bilinen politikaları benimsedi.”
Neresinden tutsanız elinizde kalacak klişeler... Ciddiyet iddiası olmasa aslında komik. Türkiye'de İslami düşüncenin Kenan Evren sayesinde meşrulaştığı iddiası misal epey fantastik. Atatürk'ün “katı Batı merkezli politikaları” klişesi akademide bayatladı ama ne yazık ki gazetelerde hâlâ sorgulanmadan kullanılıyor. Bu arada o dönem yazılmış New York Times makalelerinin tümü tarandığında görünen ilginç bir durum var. Ne tuhaftır ki, çok partili demokrasiye geçtikten sonra düzenli olarak, neredeyse her yıl Türkiye'de İslamcılık yükselişte, seküler liberaller endişeli haberleri yapan New York Times bu dönemde Evren'in “İslamcı” politikalarına dair hiç haber yapmamış. Laiklik konusunda 1990'larda Bedri Baykam ve Mehmet Ali Kışlalı'dan görüş alacak kadar hassas NY Times muhabirlerinin bu dönem böylesi haberler yapmamış olması da dikkat çekici.
Hakkını yemeyelim, New York Times gazetesi Evren'i böylesine resmetmekte yalnız değil. Sonuçta New York Times, Türkiye'ye bakışını, Türkiye'deki seküler mahallenin görüşlerini İngilizce'ye çevirip, o dönemin ABD kamuoyu (aslında dış politikası demek daha doğru) ile harmanlayarak oluşturuyor.
Kenan Evren'in Türkiye'de İslamcılığın önünü açtığı tezi Türkiye'deki sol ve seküler mahallenin resmî tarih yazımı. Türkiye'de sol entelijansiya 12 Eylül darbesini, Türkiye'de sadece ve sadece sola karşı yapılan bir müdahale olarak görürken, bu dönem yaşanan mağduriyetleri tekeline alma eğilimi gösteriyor. 12 Eylül'ün, Türkiye'de sol hareketlere son derece ağır, gayriinsani ve şiddet dolu uygulamaları ortada. Fakat bu 12 Eylül rejiminin başka siyasi gruplara baskı yapmadığı anlamına da gelmiyor.
12 Eylül'ün sol hareketleri tasfiye etmesi, Türkiye'deki İslami akımları desteklediği ve güçlendirdiği anlamına gelmiyor. Bu iddia içeriğinin zayıflığına tezat şekilde yaygın. Peki, bugün iktidarda olan AK Partinin ideolojik kökeni Milli Görüş hareketi, Türk-İslam sentezinin bir ürünü müydü? 12 Eylül rejimi bu hareketi destekledi mi? Sloganları ve klişeleri bir yana bırakarak, tartışalım:
“Atatürkçülük yerine irticai ve diğer sapık ideolojik fikirler üretilerek, sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idare sistemi, yargı organları, iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir.”
12 Eylül 1980, Kenan Evren'in okuduğu Milli Güvenlik Konseyinin 1 No'lu Bildirisi:
"Konya olayları gericiliğin ne boyutlara ulaştığını göstermiştir. Milletimizin bu olay karşısında gözleri açılmış, tehlikeyi bütün boyutlarıyla görmüştür."
16 Eylül 1980, Kenan Evren'in darbe sonrasında yaptığı ilk basın açıklaması:
"Konya mitingi 12 Eylül'e gelinmesinde bardağı taşıran son damla olmuştur."
Haydar Saltık, 29 Ekim 1980
“12 Eylül 1980'de, tam da bu satırları yazdığım saatlerde, Cumhuriyet gazetesinin o koca salonundaki yegâne televizyonun sesi sonuna kadar açılmıştı. Gazeteye gelebilenler televizyonun karşısına yığılmış, darbenin lideri Kenan Evren'in açıklamalarını dinliyordu.
İlhan Selçuk'u hatırlıyorum, TV'yi görebilmek için bir masanın üzerine çıkmıştı, dikkat kesilmiş izliyordu olan biteni. Kenan Evren, darbenin kimlere karşı yapıldığını anlatırken 'irtica'yı da sayınca belli bir rahatlama sezdim İlhan abinin yüzünde. 'İrtica da dedi' diyerek masanın üzerinden indi, yukarıya odasına çıkıp darbeli günlerin ilk yazısını yazmaya gitti.
Memlekette darbe olmuş. Başta gazetemizin olmak üzere hepimizin geleceği belirsiz. Ama darbenin sadece bize karşı olmaması, başkalarını da hedef alması beni hiç de rahatlatmıyordu!”
İsmet Berkan, 13 Eylül 2005, 12 Eylül'den bazı anlar.
Bahsi geçen ve 12 Eylül darbecileri tarafından darbenin en önemli gerekçelerinden gösterilen Konya mitingi, 23 Temmuz 1980 tarihinde Kudüs'ü, İsrail'in başkenti ilan etmesine tepki olmak üzere MSP tarafından 6 Eylül 1980 tarihinde Konya'da düzenlenen 'Kudüs Mitingi' idi.
Miting sırasında tertip komitesi üyelerinin (MSP Konya Senatörü Ahmet Remzi Hatip'in ve MSP Genel Başkan Yardımcısı Şener Battal'ın) aksi yöndeki ikazlarına rağmen belirlenmiş sloganlar dışında laiklik karşıtı sloganlar bazı gruplar tarafından atılır. Dönemin Konya Belediye Başkanı Mehmet Keçeciler mitinge dair şöyle bir anekdot anlatır: “Erbakan mikrofonu alıp, İstiklal Marşı için bizzat ses verdi. Hep bir ağızdan söylenirken baktım, en önde bazı adamlar ayağa kalkmıyor. Kimin veya kimlerin yaptığını hâlâ bilmiyorum, oturanların hepsi Konya'nın meşhur delileriydi. Mustafa'dan İsmail'e Selahattin'e kadar ne kadar delimiz varsa hepsini salıvermişler sokağa. Üzerlerine yeşil kaftanlar, başlarında yeşil sarıklar, boyunlarında koca Mevlana tespihleri. Dışarıdan gelen gazeteciler haklı olarak bunları normal adam zannetti. Ertesi gün Hoca MSP, ben de belediye adına dilekçe verdik savcılığa ve valiliğe. İstiklal Marşı okunurken oturanlardan şikâyetçiyiz diye..."
Fakat bu ihtiyatlı tavır da Erbakan'ı ve partisini kurtararamıştır. Askerî darbe sonrası Konya mitingiyle alakalı yargılananların tümü beraat etmiş olmasına rağmen, bu miting darbeyi meşrulaştıran bir unsur olarak kullanılmaya devam etmiştir. Kenan Evren'in miting akabinde 30 Ağustos günü Zafer Bayramı sebebiyle verdiği mesajda şu cümleler ile mitinge karşı askerin tavrını netleştirmiştir: "...Aziz arkadaşlarım. Sizler de bu olayları görüp duydukça eminim ki en az benim kadar üzüntü duymaktasınız. Ancak şuna inanız ki bu satılmış zavallılar bir avuç azınlıktır..." , "...Ve siz onların hepsini bir anda yok edecek güçtesiniz. Asıl, sessizliğimizi ve sabrınızı güçlerinin kanıtıymış gibi göstermek isteyenler, nasıl yanıldıklarını bir zaman gelecek acı şekilde göreceklerdir." Ve sonrasında darbenin ilan edildiği deklarasyondan başka açıklamalara, 12 Eylül darbesinin hedeflerinden birinin de irtica ile mücadele olduğu defalarca belirtilmiştir.
12 Eylül döneminde "İslamcı" olmanın bedelleri vardı ve bunlar ağır bedellerdi.
Örgütlenme düzeyinde sadece Erbakan’ın MSP’si değil, diğer kuruluşlar da baskı gördü. Akıncılar yaygın bir "İslamcı" örgütlenmeydi. Tüm şubeleri kapatıldı, sorumluları yargılandı ve ceza aldı. MTTB teşkilatı, Halkevleri türünden, kısmen devlet kökenli bir yapılanmaydı. Süreç içinde ılımlı denilebilecek İslamcı çizgiye kaydığından ötürü kapatıldı.
163. maddeden cezalar yaygınlaştı. O dönemde az sayıda kitap yayınlanasına rağmen toplatmalar ve cezalar çoğaldı.
Diyanet teşkilatında ağır bir baskı dönemi yaşandı. Camilerde hutbelerin merkezî sistemle belirlenmesine gidildi, camilerin namaz saatleri dışında kapalı tutulması uygulamasına geçildi. O kadar ki, bu dönemde İslami camiada “Cuma namazı kılınması caiz değildir” tezinin yaygınlaşması biraz da camilerin bu durumundan kaynaklanıyordu.
Başörtüsü yasağı bu dönemde başladı. Önce İmam Hatiplerde, ardından yüksek öğretimde tartışmaya açıldı ve Kasım 1982’den itibaren YÖK marifetiyle uygulamaya konuldu.
Yüzlerce binlerce Kur'an Kursu kapatıldı. Bilhassa geleneksel cemaatlerin, "Nurcuların", "Süleymancılar"ın ve çeşitli tarikatlerin kursları engellendi ve kapatıldı.
Hal böyleyken nasıl oldu da, 12 Eylül'e dair anaakım tarih yazımında yukarıda bahsi geçen yasaklar ve baskılar silindi. Nasıl oldu da, Yalçın Küçük'ün aforizmalarında kristalleşen bir anlayış hakim oldu? . “Eylülist Diktotarya, İslamizm'in Altın Çağı'dır. Osmanizasyon'un başıdır. Akepe, bir devlet politikasıdır.” “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin zoruyla, ülkeye görülmemiş bir dinsellik giydirdiler. Daha önceden başlamıştı, ancak, eylülist rejim, dincilikte, ölçü tanımıyordu” gibi ifadeler bu ülkede aklı başında entelektüeller tarafından daha rafine bir şekilde üretildi?
12 Eylül’ün İslamcılığı desteklediğine dair iddialara genelde dört ana veri sunulur. 1- Din derslerinin anayasa ile zorunlu hale gelmesi. 2- İmam Hatip Liselerinin yaygınlaştığı tezi. 3- Kenan Evren'in konuşmalarında Kur'andan alıntılar yapması. 4- Resmî ideolojinin ve Kemalizm'in bir Türk-İslam sentezi doktrini ile yeniden tanımlanması ve bu doğrultuda bazı cemaatlere destek verilmesi.
Madde madde gidelim:
1- Din dersleri ilk defa 12 Eylül’de gelmedi. Zaten vardı. Evet, seçmeli idi ama katılmayanlar dilekçe vermek durumundaydı ve bu yüzden hemen herkes katılıyordu (katılmak zorunda hissediyordu). 12 Eylül öncesi (yani din dersleri zorunlu değilken) din dersinden muaf olmak için başvuran öğrenci sayısına dair elimde net bir sayı veya istatistik yok. Lakin o döneme dair bireysel anlatılar bu sayının oldukça az olduğunu belirtiyor. Yani din dersinin zorunlu kılınması ile bu derslere katılımın kat kat arttığı iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Kenan Evren zorunlu din dersini savunurken şöyle bir gerekçelendirme getirmiştir: “Din eğitimi çocuklara aile tarafından verilmez. Aslında aile bu eğitimi vermeye çalışsa bile, yanlış, eksik veya kendi bakış açısından öğretebilir; dolayısıyla bu uygunsuzdur... Size çocuklarınızı yasa dışı Kur’an kurslarına göndermemenizi daha önce de söylemiştim. Şimdi bunu anayasa hükmü haline getirdik. Artık din, devlet tarafından devlet okullarında öğretilecek. Şimdi biz laikliği çiğniyor muyuz, yoksa ona hizmet mi ediyoruz? Tabii ki hizmet ediyoruz. Laiklik Türk insanını dini eğitimden mahrum bırakıp, onu din istismarcılarının eline teslim etmek değildir...”
Bununla beraber içerik itibariyle de bu dersler yoğun bir Atatürkçü propagandayı içeriyordu.. 90’ların başında bir Alman eğitimci heyetin incelemesinden sonra bu müfredatı Almanya’da uygulamayız, bu din bilgisi dersinden ziyade Kemalizm indoktrinasyonu dedikleri vakidir. Bu dönemde "İslamcı aydın" Abdurrahman Dilipak’ın din kültürü derslerinin içeriğine ilişkin kaleme aldığı “Bu Din Benim Dinim Değil” kitabı başlığı ile "İslamcılar"ın zorunlu din dersine bakışını sarih bir şekilde göstermektedir.
Özetle “din dersi İslamcılığı güçlendirme zemini olarak kullanıldı iddiası” epey temelsiz bir iddiadır. Bu din dersleri ile hedeflenenin, Cumhuriyetin başından beri Diyanet projesinin de aslını oluşturan düzene ve Kemalizme uyumlu bir din anlatımı olduğu açıktır. Bununla beraber tek başına din dersleri İslamcılığı desteklemeye ve hatta üretmeye yetiyorsa, tamamen Kemalist içerikten oluşan eğitim müfredatı nasıl bireyle oluşturuyordur sorusu genellikle es geçilen bir noktadır.
2- 12 Eylül darbesi döneminde İHL'lerin sayıca arttığı doğru değildir. Hatta ve hatta darbeden sonra ilk açılan İHL 1985’te, yani Özal döneminde açılmıştır.
3- Evren'in konuşmalarında, meydanlarda âyet ve hadis okuduğu doğrudur. Kenan Evren âyet ve hadis okuyordu, evet, ama başörtüsünün Kur'anda olmadığı, dinin devlete itaati emrettiği ve benzeri o dönemde İslamcıların tüylerini ürpertecek ifadeleri desteklemek için seçici olarak kullanıyordu.
Mısır'ın sosyalist despotu Nasır'ın İslam'dan referans kullanması nasıl onu İslamcı kılmıyor ve Müslüman Kardeşler hareketine olan baskısını açıklamıyorsa, Evren'in de İslamcılara baskı adına Kur'andan alıntı yapması onu İslamcı veya İslamcı dostu yapmıyordu.
4- Gelelim son maddeye: Resmî ideolojinin ve Kemalizm'in bir Türk-İslam sentezi doktrini ile yeniden tanımlanması ve bu doğrultuda bazı cemaatlere destek verilmesi. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kemalizm hiçbir zaman resmî düzeyde anti-İslam olarak tanımlanmamıştır. İslam gerektiğinde Kemalist iktidar için bir yardımcı söylem işlevi görmüş, meşruiyet kaynağı olarak kullanılmış, endoktrinasyonun bir parçası olmuştur. Bu anlamda 12 Eylül bir istisna değil, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren kullanılan bir prensibin devamı olmuştur.
Bu dönemde bazı cemaatlerin desteklendiği doğrudur. Mehmet Kutlular’ın ifadesi ile: “Askerler yurt dışında Milli Görüş ve Süleymancılara karşı birlikte çalışalım, dediler ama ben reddettim... Bu ‘derin devlet’ dediğimiz büyük ölçüde bütün İslami gruplarla anlaşma içine girdi. Burada menfaatler karşılıklıdır. Her iki tarafın maksadı ayrıdır. Devlet bu gruplara, ‘Atatürk’e saygılı olun biz de size yardımcı olalım’ demiştir. Bakın bazı İslami gruplara, 12 Eylül’den sonra birden palazlandılar. (Fethullah Gülen ve Mehmet Kırkıncı grubunu kastederek) Acaba kendi güçleriyle mi palazlandılar. Hayır.”
Burada soru şudur: Türk-İslam sentezini yaymak isteyenler, bunu kime karşı yapmayı hedeflediler? Amaç sekülerler ve sosyalistlerin dönüşümü müydü, yoksa bazı tehlikeli bulunan İslami akımların tasfiyesi miydi? Neden Milli Görüş ve Süleymancılar hedef alınırken, Gülen cemaati desteklendi? Neden bazı cemaatler o dönem makbul ve kullanışlı bulunurken, diğerleri devlet tarafından tehlikeli olarak görüldü?
Bu soruların cevapları üzerine dürüstçe düşünmenin vakti özellikle o dönemi yaşayan kanaat önderleri için gelmiştir.
Not: Bu yazının büyük bir kısmı 2-10-2014 tarihli “12 Eylül ve İslamcılık: Hangi Türk-İslam sentezi?” yazımdan alıntıdır. O yazıyı hazırlarken benimle o döneme dair bilgi ve gözlemlerini cömertçe paylaşan Rıdvan Kaya'ya büyük bir teşekkür borçluyum. Bu minvalde bu konuyu etraflıca tartışan ve epey faydalandığım Musa Özer'in “12 Eylül Darbecilerinin İslamcılığı Desteklediği İddiası Siyasi Tarih Çarpıtmasına Açık Bir Örnektir!” (Haksöz Dergisi, Mayıs 2011) ve Kenan Levent'in “Efsane ve Gerçeklik Arasında İslami Hareketlerin Yükselişi” (Haksöz Dergisi, Ocak 2011) makalelerini tavsiye ederim. O döneme dair bir İslamcı perspektif açısından, Adil Akkoyunlu’nun "Bir İslamcının 12 Eylül Hatıraları” (Çıra Yayınları) adlı kitabı da incelenmelidir...
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017