Figen Çalıkuşu
Asıl gündem olmalı” denen ne?
Yoksulluk, mutfaklardaki ateş, enflasyon…
Tamam, tabii ki kabul ediyorum.
Ama bu ekonomik cenderenin sebebi ne? Onu da konuşmak gerekmiyor mu?
Hemen sorayım:
Türkiye darbeler ülkesi olmasa, hukuk üstün, yargı bağımsız olsa bu ekonomik çöküş yaşanır mıydı?
Türkiye’de darbe gene gündemde ama öncelikle 103 amirale ait açıklamanın, bir darbe bildirisi olmadığını söylemeliyim.
Ancak, bu açıklama çok önemli bir sonuca vesile olacak;
“Askeri ve sivil vesayet kardeşliği”nin bitişine…
Şimdiki sivil vesayet gibi askeri vesayetin de bu ülkeyi çok bunalttığı süreçleri hatırlayın…
Ne dilerlerse yapıyorlardı.
Devletin tüm kurumları ve imkânları ellerindeydi. Bütün medya denetim altındaydı. Gazetelerin baskıları dahi kontrol ediliyordu.
Muhalifleri diledikleri gibi suçlamak, fişlemek, hedef göstermek sıradan işlerdi.
Bu mutlak gücün körleştirmesi ile ülkenin çöküşünü, ülke insanının tükenişini göremediler.
Askerî vesayet, bitişine giden yolu böyle açtı.
Tarihler 28 Şubat 1997’yi gösterdiğinde, en güçlü sandıkları andı. Sonun başlangıcı oldu. Demokratik rejimi abanarak yok etmek hep yaşandığı gibi gücü değil, tükenişi ispatlıyordu zira.
Yeni dönemde, askeri vesayetin yerini maalesef hukuk devleti ve bağımsız yargı almadı, alamadı. AB reformlarıyla oyalandık ama yavaş yavaş sahneye bir zamanlar askeri vesayetin yaptıklarını birebir yapacak, bir sivil vesayet giriyordu.
Öyle bir an geldi, 17/25 Aralık koşullarında “yargı kumpası”, sivil ve askeri vesayet kardeşliğini iktidar için zorunlu kıldı. Bu aslında kan uyuşmazlığı olan bir kardeşlikti ama “vesayet yanlılarının” birlikte iş görecekleri yerler de vardı.
Bir zaman sonra da “Allah’ın bir lütfu 15 Temmuz” karanlıklarıyla geliverdi.
Bu kez de “15 Temmuz Yargısı”nda, hukuk gene üstün, yargı gene bağımsız değildi. Muhalif bir sese tahammül yoktu. Tweet atmak hapse giden en kısa yoldu. Gazeteciler, aydınlar ve elbette Kürtler cezaevinin gene müzmin konukları oluyordu. Onlar gibi konuşmayan, düşünmeyen herkes vatan haini, terörist idi.
Sonra 20 Temmuz 2016’da OHAL dönemi başladı. Bugün beraat kararını bile tanımayan, Anayasa’yı yok sayan OHAL komisyonu iş başı yaptı.
15 Temmuz’da ne olduğunu anlamak yasaktı, hala yasak. Bu ülkenin bir bireyi olarak geleceğimizi, özgürlüklerimizi bizden alan, insanlarımızın öldürüldüğü hain 15 Temmuz Darbesi ne idi?
Girdiğim davalarda yargı kararlarına geçmişti oysa; “darbenin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olarak görüldüğü bir dönemden” söz ediliyordu.
Demek, 15 Temmuz’dan önce bilinen kuvvetli bir darbe ihtimali varmış.
Şimdi size daha da net bir bilgi vereyim.
Darbeden 39 gün önce.
Ankara Cumhuriyet Baş Savcılığı’nın 06.06.2016 tarihli “çatı” iddianamesinde, devletin savcısı aynen şunları yazmıştı;
“ o. FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu,
p. Bu tehlikenin gerçekleşmesi halinde bunun devlet için gerçek bir yıkım olacağı,
r. FETÖ/PDY’nin tasfiyesinin devlet için artık varlık yokluk meselesi hâline geldiği.”
Darbe olacağının söyleyip, uyaran bir yargı var…
Neden darbeciler sokağa çıkamadan önlenmedi?
Devlet, asker, siyaset, iktidar…
Bu nasıl bir şey?
Amirallerin açıklamasına kadar, hukuksal rejimin çöküşüne büyük destek veren pek çok militer gördük…
Hukuksuzluklara, demokrasinin ölümüne, adil olmayan yargılanmalara, yargıda sürmekte olan FETÖ taktiklerine hiç ses çıkarmadılar.
Tüm bu vicdan yaralayan gelişmeleri yok saydılar, sadece iktidar bloğu içinde kalmayı önemsediler…
Bu gün hangi hesaplar var, nasıl oyunlar var gene bilemiyoruz.
Tüm bunlar iktidarda kalmak adına değil mi?
Bozulan vesayet koalisyonu ardından bitiş sırası şimdi de sivil vesayette…
Nitekim geçen hafta yazdığım gibi AK Parti, artık azınlık iktidarı.
AK Parti bu hali ile askeri vesayetin son dönemine benziyor.
Söyledim, demokratik rejimi abanarak yok etmek gücü değil, tükenişi ispatlıyor.
Bitişe giden yola, “sivil vesayeti” tercih ettikleri gün girmişlerdi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025