Halil BERKTAY
Tatil kaldıysa artık. Döneli çok oluyor ve bu bir hafta iş yoğunluğundan cehennem gibi geçti. Ama o sâkin günlerde düşünüp yazmayı planladıklarımı bitiremedim.
Değişimin diyalektiği
Biri, geçen günkü Münih müze sohbetinden devamla, oradaki ve buradaki muhafazakârların benzerlikleri ve ilişkileriyle ilgili. Söylemeye gerek var mı; Türkiye’deki muhafazakârlar deyince tabii AKP’yi değil CHP’yi kastediyorum. Günümüzde en statükocu, en taşlaşmış, değişime en kapalı parti, kesim, ideoloji, ne derseniz deyin, Atatürkçülük ve Atatürkçü mirasa yaslandığı için/ölçüde de CHP. Bu da tamamen, Marksizmin korumamız gereken görece doğru tesbitlerinden birine uygun: zamanla her şey zıddına dönüşüyor; bir dönem ileri olan zamanla tutuculaşıyor; bir dönemin yeni kurumları eskiyip daha fazla gelişmenin önünde bir engel, yarılması gereken bir kabuk haline geliyor.
Bu noktada, İttihatçılığın ve sonra Kemalizmin “başından beri” (ne demekse) “gerici” olduğu ve “sağı” temsil ettiği fikrine karşı da ki var, böyle düşünenler bir uyarıda bulunmak isterim. Bana göre bu, tarihsel değil idealist bir yaklaşım; her çağın kendine özgü bir siyasî mevzilenişi ve bu çerçevede gelişen kutuplaşmaları olduğunu gözardı ediyor. Daha gerçekçi olan ise belki şöyle bakmak: Modernist Türk milliyetçiliğinin birinci ve ikinci kuşakları, 20. yüzyılın ilk yarısında (Garp) “medeniyet”i(ni) yakalamayı amaçlayan hamleler yaptılar ve bir dizi yeni kurum yarattılar. “Ancak böyle olabilirdi” demek ne kadar yanlışsa, “ah keşke böyle olmasaydı” demek de o kadar yanlış. Ahistorik. Doğrusu, her şeyin bir bedeli olduğunu ve zaman içinde bu bedellerin öne çıktığını akılda tutmak. Tarih somut olarak “öyle” değil böyle aktı ve bedeli de şunlar oldu. Önce Tanzimatın, sonra Jön Türk Devriminin, ardından Kemalist Devrimin bir çeşit cebrî yürüyüşle, yukarıdan aşağı verilmiş bir marş marşla “muasır medeniyet seviyesi”ne ulaşma projesi, değişen dünya koşullarının da etkisiyle tıkandı ve zaman içinde olumsuz mirası öne çıktı. Şimdi yeni bir tarihsel sorunlar öbeği ve yeni sosyo-ekonomik güçlerin beslediği farklı dinamikler söz konusu. İşte bu süreçtir ki CHP’yi, “Atatürk ilke ve inkılâpları”nı korumak adı altında statükoya yapıştıkça yaya bıraktı, bırakıyor.
Marjinalleşen mağluplar
İş kitabiyata gelince, tarihsel materyalizmin altyapı-üstyapı çelişkisi, belirli bir ekonomik temel veya üretim tarzına bir süre hizmet eden belirli üstyapıların, bir yerden sonra o ekonomik temelin daha fazla gelişmesini kösteklemesi gibi çeşitli önermelerini, icabında Marx ve Engels’ten sûre ve âyet gösterircesine sıralayacak olanların, bu basit uygulamalı örneği bir türlü idrak edemeyip AKP’yi “en sağ” ve “baş düşman” bellemeleri, gene Marksizmin “yanlış bilinç” (false consciousness) ve “çağın yanılsaması” (illusion of the epoch) gibi kavramlarına tıpatıp oturuyor. Bir diğer gösterge, CHP’si, ordusu, Atatürkçülüğü ve ulusalcılığı ile Türkiye’nin siyaset sahnesinin sağ kanadının, Amerikan siyasetinin sağ kanadıyla birbirlerine nasıl yaslandıkları, ne kadar benzeştikleri, ne gibi çarpıcı paralelliklerinin oluştuğu. Ergenekon’un, AKP’ye karşı bir darbe girişimi için George W. Bush yönetiminden destek aramış olduğu çok açık da, bunun ardında “marjinalleşen mağlup”lara özgü nasıl bir kader ortaklığı yattığının farkında mıyız acaba?
ABD’deki son seçim kampanyası sırası ve sonrasında çok yazılıp çizildi; neo-con’ları, “dinî sağ”ı, Rush Limbaugh gibi uzlaşmazlık vaizleri, Tea Party gibi buram buram taşra dar kafalılığı kokan “diriliş” fondamentalizmleriyle, Bill Clinton ve Barack Obama’ya karşı duydukları çığrından çıkmış nefretle Cumhuriyetçi Parti, öyle doktriner bir sağcılığa kaydı; Doğu ve Batı kıyılarının liberal ana ekseninin yanı sıra kadınları, siyahları, beyaz olmayan bütün diğer grupları, Hispanikler ile legal veya illegal bütün göçmenleri, çevrecileri ve LBGT özgürlük akımlarını o denli karşısına aldı ki... Bir bakıma ABD ölçülerinde “millî” bir parti olmaktan çıktılar ortadaki seçmenlere hitap edememek anlamında; dolayısıyla hiç beklenmedik dünya krizleri patlak vermedikçe ve/ya Demokratlar çok büyük hatâlar yapmadıkça, kısa ve orta vâdede seçim kazanmaları, eh, imkânsız değilse de çok zor gözüküyor. Cumhuriyetçiler arasında “ılımlı” (moderate) sözcüğünün artık küfürle bir tutulması yüzünden, Mitt Romney gibi görece merkezci bir politikacının bile, başkan adayı oluncaya kadar radikal sağcılık gösterilerinde bulunması, başkan adaylığını sağladıktan sonra ise “orta”lamaya çalışmak gibi çok zor bir manevraya girişmesi ama başaramaması, bunun son kanıtını oluşturmakta.
İlginç olan, GOP’un aşırı sağının Romney’lere ayak bağı olması gibi, CHP’deki ulusalcıların da yenilik karşıtı istemezükçülüğü. GOP’un Rush Limbaugh ve Sarah Palin’leri varsa, CHP’nin de Muharrem İnce’leri, Birgül Ayman Güler’leri var. Üstelik hiç GOP gibi popüler ve kitlesel olmadılar. Değişen Türkiye’de, GOP’un yüzde 40’larına da değil, yüzde 20’nin bile altına mahkûmlar.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024