Fikret Bila
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın zirveden sonra yaptıkları açıklamalarda “Kürtler” vurgulamaları dikkat çekiciydi.
İki liderin “Kürtler” derken kastettikleri birbirinden çok farklıydı.
ABD Başkanı Trump, PKK’nın kolu olan YPG ve çoğunluğunu oluşturduğu SDG yerine “Kürtler” demeyi tercih etti.
YPG ve başındaki terörist Ferhat Abdi Şahin (Mazlum Kobani) hakkındaki sorulara “Kürtlerle harika çalışıyoruz, harika ilişkilerimiz var” gibi yanıtlar verdi.
Türkiye ile ilgili olarak sarf ettiği sözler ise çok daha ilginçti. Trump, “Türkiye’de çok Kürt yaşıyor. Çok da iyi koşullarda yaşıyorlar. Eğitim, sağlık hizmetleri çok iyi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise hem basın toplantısında hem ABD’li senatörlerle konuşurken, “Kürtler başka terör örgütü başka. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok. Onların içinden çıkan teröristlerle sorunumuz var. Kimdir onlar? PKK-YPG terör örgütü. Partimde 50 kadar Kürt milletvekilim var benim” diye özetlenebilecek yanıtlar verdi.
Trump'ın söylemi
ABD Başkanı Trump, PKK-YPG sorulduğunda sık sık “Kürtler” diyerek Kürtleri YPG’nin temsil ettiği mesajını vermektedir. Kürtler ise YPG’nin veya SDG’nin aynı anlama geldiğini duyurmaktadır. ABD’ye göre “YPG” demek “Kürtler” demektir.
Trump, “Türkiye’de çok Kürt yaşıyor” derken, Suriye’den gelen Kürt sığınmacıları değil de Kürt vatandaşları kastediyorsa mesajının kapsamı çok daha geniş demektir.
Erdoğan’ın önceki günkü açıklamalarında dikkat çektiği gibi Türkiye için ise “YPG” demek terör örgütü, “Kürtler” demek ise Suriye’de terör örgütüyle ilgisi olmayan Kürt halkı demektir. Nitekim, Erdoğan, Türkiye’ye gelen 4 milyon Suriyeli sığınmacıdan 350 bininin Kürt olduğunu belirterek, bu ayrımın altını çizmiştir.
Siyasi çerçeve
Trump’ın “Kürtler” söylemi ile YPG’nin bölgede yaşayan bütün Kürtlerin temsilcisi gibi algılanmasını istemesi iki açıdan sorunludur:
Birincisi, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olduğu Trump dahil herkesin malumu olan YPG bütün Kürtleri temsil eden bir siyasi örgüt değildir. YPG, PKK’nın yönettiği bir terör örgütüdür.
İkincisi, Türkiye’de Kürt vatandaşlar azınlık değildir. Lozan’a göre Türkiye’de sadece gayrimüslimler azınlıktır. Etnik kökeni ne olursa olsun ortak payda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Türk tanımı da etnik bir tanım değildir.
Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Anadolu halkına Türk denir” tanımı da bunu ifade etmektedir. Türkiye’nin kuruluş felsefesini ifade eden bu tanıma göre, Türkiye’de etnik aidiyetlere göre bölünmüş bir vatandaşlık statüsü yoktur. Kürtler de azınlık olarak kabul edilen, azınlık hakları çerçevesinde yaşayan vatandaşlar değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları etnik veya mezhepsel aidiyetleri ne olursa olsun eşit haklara sahiptir.
Erdoğan'ın söylemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi Türkiye’nin komşu ülkelerdeki Kürtlerle ve Türkiye’deki Kürt vatandaşlarla değil terör örgütü PKK-YPG’yle sorunu vardır.
Ancak Erdoğan’ın bu ayrımı ortaya koymak için “Benim partimde 50 kadar Kürt milletvekili var” söylemi de sorunludur. Türkiye’de milletvekilleri belli bir etnik veya mezhep grubunu temsil etmek üzere seçilmezler. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekilleridir ve tüm halkı temsil ederler.
Türkiye’nin Kürtlerle değil terör örgütleriyle sorunu olduğunu açıklarken, Meclis’teki milletvekillerini alt kimliklere ayırmak sorunlu bir yaklaşımdır. Atatürk’ün de tanımladığı gibi Türklük bir üst kimlik, bir çatıdır. Bu tanım etnik değil, Ernest Renan’ın çerçevesini çizdiği kültürel bir tanımdır. Buna karşın, “AK Parti’de şu kadar, CHP’de bu kadar, MHP şu sayıda, İyi Parti’de bu sayıda; HDP milletvekillerinin şu kadarı Kürt, bu kadar Türk, Çerkez...” yaklaşımı kuruluş felsefiyle ve vatandaşlık hukukuyla uyumlu bir yaklaşım değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleri, Türkiye’de Türklerle Kürtler arasında vatandaşlık hukuku açısından bir ayrım olmadığını vurgulamak için iyi niyetle söylemiş olsa bile, Türkiye’nin ulusal birliğine karşı olan terör örgütleri ve kesimler tarafından istismar edilebilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021
30.04.2021
14.04.2021