Fehmi KORU
İstanbul’u sarsan 6.2’lik depremden çok daha etkilisi ile karşılaşabileceğiz.
Depremin şiddeti 7.8 olursa etkisi 6.2’den 60 kat daha tahrip edici olacakmış…
Uzmanlar böyle söylüyor.
Allah saklasın…
Zaten insanlar da, o açıklamalara bakıp, 6.2’den düşük sarsıntılarla karşılaşılan birkaç gün boyunca, evlerine girmemeyi, parklar gibi açık mekanlarda gecelemeyi tercih ediyorlar.
Açık havada geceleme tercihinde bulunanlar azınlıkta yine de… Depreme ihtiyaç duyulmadan kendiliğinden yıkılacakmış gibi görünen evlerinde kalanlar daha büyük çoğunluk…
Onlar, “Merak edilmesin, 6.2’lik sarsıntı fayı kırıp enerjisini azalttı, bundan sonra söylendiği çapta büyük deprem olmayacak” görüşünü seslendiren uzmanlara inanmak istiyorlar.
Dikkat ettiyseniz, birbirine ters iki görüşü kamuoyuyla paylaşanların hepsi, isimlerinin önünde akademik unvanları bulunan, değişik üniversitelerden hocalar…
Ne olacak şimdi?
Hiçbir şey olacağı yok. Her iki görüşün sahipleri de, okuttukları kitaplarda yazanları aktarıyorlar. O kitaplardaki görüşler muhtelif; her deprem kendi şartlarıyla meydana geliyor ve uzman hocalarımız da, her yeni sarsıntıyla, bilgilerini test etmiş oluyorlar…
Yani, “Büyük, çok büyük olacak” denilen gelecekte karşılaşılması beklenen İstanbul depremi -artık ne zaman olacaksa- gerçekten bütün kenti tahrip edebilecek çapta yaşanabileceği gibi, sarsıntıların tahammül edilebilir bir dokunuşla pas geçmesi de mümkün…
Hafif veya sert, yalnız İstanbul değil bütün ülkemiz deprem kuşağında bulunuyor; böyle durumlarda, akıllı insanların yaşadığı ülkeler, en kötü ihtimale hazırlıklı olma ihtiyacı hissederler…
Bizim sorunumuz bu işte: Deprem kuşağında olan bir ülkeyiz, ancak depreme hazırlıklı değiliz.
Gölcük depremi (1999 Ağustos) 20 bine yakın, Kahramanmaraş depremi ise (2023 Şubat) 50 binin üzerinde insanımızın canına mal oldu.
Resmi rakamlar bunlar…
Kahramanmaraş ve çevresindeki 11 ili etkileyen depremler çapında (7.5-7.8) bir sarsıntı İstanbul merkezli olarak yaşansa nasıl bir tabloyla karşılaşılır?
Ölü sayısı?
Tahribatın boyutu?
Araştırmalarda bu tür sorulara cevap var, ama onu şu günlerde paylaşarak zihinleri daha fazla bulandırmayayım.
En kötüye hazırlanmak için yapılması gerekenler bilinmiyor değil, biliniyor. Gereğini yerine getirmesi beklenenler -bireyler ve kurumlar- en kötü senaryoyu değil en hafifini bile akılda tutan bir hazırlık içerisinde değiller.
“Kabahat samur kürk olsa kimse üstüne almaz” sözü sanki bu konuda söylenmiş…
Partileri yerelde veya ülkede iktidara taşıyan seçmenler, kendilerini muhayyel düşmanlardan korumaları için değil, doğal afetlerden de sakındıracaklarını düşünerek onlara oy veriyorlar.
Her sarsıntı sonrasında yerel-genel iktidarlardan gelen açıklamalardan seçilmişlerin böyle bir sorumluluk taşıdıkları izlenimi alınmıyor.
Yerel iktidar sahipleri -belediyeler- depremler sonrası ortaya çıkan aksaklıklardan ülkeyi yönetenleri, ülkeyi yönetenler de belediyeleri suçluyorlar…
Sarsıntılar ise devam ediyor…
Depremlerde yıkılan, yerle bir olan binaların yerine yapılacağı sözü verilen evlerin tamamlanmadığı muhalefetin dilinde; buna karşılık iktidar da her türlü zorluğa rağmen inşa edilen deprem evleriyle övünüyor.
Esas üzerinde durulması gereken husus, yıkılma ihtimalleri çok belirginken, sarsıntılar sonucu yıkılan binaların varlıklarına deprem öncesinde göz yumulması olmalı…
İstanbul’da sert bir sarsıntıda yıkılması mukadder bina sayısının 1,5 milyon olduğu duyuruluyor…
Ha yıkıldı ha yıkılacak görüntülü o binalarda insanlar oturuyor.
Bir büyük depremde kaybedilecek insanlar…
İnsanların yaşadıkları binaların sağlamlığına güvenmedikleri için açık hava mekanlarında günlerini-gecelerini geçirdikleri bir ortamda, önceliği deprem konusuna vermesi gerekenler, farklı gündemlerini sürdürmeyi yeğliyorlar.
Üniversiteye giriş sınavına hazırlanması gereken liseli, sınıf arkadaşları sınavlara giren üniversiteli gençler cezaevlerinde tutuluyorlar…
Şafak baskınları içeride bulunanların eşlerini de kapsayarak devam ediyor…
Devlet Bahçeli’nin başlattığı PKK ile silah bıraktırma konulu İmralı-Kandil-DEM eksenli ‘Terörsüz Türkiye’ süreci devam ederken, ortam gereği cezaevinden çıkması beklenen Selahattin Demirtaş hakkında, tam da bu yolu yıllar önce tavsiye ettiği için, yeni bir dava daha açılıyor.
Ülkeyi daha da fakirleştiren siyaset gündeminden milim sapılmıyor…
“Kıyamet kopsa da biz kendi gündemimize devam ederiz” hali…
İşte, her gün, küçük çaplı kıyametler kopuyor ülkemizde…
Aldıran var mı?
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025