Hakan Albayrak
Zimbabve’nin Rodezya (Önce İngiliz sömürgesi, sonra İngiliz azınlığa dayalı bağımsız devlet) olduğu ve beyaz ırkın üstünlüğü anlayışıyla yönetildiği zamanlarda, ülkedeki ekilebilir toprakların çoğu yerli halkın elinden alınıp beyaz azınlığa peşkeş çekilmişti.
1980’deki devrimle devlet başkanlığına gelen Robert Mugabe’nin başlıca vaatleri arasında bu toprakların yerli halka iadesi de bulunuyordu.
Ne var ki Mugabe o vaadini gerçekleştirmek için 20 sene beklemek durumunda kaldı.
Güçlü bir rivayete göre bunda Nelson Mandela liderliğindeki Güney Afrikalı devrimcilerin ‘Aman acele etme! Siyahlar yönetime geldi mi beyazların hakkı hukuku kalmaz algısı doğarsa bizim devrimimiz zora girer. Sahip oluğumuz uluslararası destek azalır. Apartheid rejiminin dayanma gücü artar. Ne olur bizim zaferimizi bekle’ ricası da etkili oldu.
En önemli etkenin ise İngiliz siyaseti olduğu muhakkak.
Zimbabve’deki beyaz azınlığın hamisi pozisyonundaki İngiltere bu işin ertelenmesi ve “sağlıklı bir süreç” içinde gerçekleştirilmesi şartıyla Zimbabve’ye finansal destek vaadinde bulunmuştu.
1994’te Güney Afrika Cumhuriyeti’nde “Apartheid” (ırk tefriki) resmen sona erdi, Hollanda kökenli “Afrikaans” azınlığının diktatörlüğü çöktü, yönetime yerli halkın ezici çoğunluğunun desteklediği Afrika Ulusal Konseyi (Mandela’nın partisi) geldi.
Öte yandan İngiltere’nin finansal desteği kuvveden fiile çıkmadı veya vaat edilen miktarın çok altında kaldı.
Müzakereler, müzakereler, müzakereler…
Atı sene daha geçti ama Zimbabve’nin beklentileri bir türlü karşılanmadı.
2000’de Zimbabve’nin nüfusu 12.5 milyon civarındaydı ve bunun sadece 70 binini oluşturan beyazlar hâlâ ekilebilir toprakların yarıdan fazlasına -bir rivayete göre yüzde 80’ine- sahipti.
Mugabe ‘Artık yeter!’ deyip İngiltere’ye posta koydu, toprak reformu için düğmeye bastı.
Çiftlikler beyazların elinden alınıp yoksul siyahlara -yer yer de Mugabe’ye yakın rantiyeci zengin siyahlara- dağıtılmaya başladı.
Süreçte çatışmalar yaşandı, bazı beyaz çiftçiler öldürüldü.
Neticede ekilebilir toprakların tamamına yakını siyahların oldu.
Batı basınında -tabii ki bilhassa İngiliz basınında- tarım düzenini mahveden bu toprak reformunun Zimbabve’yi felakete sürüklediğine dair haber ve makalelerin haddi hesabı yok, fakat başarı hikâyelerine yer verildiği de oluyor.
Mesela 20 New York Times’ta çıkan bir makalede, iki bin beyazdan alınıp 60 bin yoksul siyaha dağıtılan tütün çiftliklerinin -o siyahlar başta tamamen tecrübesiz oldukları halde- ne kadar iyi işletildiği ve ekonomiye ne kadar önemli bir katkı sağladığı anlatılıyordu.
Aynı makalede, nüfuzlarını kullanarak geniş topraklara konan ve fakat o toprakları ekip biçmeye tenezzül etmeyen iktidar partisi mensubu bazı siyah kodamanların yol açtığı sıkıntılardan da bahsediliyordu.
İngiliz Sussex Üniversitesi mensubu tarım uzmanı Ian Scoones şöyle diyormuş:
“Reformun gerçekleştirilme şeklini mazur görmemiz mümkün olmamakla beraber, ortalıkta dolaşan efsanelere de itibar edemeyiz. Toprak reformu sonu gelmez bir felaketmiş... Bütün topraklar iktidar partisi elitleri tarafından paylaşılmış… Bütün iş berbat edilmiş… Hayır, öyle değil. Muhteşem bir başarı da değil.” (“In Zimbabwe Land Takeover, a Golden Lining”, The New York Times, 20.07.2012)
Demek ki durum ‘şöyle böyle’.
İşlerin tam yoluna girmesi biraz daha zamana ve bazı hataların telafisine ihtiyaç var.
***
Güney Afrika Cumhuriyeti Parlamentosu da geçen gün “sömürgecilik ve Apartheid’ın adaletsizliğini telafi” maksadıyla radikal bir toprak reformuna gidilmesine karar verdi.
83’e karşı 241 oyla kabul edilen karar, “tazminat ödenmeden çiftliklere el konulması”nı öngörüyor.
Söz konusu olan, tabii ki, işgalci Avrupalıların geçmişte yerli halktan gasp ettiği topraklar.
53 milyon nüfuslu Güney Afrika Cumhuriyeti’nde, nüfusun sadece yüzde 9’unu teşkil eden beyazlar, ekilebilir toprakların yüzde 73’üne sahip.
Parlamentoya ilgili teklifi solcu “İktisadi Özgürlük Savaşçıları” partisinin lideri Julius Malema diyor ki: “Uzlaşma devri geçti, şimdi adalet zamanı.”
İnşaallah Zimbabve tecrübesinden gerekli dersler çıkarılır ve bu süreç en iyi şekilde yönetilir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021
9.08.2021