Fehmi KORU
Her devletin her gün olmasa da sıkça kritik kararlar alması gerekir; sonuçları ülkeye ve karar alanlara kâr veya zarar getirebilecek kararlar…
O kararlar nasıl alınır?
Demokrasiler için bu sorunun cevabını biliyoruz: Karar alma mekanizması bir süreçtir ve son kararı bir kişi verse bile, ona gelene kadar ‘sorumluluk’ taşıyan pek çok kişiye danışılmıştır.
Hatta bazen sorumluluk taşımayan ‘bilgili’ kişilere de…
Karar yanlışsa ve sonuçları kötüyse, fatura, zincirin son halkasında yer alan kişiye kesilir.
Doğru ve iyi sonuçlar doğurmuş kararlar için alkış gerekmez; o konumda olanların görevi isabetli kararlar vermektir çünkü.
ABD’de Bob Woodward ve benzeri gazetecilerin kitaplarında bu dediğimin sayısız örneğiyle karşılaşırsınız.
Geçende yazdım: Kennedy döneminde Moskova ile Washington arasında çıkan ‘Küba füze krizi’ sırasında, Beyaz Saray çevresinde yaşananları, sonradan (2000 yılında) ‘Thirteen Days’ (13 Gün) adlı bir filmde canlandırmışlardı.
Filmdir, ama çoğu yönleriyle gerçekleri yansıtan bir filmdir.
Tesadüfen Tayyip Erdoğan ve yakın mesai arkadaşlarıyla o filmi aynı sinemada değişik seanslarda izlemiştik.
Danışmanlar kavgası
Bu konu üzerinde durmamın sebebi, o yazımın mürekkebi henüz kurumadan gazetelere düşen bir kavga haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikisi de ‘ekonomi’ konusunda uzman iki başdanışmanı, uygulanan faiz politikası konusunda birbirleriyle çekişmekteymiş…
Birinin gazete yazısında açıkladığı görüşü beğenmeyen diğer başdanışman, ilki için, “O arkadaş acemi” demiş; öteki de sosyal medya üzerinden ona ağzının payını vermiş…
Şaşırdım.
Elbette zirvede görüş farklılıkları da yaşanabilir; danışmanların görüş çeşitliliği daha sağlıklı kararlar alınabilmesi için elzemdir.
Ancak, bu tür tartışmalar, karar-alma sürecinde ve nihai kararı verecek kişinin önünde yaşanır; dışarıya taşınması âdetten değildir. Kararı verecek olan kişiyi etkilemek için böyle manevralara ihtiyaç duyulmaz.
Danışmanların gazetelerde köşesi olmasına da müsaade edilmez zaten.
Stephen Bannon ‘ultra-sağ’ adlandırılan grupla irtibatlı bir internet haber sitesinin yayın yönetmeniydi; Donald Trump’ı Beyaz Saray’a taşıyan ekibin en önemli ismiydi aynı zamanda. Trump Beyaz Saray’a taşınınca onu da ‘baş stratejisti’ olarak yanında götürdü.
Fazla uzun ömürlü olamasa da işin o yönü bizim için önemli değil; önemli olan şu: Bannon‘danışman’ olunca medyadaki görevini bıraktı.
Doğru olan budur; aksi düşünülemez bile…
Avrupa ülkelerinde de benzer örnekler çoktur.
Tartışma iki danışman arasında kalsa neyse, gazetelerde köşelere de sirayet ettiğini şu günlerde gözlemliyoruz o tür tartışmaların.
Aynı gazetenin sütunlarında birbirlerini suçlayıcı yazılar çıkıyor. Geçmişte verilmiş bazı kararların yanlışlığını kabul anlamına geldiğinin itirafı oluyor o tür yazılar; ancak yazar bunu karşı tarafı suçlamak için kullandığından, kollamaya çalıştığı yanlışlığı kabul ettiğini anlamaz görüntüsü veriyor.
Amerikan kumpası
Türkiye bir süredir uluslararası arenada zorluklarla karşılaşıyor.
ABD bir ara Türkiye’de siyasilerle fazlaca içli-dışlı olmuş genç bir işadamını ülkesine ayak basar basmaz tutukladı, cezaevinde tecritte tutuyor. İran’a vaktiyle uyguladığı ambargoyu Türk bankalarını da kullanarak delmede aracılık yaptığı iddiasıyla…
Milyar dolarlarla oynayan delikanlı hem İran, hem Türkiye vatandaşı.
İddianamede ismi geçen bankalardan birinin genel müdür yardımcısı da ABD’ye gittiğinde tutuklandı.
Bu ikili önümüzdeki günlerde mahkeme önüne çıkarılacak.
Olaydan ‘kumpas’ kokusu alınıyor.
Kokuyu alanlardan biri de benim.
Verilen izlenim farklı olsa da, bu olayın başından itibaren ‘danışıklı dövüş’ olduğu kanaatindeyim.
ABD bu tür vodviller kurmada, ‘kumpaslar’ oluşturmada oldukça başarılı bir ülkedir. Avrupa’da da bazı ülkeler aynı alanda ABD’yle aşık atabilecek durumdadır.
[Almanya’da, ülkenin en etkili istihbarat biriminin ajanları tarafından yakın takip altında tutulan bir ‘Neo-Nazi’ çetesi, 10 yıl boyunca, biri Alman kadın polis, biri Türk’e benzeyen Yunanlı, diğerleri Türk esnaf olmak üzere tam 10 kişiyi öldürdü, bankalar soydu. Cinayetleri ‘Türk mafyası arasında hesaplaşma’ olarak yansıttı Alman istihbaratı.]
‘Komplo’ tamam, ama ABD böyle bir ‘kumpas’ kurma imkânını nasıl elde etti?
Günü kurtarmak için bırakılan açık kapıları kullanıyor yabancılar…
Bugün ne yapıyoruz peki?
Yine bugünü kurtarmaya yarayacağı düşünülen manevralar peşindeyiz; o manevraların yarın daha büyük ‘kumpaslar’ için kullanılabileceğini hiç düşünmeden…
Bıldır yenen hurmalar
Daha ilk gün.. konu ülke gündemine ‘yolsuzluk iddiası’ olarak girdiğinde.. olayın uluslararası boyutunu bilenler.. o bilgileri istikametinde bir politika belirlemiş olsalardı.. bugün böyle bir kumpasla karşı karşıya kalınmazdı…
İddialı olamasam bile yine de kayda geçireyim: O zaman (2013 sonunda) doğru davranış sergilenseydi daha sonra meydana gelen sarsıntılar da yaşanmayabilirdi.
Ne demek istiyorum?
Şunu: AK Parti’ye, hükümete, ülkeyi yönetenlere yöneltilen eleştirileri ‘vatana ihanet’ olarak yaftalamak yerine, eleştirilere kulak verilmesi daha akıllıca olur.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
6.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
30.10.2025
28.10.2025