DOĞAN ÖZGÜDEN
Salı günü öğleden sonra Brüksel’in Josaphat Parkı’nda ıhlamur ağaçlarının salmaya başladığı o güzelim kokuyu içime çektikten sonra Avrupa Parlamentosu’nun Strasbourg’taki merkezinde başlayacak Türkiye görüşmelerini kaçırmamak için hızla geriye vurdum…
Parkta hemen her gün buluşup Belçika ve dünya ahvali üzerine ayaküstü söyleştiğim Türkiye’li, Orta Doğu’lu, Kuzey Afrika’lı, Doğu Avrupa’lı göçmen dostlarımın çoğu, seyahat yasaklarının büyük ölçüde kalkmasından yararlanarak derhal ülkelerine gitmişlerdi…
Gitmekte gecikmiş olanlardan bir dostum ayak üstü vedalaşırken her zamanki gibi sormadan edemedi: “Türkiye’den sana ne getireyim?” Yıllardır her sorana verdiğim yanıtı yineleyerek kazasız belasız gidip dönmesini diledim: “Umut getir… Diktanın sonunun yaklaştığı umudunu getir!”
Düşünce özgürlüğü sembolü Voltaire’in adını taşıyan büyük bulvarı hızla geçip bilgisayar ekranının karşısında Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye görüşmelerinin başlamasını beklerken belleğim beni bugünkü iletişim olanaklarının henüz olmadığı, olayları ancak yerinde izleyebildiğimiz yarım yüzyıl öncesine götürdü.
O zaman Ant yazarı Mekin Gönenç’le birlikte elimizde Demokratik Direniş Hareketi adına hazırladığımız çeşitli belgelerle Strasbourg’ta günlerce önceden mevzilenir, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin 12 Mart 1971 rejimine yaptırım uygulamasını sağlamak için çeşitli ülkelerin parlamenterleriyle temas kurardık. İlişkilerin önemli bölümünü de 1969’da faşist albayların diktası altındaki Yunanistan’ın Avrupa Konseyi’nden atılmasını sağlamış olan Yunanlı direnişçi dostumuz Maria Becket sağlardı.
Mekin’i 2011’de, Maria’yı ise 2012’de sonsuzluğa uğurlamış olmanın acısı her daim yüreklerimizde…
Onlarla birlikte 12 Mart 1971 faşist cuntasına karşı mücadele verdiğimiz o dönemden on yıl sonra, kendimizi daha çok sayıda siyasal sürgün dostlarla birlikte hem Strasbourg’ta, hem de Brüksel’de 12 Eylül 1980 faşist cuntasına karşı mücadelenin içinde bulduk.
Tam 40 yıl sonra da aynı kentlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın şefliğindeki islamo-faşist diktaya karşı mücadele….
Avrupa Parlamentosu genel kurulu, daha bir buçuk ay önce, 19 Mayıs 2021’de, İspanyol raportör Nacho Sanchez’in hazırladığı 2020-21 Türkiye İlerleme Raporu’nu onaylamıştı.
Değişik ülkelerden ve farklı siyasal gruplardan 35 milletvekilinin 30’u Türkiye’deki Erdoğan rejimini yerden yere vuran konuşmalar yaparak Konsey’i ve Komisyon’u bu rejime dolaylı destek verdikleri için ağır şekilde eleştirmiş, sonuçta 150 çekimser, 64 hayır oyuna karşılık 480 oyla kabul edilen raporda Ankara yönetimi tarafından mevcut olumsuz gidişata acilen ve tutarlı biçimde son verilmemesi halinde Türkiye ile katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması çağrısı yapılmıştı.
Ancak Brüksel’de, 14 Haziran günü yeni ABD cumhurbaşkanı Joe Biden’ın patronluğu altında toplanan NATO zirvesinde olduğu gibi, AB’nin en üst organı Avrupa Konseyi’nin 24-25 Haziran zirvesinde de Türkiye’deki tüm insan hakları ihlalleri ve konu komşuya saldırılar sineye çekilerek Suriye mültecilerini ağırlaması karşılığında Ankara’ya 3 milyar Euro verilmesi kararlaştırılmıştı.
Anımsanacağı üzere liderler zirvesinden önce Berlin’de Ursula von der Leyen ile ortak bir basın toplantısı düzenlemiş olan Almanya Başbakanı Angela Merkel de Türkiye’nin çok sayıda mülteciyi barındırdığına işaret ederek, “Anlaşma önemli ve daha da geliştirilmeli. Türkiye 3,7 milyon Suriyeli mülteciyi barındırma konusunda muhteşem bir iş yapıyor. Türkiye desteğimizi hak ediyor” diye fetvayı basmıştı.
Geçen yazımda ayrıntılı olarak tanıtmaya çalıştığım Kollektif Emperyalizm’in kendisine hoşgörülü davranacağından son derece emin olan Erdoğan diktası, misli görülmemiş bir cüretle insan haklarını ve özgürlükleri en hunhar yöntemlerle çiğnemeye devam ediyor. İktidarin yetiştirdiği bir tetikçi HDP lokalini basarak genç bir Kürt kadınını katlediyor, HDP’yi kapatma, HDP milletvekillerini siyasetten menetme hazırlıkları hızla ilerliyor.
İşte bunlara tepki olarak Avrupa Parlamentosu “Türkiye’de muhalefete, özellikle de HDP’ye uygulanan baskılar” üzerine 6 Temmuz 2021’de Strasbourg’ta olağanüstü bir toplantı yapmak zorunda kaldı.
Internet’te izlediğim görüşmelerde Avrupa Parlamentosu’nun tüm siyasal grupları adına konuşan milletvekilleri, sağcı ECR grubunun Polonyalı sözcüsü Witold Jan Waszczykowski hariç, Erdoğan’ın baskıcı yönetimine karşı son derece sert konuşmalar yaptılar.
Daha sonra kabul edilen karar tasarısında Türkiye'de muhalefet partilerine yönelik sürekli saldırı ve baskılardan, özellikle de HDP’nin Türk makamları tarafından giderek artan bir şekilde hedef alınmasından duyulan endişe vurgulanarak, Erdoğan iktidarı bu duruma derhal son vermeye ve ülkedeki tüm siyasi partilerin çoğulcu ve demokratik bir sistemin temel ilkelerine uygun olarak meşru faaliyetlerini özgürce ve tam olarak yerine getirmelerini sağlamaya çağrıldı.
Ancak bu kez kabul edilen kararda, 19 Mayıs 2021 kararının aksine, Ankara yönetimi tarafından mevcut olumsuz gidişata acilen ve tutarlı biçimde son verilmemesi halinde Türkiye ile katılım müzakerelerinin resmen askıya alınması çağrısı yer almıyor.
Bu toplantının açılış ve kapanış konuşmalarını yapan AB Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles, daha önceki bir oturumda Nikaragua yönetimini en sert şekilde eleştirmişken, Türkiye konusunda Erdoğan’ı rahatsız edecek herhangi bir ifade kullanmamaya özen gösteriyordu.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel de, Avrupa Parlamentosu’nun bu haftaki oturumunda, 24-25 Haziran’da gerçekleştirilen AB Liderler Zirvesi’nin sonuçları üzerine yaptığı konuşmada, bazı rahatsız edici durumlara rağmen, Türkiye ile ilişki sürdürmenin AB’nin temel politikalarından biri olmaya devam edeceğini vurguluyordu.
AB-Türkiye ilişkilerinin yakın geleceği açısından çok önemli bir gelişme ise, Avrupa Birliği dönem başkanlığının 1 Temmuz 2021’den beri altı ay süreyle Slovenya’ya geçmesi oldu. Dönem başkanlığını Portekiz'den devralan Slovenya başbakanı Janez Jansa, yaptığı ilk konuşmada "Türkiye, Akdeniz'in en önemli aktörlerinden biri haline gelmektedir" diyerek Erdoğan rejimine karşı herhangi bir yaptırıma olanak tanımayacağını daha baştan belli etmiş oldu.
Slovenya’nın dönem başkanlığını üstlenmesi üzerine Erdoğan, Avrupa Birliği içinde yeni bir koçbaşına sahip olmuş bulunuyor.
Neden?
Çünkü, Avrupa Konseyi başkanı olan Slovenya Başbakanı Janez Jansa, bu birlik içinde en sağ kanadı temsil eden Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a yakınlığıyla tanınıyor.
Yugoslavya’nın dağılmasından sonra kurulan ve AB’nin en küçük devletlerinden biri olan Slovenya’da Janez Jansa iktidarının insan hakları ve özgürlükleri çiğneyen uygulamaları uluslararası kamuoyunda zaten geniş tepkilere yol açıyordu. Bu tepkiler, dönem başkanlığını üstlendikten sonra yapılan bir ortak basın toplantısında Avrupa Komisyonu başkanı tarafından da dile getirildi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban kendi ülkesinde aşırı sağ bir yönetim kurmakla yetinmediği gibi, Avrupa Birliği’nin tamamında aşırı sağın egemen olması için tüm olanaklarını seferber etmiş durumda…
Tam da 24 Haziran zirvesi öncesi, Macaristan parlamentosunun LGBT karşıtı bir yasayı kabul etmesi üzerine 17 üye ülkenin liderlerinin Avrupa Birliği başkanlarına bir açık mektup göndererek LGBT karşıtı ayrımcılıkla mücadele çağrısında bulunmuş olması, 10 Orta Avrupa ülkesinin ise bu çağrıya katılmaması AB içindeki kutuplaşmayı daha da keskinleştirmiş bulunuyor.
Bu kutuplaşma sürecinde geçen hafta da Avrupa Birliği üyesi 14 ülkeden 16 sağcı parti “ederal bir blok” yerine “egemen üye devletlere dayalı bir birlik” çağrısı yapmakla kalmıyor, Avrupa Parlamentosu içinde ikinci büyük siyasal grubu oluşturmak üzere seferber olmuş bulunuyordu… Bu hareketin başını Macaristan’dan Viktor Orban'ın Fidesz, Fransa’dan Marine Le Pen'in Ulusal Birlik, İtalya’dan Matteo Salvini'nin Lega, Polonya’dan Mateus Morawiecki’nin Hukuk ve Adalet partileri çekmekte…
Bu harekete AB dönem başkanı Janez Jansa’nın Slovenya Demokrat Partisi’nin de katılması herhalde sürpriz olmayacak.
Unutulmasın ki, bu yeni oluşumun başını çeken Viktor Orban sadece Avrupa Birliği içinde değil, Türkçe konuşan ülkeler topluluğu içinde de aynı derece aktif…
Türk ve Macar uluslarının Hun İmparatoru Atilla’nın torunları olduğu gerekçesiyle 2018 Eylül’ündeki Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldığını, 1 Ocak 2019’da Peşte’de Macaristan Araştırma Enstitüsü’nü faaliyete geçirdiğini daha önceki yazılarımdan birinde açıklamıştım.
Orban’la Erdoğan arasındaki çizgi beraberliği, ayrıca, Türkiye’nin tüm protestolara rağmen kadın haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle daha da pekişmiş bulunuyor.
Hem Avrupa Birliği içinde, hem de Türkçe konuşan ülkeler topluluğu içinde önemli bir yer tutan Viktor Orban’dan sonra, onun çizgisindeki Slovenya Başbakanı Janez Jansa’nın AB dönem başkanı olmasıyla Tayyip uluslararası ilişkilerde her türlü manevraya, şantaja baş vurarak terör gemisini yürütebilme rahatlığına erişiyor.
En azından Fransa’nın AB dönem başkanlığını üstleneceği 1 Ocak 2022’ye kadar…
Ancak AB içindeki ikinci koçbaşı düştükten sonra Türkiye’de insan hakları ve özgürlüklerin savunması konusunda ne gelişmeler olacağı, sadece yeni dönem başkanı Fransa’nın Ankara’ya karşı ne tavır alacağına bağlı değil…
Daha da önemlisi, Türkiye’deki muhalefet güçlerinin, yaklaşan 2023 seçimlerinden, belki sürpriz bir erken seçimden önce demokrasi mücadelesinde ne denli tutarlı davranabileceğine, sadece Kürt ulusunun değil, tüm demokrat ve ilerici yurttaşların temsilcisi olan HDP’yle gerçekten demokratik bir ittifakı gözü alıp alamayacaklarına bağlı…
Kamuoyu yoklamalarında barajı geçebileceği kesin görünen bir İYİP’in “telef olma”yı bir yana bırakıp HDP ile demokrasi ittifakını göze alabilmesine, ana muhalefet partisi CHP’nin de İYİP’i buna zorlamasına bağlı…
Koray Düzgören’ın dünkü yazısında İYİP başkanına son derece haklı olarak söylediği gibi, “Telef olmanıza gerek yok Sayın Akşener, biraz niyetiniz olsun yeter! Bu tek adam zulüm rejiminin son bulmasını istiyor musun, istemiyor musun? Bu rejime karşı mısın, değil misin? Asıl sorun bu… Gerisi lafügüzaf...”
Ancak böylesi bir demokrasi ittifakı gerçekleşirse, tatile giderken “Türkiye’den sana ne getireyim?” diye soran göçmen dostlarıma söylediğim “Umut getir… Diktanın sonunun yaklaştığı umudunu getir!” dileği de belki bir gün gerçekleşir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.10.2024
15.10.2024
7.10.2024
25.09.2024
9.09.2024
19.08.2024
8.04.2024
13.03.2024
27.02.2024
11.12.2023