Eyüphan KAYA
Diyarbakır insanı hizmete susamış, onuruna düşkün, maddi manevi değerleriyle ayakta kalmak, yaşamak için şimdiye kadar elinden geleni yaptı, yapmaya da devam ediyor. Şimdiye kadar malıyla canıyla bedel ödedi, şimdi ise oyuyla karar verecek.
Diyarbakır’da birçok parti yerel seçimlere giriyor, ancak bir şehir yazarı olarak kamuoyunu gözlemlediğim kadarıyla AK Parti, BDP ve Hüda-Par’ın(Parti isimlerini alfabetik sıraya göre sıraladım) çalışmaları daha çok dikkat çekiyor. Hak-Par ve Saadet Partisi de kendince bir çalışma içindeler, CHP, MHP ve BBP’nin bayraklarının da Diyarbakır’da dalgalanması beni ekstradan mutlu etti, “İşte barış ve kardeşliğin kenti Amed” demek içimden geldi.
AK partinin oyları iş, aş ve barış oylarıdır. Çünkü bu seçim yerel yönetimler seçimi de olsa eninde sonunda alınan oy oranı Başbakanın da elini güçlendirecek, O Başbakan ki “Barış için gerekirse zehir bile içerim” diyecek kadar bir babayiğit. Ülkenin geleceği bu barışa bağlı olduğuna inandığı ve geleceği görecek kadar bir vizyon sahibi. Bu konuda Başbakanın başarabileceğine inanan uluslar arası Gladyo’nun ayağına çelme atmaya çalıştığı efsanevi bir lider. Bu Beyefendinin partisine verilen oylar, barışın oyları değil de nedir?
Barış ve Demokrasi Partisi(BDP) oyları kimlik mücadelesini verip bu uğurda değer biçilmesi zor bir emek sarf ederek, devletin derin yapılarını pes ettirecek kadar varlığını hissettiren vatandaşlarımızın sesidir. Kürt oylarına oranla çoğunluk olmasa da barış adına kale alınması gereken oylardır. Bu bölgede yaşamak kendi başına bir fedakarlık iken, bu uğurda ceza çeken, cefa çeken insanlarımızın sathı siyasete inip oy kullanarak daha makul bir mücadeleyi tercih eden adaylara verilen oylar barışa destek oyları değil de nedir?
Hür Dava Partisi(Hüda-Par) bir kesim insanımızın kendine göre değişik hassasiyetleri gereği gönülden oy verebileceği bir parti bulamayınca ve kentimizin manevi ve insani değerlerinin erozyona uğraması münasebetiyle ortaya çıktığını dile getiren bu parti, aylardır müthiş bir tempoyla kendini tanıttı tanıtmaya devam ediyor. Gece gündüz demeden Diyarbakır insanına davasını anlatıyor. Bir çok kere saldırıya uğramasına rağmen barış ve huzur adına sessiz kalmayı tercih eden bu partiye verilen oylar barışa destek oyları değil de nedir?
Diğer partilerimizin de kendi öçlülerinde çalışmaları takdire değerdir. Tabi ki her parti umut ettiği oy potansiyeline göre kentte çalışmaları kadar doğal bir şey yoktur. Bir ilde beklediğinin oy potansiyeli %1 ise dağına, taşına selam vermeniz size enerji kayıp eder, dolayısıyla var olan enerji, zaman ve imkanınızı daha rantabl bir ilinde, bir ilçesinde harcamak sizin hakkınızdır. Ama seçimde var olmanız ülke birliği, ülkü birliği açısından çok manidar olsa gerek. MHP ve BBP’nin Diyarbakır’da seçime girmeleri bu açıdan mutluluk vericidir.
Sevgili dostları Diyarbakır seçim panoramasıyla ilgili yaptığım bu değerlendirmeyi kale almanızı diliyorum. Ancak bu oyların bir de görünmeyen yüzü var. Birkaç açıdan onu da sizinle paylaşmak istiyorum.
Barış olsun mu olmasın mı oylansaydı, evet oyları %90 olurdu,
Abdullah Öcalan ev hapsine alınsın mı alınmasın mı sorusu sorulsaydı, alınsın oyları %90 olurdu,
Bu ülkenin birliği beraberliği devam etsin mi etmesin mi oya sunulsaydı bu oran %99 olurdu,
Kısacası diyorum ki, Diyarbakır’ın oyları hangi partiye verilirse verilsin, hepsi de barışa verilen oylardır. Kimse benin oy oranım fazla çıktı diye kendine göre bir anlam çıkarıp, havalara girmesin. Diyarbakır insanı huzur istiyor, iş istiyor, eğitim öğretim istiyor, onur ve değerini korumak istiyor. Bu mücadeleci duruşundan dolayı Diyarbakır insanını candan tebrik ediyor, maddi, manevi değerlerine sahip çıkmasını bekliyorum. Oy verdiği partiyi takip etmesi gerektiği, “onlar daha iyi bilir” dememesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Bu duygular içinde hayırlı seçimler diyorum, seçim sonuçları ne olursa olsun yeter ki dinimize ve dünyamıza hayırlı olsun. Kimse ya dininizi ya da dünyanızı tercih edin diyerek, Diyarbakır halkına sıkıntı vermesin.
Biz değerlerimizle yaşarken mutluyuz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.03.2020
26.08.2019
20.08.2019
17.06.2018
17.04.2018
11.03.2018
25.10.2017
16.10.2017