Elif ÇAKIR
Sonda soracağım soruyu başta sorayım: Ekonomideki ağır sıkıntıları anlatan, hatta “ülkeyi büyük bir felaket bekliyor” diye uyarıda bulunan sanayiciler hakkında savcılar, “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçundan soruşturma açacak, polis şafak vakti kapılarına dayanacak mı?
Sanayici iş insanları Adnan Polat, Vahap Küçük ve Abdullah Kiğılı, reel ekonomideki ağır sorunları ifade eden açıklamalar yaptılar:
“Yüksek enflasyon, düşük kur ve artan maliyetler üretim ve ihracatı durdurma noktasına getirdi… Ülkeyi büyük bir felaket bekliyor, 6 ay sonra ürün bulamayacağız… Siyaset sert, toplum yorgun; gerginlik iç barışı olduğu kadar ekonomiyi de vuruyor…”
Daha önce de İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, üst üste açıklamalar yaparak “sanayide durum çok vahim, sanayimiz için alarm zilleri çalıyor” diye konuşmuştu.
Sanayideki endişe verici durumu anlatarak tedbir isteyen iş adamları hakkında savcılar “gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma, ülkede felaket senaryosu oluşturma, halka karamsarlık aşılama, iktidarı yıpratma” suçlamasıyla soruşturma başlatacak, polis şafak vakti kapılarına mı dayanacak mı?
***
Nihayetinde olmadık bir şey değil, iktidarın ekonomi ve hukuk politikalarını eleştirdikleri için TÜSİAD Başkanları Ömer Aras ve Orhan Turan hakkında soruşturma başlatılıp, kollarından tutulup adliyeye ifade vermeye götürülmedi mi?
Haklarında hukuken hiçbir suç unsuru yoktu ama TÜSİAD’ın “hukuka güven olmadan daha iyi bir gelecek kurulamaz, ekonomik kalkınma ancak hukuk devletiyle mümkün olur” sözleri iktidarı bir hayli öfkelendirmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz” sözlerinin üzerine savcılık harekete geçmişti. (19 Şubat 2025)
İktidar ekonomi politikalarını eleştirenleri susturmak, hukuk devleti uyarası yapanları yargı eliyle sindirmek, “faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” tezinin ülkeyi uçurumun kenarına getireceği uyarısı yapan iktisatçıları mandacılıkla suçlamak yerine kulak verseydi, uyarıları dikkate alsaydı bugün ülkemizde enflasyon, hayat pahalılığı gibi sorunlarımız olur muydu?
***
Erdoğan’ın “Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin nas var nas, sana bana ne oluyor. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” dediği gün dolar kuru 17,94 liraydı. (19 Aralık 2021)
Ertesi günü Euro/TL kuru rekor kırarak 20,23'ü aştı. Borsa İstanbul'da yüzde 5'e varan düşüş nedeniyle devre kesiciler uygulandı. (20 Aralık 2021)
CB hükümet sistemi dış politikadan iç politikaya ülkemize istikrar sağlayacak, istihdamı artıracak, Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak, ülkemize kazandıracağı itibarın büyüklüğü ile bütün dünya ülkelerini kıskandıracaktı değil mi?.. Bu vaatlerle getirdikleri CB hükümet sisteminin ilk kabinesinin açıkladığı 9 Temmuz 2018’de dolar kuru ne kadardı peki? 1 Amerikan doları 4, 54 liraydı. Yazıyla yazalım 1 ABD doları dört lira 55 kuruştu, dört buçuk liraydı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “siz bu kardeşinize verin yetkiyi, ondan sonra faizle, kurla, enflasyonla nasıl uğraşılır görün” dediği 19 Haziran 2018 tarihinde dolar kuru dört buçuk liraydı, TÜİK’in açıkladığı verilere göre enflasyon oranı yüzde 11’lerdeydi, politika faizi yüzde 30’du. Geniş tanımlı işsiz sayısı 6 milyondu, ülkemizin dış borcu ise 460 milyar dolardı.
Bütün yetkileri tek elde toplayan “tek kişilik hükümet” sisteminin ülkeyi getirip bıraktığı yer ortada.
***
CB Hükümet Sisteminin ilk ekonomi bakanlarından Berat Albayrak 2019 31 Mart yerel seçimleri döneminde dolar kuruna ilişkin efsane sözünü hatırlıyorsunuz değil mi?
“Dolar 10 lira olacak, 15 lira olacak diyorlar, çok beklersiniz! Dolar düştü 5 liraya!”
“128 milyar dolar”ı harcayarak sağlanan o gececi düşünün ülkeye faturası çok ağır oldu… Bugün 1 ABD doları 41. 84 Türk lirası.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019 yılından bu yana “enflasyonu daha önce de biz düşürdük, şimdi yine biz düşürürüz” açıklamaları yapıyor.
20 Kasım 2019’da AK Parti İl Başkanları toplantısında “Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indiriyoruz. 2020 faizin daha da düştüğü yıl olacak” demişti.
8 Kasım 2021’de katıldığı bir televizyon programında “Ben ekonomistim. Enflasyonla mücadele bizim işimiz, milletimizi, vatandaşımızı faize ezdirmeyeceğiz, faiz sebep, enflasyon neticedir” demişti.
12 Aralık 2022’de kabine sonrasında yaptığı açıklamada “2023 sonunda enflasyonu yüzde 20’ler seviyesine, 2024’te tek haneye düşürmekte kararlıyız” demişti.
İyi de CB sistemi öncesinde zaten enflasyon yüzde 20’nin altındaydı, yüzde 11’lerdeydi.
8 Kasım 2024 tarihinde “Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüreceğiz. İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek… Bir ekonomist olarak öğrendiğim bilgi bu” demiş.
Ve en son Azerbaycan dönüşünde uçağındaki gazetecilere eylül ayında enflasyonun artmasıyla ilgili olarak söylediği şu:
“Biz bu işi (enflasyon mücadeleyi) biliyoruz; Türkiye ekonomisi, hiç endişe etmeyin, güçlü temeller üzerinde yükseliyor. Geçmişte bu mücadeleyi biz başarıya ulaştırdık. Bugün yine biz ulaşırız. Çünkü biz bu konuda deneyimliyiz. Bu işi biliyoruz ve bundan nasıl sıyrılırız, bunun gayreti içerisindeyiz” (9 Ekim)
Evet hakkını teslim edelim ki Erdoğan iktidarı, geçmişte yani iktidarlarının ilk dönemlerinde enflasyonla mücadelede başarılı oldu.
Mesele tam olarak da budur.
Geçmişte Kemal Derviş’in reforme ettiği ekonomiyi devralmış, rasyonel ekonomiye bağlı kalmış, Avrupa Birliği politikaları izlemiş, bu sayede enflasyon düşmüş ve büyüme sağlanmıştı. Dolar kuru 4 buçuk liraydı. 2008 yılında bütün dünyayı kasıp kavuran ekonomik kriz ülkemizi teğet geçmişti.
Fakat sonra, “faiz sebeptir, enflasyon sonuçtur” tezi bütün makro ekonomik dengeleri bozdu, ekonomiyi uçurumun kenarına getirdi, tedavi diye faizi yüzde 50’ye çıkarttı!
***
Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Eylül 2025 Dönem Raporu”nu açıkladı. Rapora göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin 418 lira, yoksulluk sınırı ise 91 bin 381 lira. Tek kişinin yoksulluk sınırı 42 bin 526 lira.
Mehmet Şimşek üç yıldır uğraşıyor ekonomiyi toparlayamıyor, enflasyon düşüyor ama ekonominin düzeldiğini gösteren başka göstergeler yok.
Ülkemizin saygın ekonomistlerinden Mahfi Eğilmez, Türkiye ile Arjantin’in son bir buçuk yıldaki ekonomik göstergelerini karşılaştıran çarpıcı bir tablo paylaştı. Eğilmez, “Geçen yıla kadar Türkiye, Arjantin gibi kötü duruma düşer mi diye merak ediyorduk. Bakın ne oldu?” diyerek Türkiye’nin Arjantin’in gerisinde kaldığını, Arjantin’in bile düzelme trendine girdiğini söylüyor.
Neden?
Çünkü hukuk düzelmeden ekonomi düzelmiyor. Hukuksuz ekonomi ancak işte bu kadar düzeliyor…
Ekonominin gerçek anlamda düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacak söze bağlı.
Türkiye hukukta da rasyonel zemine oturacak diyecek ve hukuk ilkeleri işleyecek… Ekonomi toparlanacak…
Bu kural ülkemiz için çok basit ama Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından bu kararı vermek çok ama çok zor.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENÖcalan’a kilit rol verilince... 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSezgin Baran Korkmaz’a “zamanlaması manidar” soruşturma 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump-Netanyahu ittifakı 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUFilistin Tony Blair’e mi bırakıldı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstil-giyimde 316 bin kişi kovuldu 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYIKIM BAŞLADI… YA KIRILAN, YIKILAN KALPLER… 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’yi anlamak 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABARIŞTA ISRAR ETMEK 15.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
29.08.2025