Fikret Bila
ABD Başkanı Trump, başkanlığının üçüncü yılında yeniden seçime hazırlanırken, DAEŞ terör örgütünün lideri Ebu Bekir El Bağdadi’yi bir operasyonla yok ederek sahneden çekti. Tıpkı üçüncü yılında ikinci seçimine hazırlanırken
Obama’nın Usame Bin Ladin’i bir operasyonla ortadan kaldırması gibi…
Bu operasyon Kongre’de büyük sıkıntı yaşayan Başkan Trump’ın elini güçlendirecek ve yeniden seçilme şansını artıracak bir etki yaratacaktır. Ancak kısa sürede DAEŞ’i ortadan kaldırmayacağı gibi ABD’nin Suriye politikasını da değiştirmeyecektir.
Normal koşullarda DAEŞ yenildiğine ve lideri de öldürüldüğüne göre “DAEŞ için Suriye’de” bulunan ABD’nin, Başkan Trump’ın birkaç kez açıkladığı gibi bu ülkeden çekilmesi gerekir. Tabii ABD’nin böyle bir niyeti yok. Suriye’de varlığına gerekçe olan DAEŞ tümüyle tükense de ABD Suriye’den çekilmeyecektir. “Müttefikim” dediği PKK-YPG ile şimdiki gerekçesi Suriye petrol sahasını kontrol etmek üzere orada kalıcı görünüyor.
Türkiye bu gerçeği unutmamalı…
İdlib’in statüsü
Türkiye’nin konumuna bakalım…
Bağdadi’nin İdlib’in köyünde yok edilmesi İdlip sorununun Türkiye’nin önüne getirilmesi sürecini hızlandırabilir. İdlib, DAEŞ’ten türemiş HTŞ’nin kontrolünde. Bu konuda Rusya ve Suriye, Türkiye’yi sıkıştırıyor. İlk Soçi mutabakatında Türkiye İdlib’i bu terör örgütünden temizlemeyi üstlenmişti. Ancak bu yönde bir girişimde bulunmadı. Suriye’de DAEŞ ve benzeri ne kadar terör grubu varsa hepsi İdlib’te toplanmış durumda. Rusya ve Suriye zaman zaman bu gruplara operasyon yapıyor. Suriye ordusu da İdlib’i güneyden kuşatmış durumda.
Bu koşullar altında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Soçi’de vardıkları mutabakata “İdlib’te statünün korunması” maddesini koyan Türkiye’nin eli zayıflamış durumda. Bağdadi’nin de İdlib’te ortaya çıkması, HTŞ’nin egemenliğini sürdürmesi karşısında Türkiye’nin İdlib’in mevcut statüsünü daha ne kadar koruyabileceği kuşkuludur.
Erdoğan ile Putin Soçi’de mutabakat açıklarken Beşar Esad’ın İdlib’te boy gösterip askerleriyle buluşması ve Türkiye aleyhine sert açıklamalar yapması da bu yöndeki güçlü işaretlerden biridir.
Şam’ın egemenliği
Suriye içsavaşının sonuna yaklaşıldığı bugünlerde en önemli ve en sorunlu konu olarak İdlib’in durumu görünüyor. İdlib de terör örgütlerinden arındırılırsa, Suriye sorunu büyük ölçüde masada çözülme aşamasına gelmiş olacaktır.
Rusya’nın nihai hedefinin Şam’ın ülkenin bütününde egemen hale getirilmesi olduğu biliniyor. Rusya Suriye’yi Esad yönetimi altında bir arada tutmayı amaçlıyor. Ancak kastettiği Suriye eski Suriye değil. Moskova’nın anayasa önerisinde PKK-YPG’nin egemenliği altındaki Kürtlere özerklik statüsü verilmesi var. ABD’nin amacı da mümkün olduğu kadar Şam egemenliğinin dışında bir PKK-YPG bölgesi yaratmak. Üniter yapıda güçlü bir Şam yönetimi Rusya’nın da ABD’nin de işine gelmiyor. Oradaki varlıklarını sürdürmek ve güçlendirmek için ikisinin de zayıf bir Şam yönetimine ihtiyaçları var. Zayıf bir Şam, bölünmüş bir Suriye isteyen bir diğer ülke de İsrail.
Üniter bir yapı ve güçlü bir Şam egemenliği stratejik hedeflerine uyan iki ülke var: Suriye ve Türkiye…
Bu tablo en yakın çalışması ve en güçlü işbirliğine yönelmesi gereken iki ülkenin Türkiye ve Suriye olduğunu gösteriyor. Ancak, son dönemlerde tutumunda yumuşama görülse de Ankara, Şam’la doğrudan ve güçlü bir işbirliğine yanaşmıyor. Esad’ın gitmesi konusunda beklentisini sürdüren bir tek Türkiye kaldı.
Elbette Esad’ın savaş boyunca yaptıkları kabul edilemez. Esad, sütten çıkmış ak kaşık değil. Bu ayrı bir konu. Esad’ın yaptıkları uluslararası yetkili ve ilgili kurumlar tarafından takip edilecektir, edilmelidir. Siyasi karar ise kuşkusuz Suriye halkına aittir.
Somut koşullara bakıldığında ise Ankara, stratejik hedeflerinin gereği olarak Şam’la doğrudan diyalog ve işbirliğine yönelirse daha güçlü bir konuma gelebilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021
30.04.2021
14.04.2021
5.04.2021