Fikret Bila
Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde bir “Barış Koridoru” oluşturmak amacıyla askeri harekât yapmaya kararlı olduğunu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ağzından dün bir kez daha açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve ABD’li askeri heyetler arasında güvenli bölge görüşmeleri sürerken 11. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, ABD’nin tutumunu eleştirdikten sonra, Türkiye’nin Pençe harekâtlarıyla “PKK’yı Irak topraklarından söküp atmakta olduğunu” vurguladı, “Suriye’de de aynı çıbanbaşını yok etmeye kararlı olduğunu” ilân etti.
Uzunca bir süredir Suriye sınırında bir kolordu büyüklüğünde yığınağı hazır tuttuğu da göz önüne alındığında ABD’nin, Türkiye’nin blöf yapmadığını anlamış olması gerekir. Ankara’ya ardı ardına askeri heyetler gönderip yeni tampon bölgeler önermesi de
Türkiye’nin ciddiyetini anladığını gösteriyor.
Cumhurbaşkanı’nın, “Fırat Kalkanı’nı kısa sürede yeni bir aşamaya taşıyacağız” dediği saatlerde ABD Savunma Bakanı Esper’den gelen açıklama da dikkat çekiciydi. Esper, Türkiye’nin tek taraflı bir askeri harekât yapmasının kabul edilemez” olduğunu söylüyor ve “ABD önleyecektir” diye Ankara’ya mesaj veriyordu. Bu sözlerinden sonra “Ankara’yla bir uzlaşmaya varmayı umuyoruz” diye de ekliyordu.
Türkiye ve ABD’nin siyasi hedefi
Her askeri harekâtın bir siyasi hedefi vardır. Askeri güç, bu siyasi hedefe ulaşmak için kullanılan bir araçtır.
Türkiye’nin siyasi hedefi Suriye’nin kuzeyinde ABD desteğiyle kurulmakta olan PKK devletçiliğini ortadan kaldırmaktır. Böyle bir devletçiğin ABD desteğinde Türkiye açısından bir terör koridoru oluşturacağını düşünen Ankara, ABD desteğini kesmediği için bir askeri harekâtla bu hedefine ulaşmayı planlamış durumdadır.
ABD’nin siyasi hedefi ise Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devletçiği kurmak, Suriye’nin yüzde 30’nu kontrol altına almak, hem İran’ın bölgedeki etkinliğini geriletmek ve Akdeniz’e koridor açmasını önlemek, İsrail’in güvenliğini artırmak hem de enerji kaynaklarını ve yollarını kontrol etmektir.
PKK’nın, nihai olarak Türkiye’nin güneydoğusunu da içine alan bağımsız Kürt devleti kurma hedefini bilen Ankara, bu nedenle Suriye’nin kuzeyinde böyle bir oluşumu beka sorunu olarak görmektedir.
Türkiye’nin ve ABD’nin siyasi hedeflerine bakıldığında bir uzlaşmaya varılması zordur. Siyasi bir uzlaşmaya varılabilmesi için ya ABD’nin PKK’yı desteklemekten ve ona devlet kurdurmaktan vazgeçmesi, ya da Türkiye’nin PKK devletçiğini kabul etmesi gerekir. Türkiye açısından bu mümkün olmadığına ve ABD de ısrarlı olduğuna göre ortak bir siyasi hedefte buluşmak çok olası görülmüyor.
Güvenli bölge sürerken askeri alanda tablo şöyle özetlenebilir:
Türkiye’nin, Suriye sınırında, Fırat’ın doğusuna karşılık gelecek şekilde çok ciddi bir askeri yığınağı bulunuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) askeri yığınak yaptığı bölgenin karşısındaki Suriye topraklarında ise Tel Abyad, Ayn El Arab (Kobani) ve Resulayn yerleşim yerleri var. Üç yerleşim yeri de sınıra çok yakın.
Keza ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde bulunan 20 kadar askeri üssünün 5 tanesi de bu yerleşim yerlerinde ve yakınlarında kurulu. Dolayısıyla TSK’nın askeri yığınağının karşısında ABD üsleri ve askerleri de var.
Ankara’nın hareket tarzı
Ankara’nın elbette, NATO müttefiki ABD askerleriyle çatışmak gibi bir niyeti yok. Washington’un da böyle bir arzu içinde olmadığı biliniyor. İki taraf da askerlerin karşı karşıya gelmesini istemiyor. Ankara’nın beklentisi ABD’nin Türkiye’nin güvenli bölge önerisini kabul edip bölgenin terör örgütünden temizlenmesi. ABD ise TSK’nın mümkün olacak en dar şeritte bir tampon bölge kurmasını ve PKK’ya operasyon yapmamasını istiyor.
Ankara’daki askeri uzmanlardan, 21.Yüzyıl Enstitüsü araştırmacısı emekli albay Erol Bural, bu koşullarda asgari müştereklerin oluşturacağı zeminde sağlanacak bir uzlaşma çerçevesinde TSK’nın bir operasyon yapmasının Ankara’nın askeri tercihi olduğunu ifade ediyor. ABD askerlerinin üslerinde kalmaları veya çekilerek Türk askeri ile karşı karşıya gelmemesi de bir diğer tercih. Bu amaçla Irak’ta ve Suriye’deki operasyonlarda olduğu gibi ABD yetkililerinin bilgilendirilmesi öncelikler arasında.
Bural’a göre, Türkiye ile ABD arasında bir uzlaşma olmaması halinde de Ankara, askeri harekâtı, terör koridorunu bu kez Fırat’ın doğusunda birkaç yerden kesecek şekilde makul büyüklükte gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Ankara’nın, TSK’nın yığınak bölgesinin karşısına gelen meskun mahallere girmeyi tercih etmeyeceği, ilk aşamada boş alanlarda köprü başları oluşturarak gelişmeleri izleyip gerekirse kontrol alanını genişletmeyi tercih edeceği askeri uzmanların tahminleri arasında bulunuyor.
Askeri uzmanların ortak düşüncesi, Türkiye’nin kararlı açıklamaları ve askeri yığınağının ABD uzlaşsa da uzlaşmasa da Barış Koridoru Harekâtı’nın yapılacağını gösterdiği yönünde.
Türkiye’nin bu harekâtla diplomasiyi askeri araçlarla zorlamayı hedeflediği de kuşkusuz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021