Fehmi KORU
Dolara takılmayalım, bakandan müjdeler var ve gazetelerde takdir bekleyen yazılar çoğalıyor…
Amerika’nın büyük bir ekonomik tökezlemeye doğru gittiği dönemde, ülkenin en zengin işadamına, yakınları, okuduğu gazetelerde yer alan haberler ve değerlendirmelerden olumsuz etkilenerek sağlık sorunu yaşamasın diye, ‘şahsa özel‘ bir gazete hazırlama zahmetine katlanmışlardı.
Hep olumlu haberler ve her şeyin mükemmel olduğuna dair yorumlarla dolu bir gazete…
Böyle bir olayın yaşandığını biliyorum da, yakınlarının büyük zahmete katlanarak özel gazeteyle besledikleri zengin işadamının 1929 büyük buhranı ile karşılaşıldığında ne tepki verdiğini bilmiyorum.
Olay literatüre ‘büyük buhran’ (‘great depression’) olarak geçti.
Tarihine bakıp tesadüf mü, tevafuk mu demeliyim bilmem; olay 29 Ekim (1929) tarihinde borsanın çökmesiyle başladı ve 1930’lu yılların bir bölümünde devam etti. Salıya rastladığı için o güne ‘Kara Salı’ adı verildi. Bunalım sürecinde uluslararası ticaret yüzde 50 azaldı, ABD’de işsizlik yüzde 23’e çıktı.
Lafı uzatmayayım, ekonomiyle biraz ilgilenmiş olanlar, ABD’de başlayan o darbenin bütün dünyaya yayıldığını ve meydana getirdiği sarsıntıyı bilir.
Pembe gazetede yer almasa bile sarsıntının gürültüsü o işadamının evinden de duyulmuştur.
Eskiden, medyanın söz konusu olmadığı tarihlerde, devleti yönetenler, yanlarındakilerin halkın durumuyla ilgili verdikleri bilgilerin doğruluğunu test etmek için kıyafet değiştirip sokaklara çıkarlardı.
Tebdil-i kıyafet teftişe…
Çoğu kez padişah görevi kendisini yaşananlardan ve gelişmelerden doğru bilgilendirmek olan yakın çevrenin doğru olmayan bilgilerle kendisini beslemekte olduğunu fark ederdi…
Bir hesaba göre paramızın değeri
Bu iki konu, ABD’deki büyük ekonomik bunalım öncesi hazırlanan pembe gazete ile tebdil-i kıyafet sokaklara çıkan padişah konuları, sabah sabah bugünün gazetelerine göz gezdirirken aklıma geldi.
Doların 8.20’inin üzerine çıktığını, Euro’nun da 9.70’e yaklaştığını öğrenince…
Sanıyorum birkaç ay olmuştur; ekonomi konulu yazılarını her gün okuduğum yazarlardan biri, reçete haline getirdiği tedbirler alınmadığı takdirde TL’nin yabancı paralar karşısındaki değerinin yılın sonunda nereye kadar düşeceğini hesap etmişti.
Hesabının temeli şu: İki ülkeyi karşılaştırıyor, aralarındaki enflasyon farkını alıyor ve bulduğu rakamı spot kurla çarpıp artış rakamını buluyor.
O zaman, yanılmıyorsam doların yıl sonunda 7.85’e kadar çıkabileceğini hesap etmişti o yazar.
Paylaştığım dostlardan “O kadar da olmaz” tepkisi aldığımı hatırlıyorum.
Şimdi 1 dolar 8.20 TL.
Aynı yazar, bugünkü yazısında, hesabını yenilemiş. Vardığı sonuç şu:
“Spot kurun 8,15 ve önümüzdeki dönemde Türkiye enflasyonunun %17, ABD enflasyonunun %2 olması varsayımı altında, 17-2=15, demek ki TL en az %15 değer kaybedecektir. O zaman 8,15×0,15=1,22, 8,15+1,22=9,37 kur düzeyine ulaşmak mümkün olabilir.”
Yazarın öngörebildiği (CAATSA, Akdeniz, Suriye, ihraç pazarları daralması v.b) sorunlara Fransız mallarına boykot ve Türk mallarına bazı ülkelerin boykotu gibi öngörü içerisinde bulunmayanları da hesaba katmak gerekiyor.
Tabii en başta da önü kesilemeyen korona salgınını…
Kim bilir ekonomiyi -dolayısıyla TL’nin değerini- etkileyecek daha ne sorunlarla karşılaşılacak.
Bakanın müjdeleri
Yazının burasına geldiğimde Hürriyet gazetesinin ilk sayfasından verilen şu müjdelere ne diyeceğimi bilemedim:
“Türkiye ekonomisi bir dönüm noktasındadır. Yeni bir sermaye yatırımı dalgası ufukta belirmiş durumda. Türkiye, İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde hızla ön sıralara doğru ilerlemesinin yanında yabancı yatırımcılar ve çalışanlar için de hem kültürel hem de sosyal açıdan pek çok avantajlar sağlıyor.”
Ekonomi bir dönüm noktasında… Yeni bir sermaye yatırım dalgası ufukta belirmiş… Ülkemiz iş yapma kolaylığı endeksinde ön sıralara ilerlemiş…
Müjdeleri duyuran Hazine ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak…
Günün neredeyse bütününde ekonomi haberleri veren bir kanalın sürekli izleyicisi olan işadamı bir dostum var. Geçenlerde görüştüğümüzde, piyasaların ekonomi yönetimini sürekli tekzip ettiğini örnekler de vererek bana anlatmıştı. Müjdeler verilirken müjdeyi verenin beklediği piyasaların kendisine olumlu tepki vermesiyse, çoğu kez tam tersi yaşanmaktaymış…
“Bakan konuşuyor, doların değeri TL karşısında düşeceği yerde yükseliyor ve bizler de ekranda an be an bu gelişmeyi izliyoruz” onun tespitidir.
Kendi televizyonlarımıza göz atmayı çoktan bıraktım, fakat yabancı gazeteler ile haber kanallarını izliyorum. Her ülke, en güçlü ekonomilere sahip olduğu bilinenler bile, korona yüzünden ciddi sorunlar yaşıyor ve o ülkeleri yönetenler bunu itiraf ediyorlar.
İngiltere’de servis, eğlence, sanat sektörleri ile perakende sektörü tam anlamıyla krizde; herkesin isimlerini bildiği büyük mağazalar kapanıyor. Bizde iktidarın küçük ortağı ‘askıda ekmek’ uygulamasını yaygınlaştırmaya çalışıyor; bazı evlere ekmek bile girmediği olduğunun dolaylı itirafı bu.
Ekonomisi sağlam bilinen İngiltere’de ise aş ocakları açılıyor, fakir fukara evlerindeki çocukların hiç değilse günde bir öğün sağlıklı beslenmelerini sağlayacak bir fon oluşturmak için çalışmalar yapılıyor.
Açlar var İngiltere’de ve bu durum saklanmaya çalışılmıyor.
Devleti yönetenlere eski dönemlerde padişahların kıyafet değiştirerek halkın arasına karışması gibi bir yönteme başvurarak toplumun durumunu yerinde müşahede etme tavsiyesinde bulunmak niyetindeydim. Niyetimi paylaştığım bir dostum, Malatya’daki “Eve ekmek götüremiyoruz” çıkışı sonrasında yaşananları hatırlatınca vazgeçtim.
O çıkışı yapan kişi sözünü geri almak zorunda bırakıldı.
‘Bizim medya’ ne diyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Çok alanda büyük ilerlemeler kaydettik, ancak fikirde iktidar olamadık” demiş ve ‘bizim medya’ diye andığı gazeteler ve televizyon kanallarını beceriksizlikle suçlamıştı ya, bugünkü gazeteler ona cevap olsun diye kaleme alınmış takdir gerektiren yazılarla dolu.
Şu satırlar bütünüyle takdire şayan bir yazının son cümleleri:
“Kolay olmayacak. Ama başaracağız… Evet sıkıntılarımız var. Evet döviz yüksek ama bunlar bizim büyük ideallerimize varmamıza engel değil. Sıkıntı çekiyoruz, çekeceğiz de. Başkalarına kul olmaktansa kendi politikalarımızla kendi göbeğimizi keseceğiz. Her büyük hedefe bedeller ödenerek varılır… Böyle biline…”
Bilmiyorduk, öğrenmiş olduk.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025