Figen Çalıkuşu
Ülkenin gündemini sadece siyaset belirliyor, farkında mısınız? Hukuk yok, iktisat kuralları yok, teknoloji yok… Varsa yoksa siyaset.
Hukukun ilkelerinden kurtulmuş bir siyaset kurumu ise en büyük slalom şampiyonlarına bile taş çıkartan bir kıvraklıkla bir uçtan bir uca kayıyor.
İdam sehpaları için kürsülerden ip atarken, “kurucu öndere” gelmek mesela… AYM üyelerinin, HDP’yi kapatma kararı almadığı için neredeyse terörist ilan edilmesinden, Selahattin Demirtaş için AİHM kararının uygulanmasının “hayırlara vesile olmasına” gelmek mesela.
Anayasa 90. Maddesinde değişiklik yapıp, yürürlüğe giren milletlerarası antlaşmaları kanun hükmünde kabul etmekten, “parası neyse öderiz”e gelmek mesela…
Bir toplum mutlaka kendine sormalı:
Hukuku mu uygulayacağız yoksa her konjonktürde fikirleri değişen siyasetçilerin dediklerini mi?
Hukukun, anayasanın, yasaların ne zaman geçerli olup olmayacağını siyasetçinin keyfi mi belirleyecek?
Haftayı kaplayan Selahattin Demirtaş örneğine bakalım…
Yıl 2018… AİHM dedi ki “hukuki değil siyasi gerekçelere göre” tutuklu.
Yıl 2025… AİHM bir kez daha dedi ki Selahattin Demirtaş “hukuki değil siyasi gerekçeler”ile tutuklu.
Anayasa’nın 90. Maddesine göre Demirtaş’ın daha 2018’de tahliyesi gerekiyordu.
Peki, Demirtaş neden tahliye edilmedi? Neden...
Siyaset hukuku tepelediği için… Buna çok şiddetli bir demokratik tepki gösterilmediği için…
Demirtaş hakkında verilen kararlar, AİHM Büyük Daire Kararları ile kesinleşti. Tıpkı Osman Kavala, tıpkı KHK’lı Yüksel Yalçınkaya kararları gibi…
Hukuk varsa, burası hukuk devletiyse bu kararların uygulanması gerekiyor… Uygulanmıyor çünkü hukuk siyasetin kucağında uykuya yatırılmış.
AİHM’in kararına göre Demirtaş’ın “tahliyesi zorunluluktur…” “O şunu dedi”, “bu bunu dedi” tartışmasının hukuken hiçbir geçerliliği yoktur.
İşte bize unutturulan, normalimiz olması gereken “kural ve kurumlar” zorunluluğunu, AB Komisyonu geçenlerde “Türkiye Raporu” ile önümüze koydu.
Bakın, ne diyor:
Düzenleyici kurumların çoğu doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı kalmaya devam etmekte, kamu yönetimi son derece siyasallaşmış durumdadır.
Kamu yönetiminin siyasallaşması ne demek?
Devlet yönetiminde hukukun buharlaşması demektir.
Türkiye Raporu devam ediyor:
Yargı, yürütmenin kontrolü altında olmaya devam etmekte, bu ise hem yargı bağımsızlığını zedelemekte hem de yargı kararlarının niteliğini olumsuz etkilemektedir. Yargı organları, muhalefet temsilcileri ve seçilmiş yetkilileri hedef alarak seçici bir şekilde hareket etmiş, buna karşılık iktidar koalisyonundaki yetkililere yönelik benzer işlemlerden kaçınmıştır.
AİHM'in bazı kararları hala uygulanmamış ve bazı mahkemeler ise Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını yerine getirmeyi reddetmekte. Bu durum, sistemin bütünlüğünü ve işleyişini zedelemekte.
Gazeteciler, yazarlar, avukatlar, akademisyenler, insan hakları savunucuları ve diğer eleştirel fikirler hakkında, terörizme destek iddiasıyla yürütülen soruşturmalar, davalar ve mahkûmiyetler yoğunlaştı. Birkaç yıl aradan sonra ilk kez, görevdeki bir siyasi parti başkanı kamuya açık konuşması nedeniyle yargılandı. Muhalefet siyasetçilerine yönelik yargılamalar devam etti ve bir muhalefet partisine karşı soruşturma başlatıldı.
“Muhalefet siyasetçilerine yönelik yargılama” vurgusunda kasıt AYM kararına rağmen cezaevinde tutulan Can Atalay ve CHP’ye karşı başlatılan yargılamalar.
Türkiye Raporu’nda bu da açık açık bildiriliyor:
CHP belediye başkanları ve üyeleri hakkında artan sayıda soruşturma ve dava ile karşı karşıya kaldı ve bu durum muhalefete yönelik sindirme ikliminin oluşmasına katkıda bulundu. AİHM’in derhal serbest bırakılmaları yönündeki bağlayıcı kararına rağmen, HDP'li eski milletvekillerinden bazıları, iki eski eş başkan dahil hala tutuklu. Ayrıca, Gezi davasında tutuklu olan ve milletvekili seçilmiş bir hükümlünün serbest bırakılmasını öngören Anayasa Mahkemesi kararı henüz uygulanmamıştır.
Siyasetçilerin keyfini, devleti ve toplumu var eden hukuk kurallarının önüne koyduk… Hukuku unuttuk.
“Niye çöküyoruz” diye merak eden varsa, nedeni budur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.12.2025
12.12.2025
5.12.2025
28.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
7.11.2025
31.10.2025
17.10.2025
10.10.2025