Halil BERKTAY
[1 Ağustos 2015] Üniversite öğrencisisiniz. İnsan ve toplum bilimlerinin şu veya bu alanında lisans yapmayı seçmişsiniz; tercihan Tarih, ama Antropoloji, Sosyoloji veya Kültürel Etütler de olabilir. Üç yılda üç seminer aldınız; daha önce verdiğimiz ödevleri (tabii yüksek öğrenime özgü uyarlamalarıyla) başarıyla tamamladınız; son sınıfa geldiniz. Şimdi sıra, 30-40 sayfalık bir bitirme tezinde. Dolayısıyla sizin için tabii daha zor, daha ciddî ve ağır bir konu seçmiş bulunuyoruz.
Şimdi lütfen, yukarıda, başlık resmi yerinde göreceğiniz tweet’i dikkatle inceleyin. Bunu, son kuşakların üstün beyinlerinden Ayşe Hür yazmış; bir diğer üstün beyin olarak Aslı Aydıntaşbaş daretweet’lemiş. Ne iyi etmiş; bu sayede, etrafımızı saran zifirî karanlıklarda çok nadir çakan dahiyane bir gerçek şimşeği, eskilerin deyimiyle barika-i hakikat, muttasıl akıp giden zamanın derinliklerinde kaybolmaktan kurtulup ebediyete kazanılmış. Ne ki, bundan sonra işler karışmış. Aslı Aydıntaşbaş’ınretweet’i maalesef kötü kişilerin eline geçmiş ve kötü amaçlara âlet edilmiş. Sabah gazetesi bunu almış; 25 Temmuz’da Ayşe Hür hocamıza saldırmak, akademik güvenilirliğini karalamak için malzeme olarak kullanmış. Bu tezvirata karşı, sağa sola savrulan parçaları ihtimamla toplayıp birbirine ekleyerek doğruları restore etmek ve bu arada, tarihçi geçinen amatör cahil cühela takımına biraz olsun metodoloji ve historiyografi öğretmek, sizin sorumluluğunuz.
Görmüş olacağınız gibi, Ayşe Hür şöyle diyor tweet’inde: HDP’ye 120 kez saldır. Diyarbakır’da 4 kişiyi öldür, 400’ni yarala. 32 sosyalisti öldür. 3 polisin intikamı için Kandil’i bombala. Ne kadar adil! Şimdi buraya yazarken bile, hem Hür’ün parlak sezgisi ve üslûbunun vurucu, perküsyonlu, cazgırlığı değil cazı andıran müzikalitesine hayran oluyor, hem de bir kere daha sinirimden tir tir titriyorum -- kıskançlıklarından olacak -- buna kusur bulanlara.
(1) Ayşe Hür, seçim kampanyası boyunca HDP’ye gelen bütün saldırıların hükümet ve/ya AKP’den geldiğini; Diyarbakır mitingini de gene AKP’nin bombaladığını; nihayet Suruç intihar saldırısının da AKP’nin işi olduğunu, kesin ve tartışılmaz bir gerçeklik sayıyor ve bütün argümanını buna dayandırıyor. Böylece, Selâhattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kandil PKK/HPG önderliği gibi diğer dürüstlük ve doğruluk timsalleriyle aynı noktada buluşuyor. Fakat şimdi birtakım münafıklar çıkıp bu iddianın en ufak bir kanıtı olmadığını; mevcut bütün kanıtların aksi yöne ve başka odaklara işaret ettiğini söyleyebilir. Tezinizin 6-7 sayfalık Giriş bölümünü sırf bu tesbitlere hasredin. Tek tek olay veya olgular için fazla teferrüata girmeksizin “büyük tablo”yu öne çıkarın (bu yöntemin Yalçın Küçük, Soner Yalçın veya Ayhan Aktar gibi diğer ünlü pratisyenlerine de başvurabilirsiniz); (i) AKP iktidarının esasen faşist bir diktatörlük olduğunu; (ii) dolayısıyla her zaman ve her durumda Kürtlere düşman olduğunu; (iii) buna karşılık Kürtlerin ise hep mağdur ve gene mağdur olduğunu; (iv) yani AKP’nin tabiatı gereği bunları yapmış olacağını ve bizim de bunu böyle kabul etmemiz gerektiğini; (v) kaldı ki, burada zalimin sözüyle mazlumun sözünün karşı karşıya geldiğini ve hangisine inanacağımızın da belli olduğunu, zira Bayık’lardan, Hozat’lardan, Demirtaş’lardan ve hele Yüksekdağ’lardan asla şüphe edilemeyeceğini... münkirlerin aklı şaşa misali, sabırla bir kere daha açıklayın.
(2) Tezinizin takriben 15 sayfa olması gereken ikinci bölümünde, asıl önemli metodoloji meselelerine girin. 19. ve erken 20. yüzyıl tarihçiliğinin pozitivizmi ve ampirisizmi aşırıya götürmesiyle başlayın. Buna karşı, net bir postmodern tavır alın. (a) Esasen nesnel gerçek diye bir şey olamıyacağını; tarihçiliğin gerçeği aramaya kalkışamayacağını; hattâ bu açıdan, herhangi bir anda gerçeği tam yakalayamasak bile ona giderek daha fazla yaklaşmaya çalışmak gibi, bütün tarihçileri bu kadarcık olsun bağlayan bir meslek etiğinin dahi söz konusu edilemiyeceğini; tam da bu yüzden, artık tarihçilik diye bir şeyin değil, sadece sübjektivitelerinde alabildiğine özgür tek tek tarihçilerin kaldığını; tarih ile edebiyatın farksızlaştığı ve özdeşleştiğini, gerekirse gene Ayşe Hür’ün geçmiş bazı yazılarından da yararlanarak savunun. Objektifliği ve olgulara dayanmayı geçin bir kalem; asıl yaratıcılığa ve kurguculuğa bakın.
(b) Bir adım ötede, aktivizm ile gözlem ve bilim arasındaki ilişkiye de eğilin. Bu ikisi arasında ayırım gözeten, sözümona tarafsız burjuva tavrını çürütün. Tarihin edebiyat gibi siyasetten ve siyasi mücadeleden de farksızlığının altını çizin. Objektiflik maskesi altındaki seçkincilik, gericilik ve hâkim sınıf yandaşlığı tavrına, ancak tam zıddı bir mağdurlar ve ezilenler yandaşlığıyla karşılık verilebileceğin savunun. E. H. Carr’ın katkısını, tarihçileri olası önyargılarına duyarlı ve özeleştirel kılmaktan, tarihçilerin önyargıları olmasını doğallaştırma ve normalleştirmeye, tarihçileri önyargıları konusunda rahatlatmaya dönüştürün. Tarihçinin tabii ki bir tarafı ve bir teorisi olacak; herşeyi ona göre yorumlayacaktır. Tarihin bir “fayda”sı olmalı; bu fayda da, asla ufuk genişliği, kültür birikimi, titiz eleştirellik ve gerçeğe hep daha fazla yakınlaşma gibi ne idüğü belirsiz ölçütlere göre değil, belirli bir anda çarpışan taraflardan hangisine yaradığına göre belirlenmelidir. Sorun toplumsal ve tarihsel bakımdan haksız ve yanlış tarafa ya da teoriye koz vermemekte; buna karşılık makro planda haklı ve doğru taraf ve teoriyi ayakta tutmaktır. Kısacası, gerçek kaygısının yerini yüzde yüz fayda ve yarar kaygısı almalı; tarihçi, olanca aktivizmini dolu dizgin bilim alanına taşımalı ve gerçeğin değil şu veya bu pozisyonun militanı olmalıdır. -- Bu ilkeler açısından, Ayşe Hür’ün tavrının neden ham ve hödük bir eylemcilik değil, tam da olması gerektiği gibi, tarihçiliği kısırlıktan kurtarıp renklendiren olgun bir yaratıcılık anlamına geldiğini anlatın. Bu tavrı (i) 20. yüzyıl başlarının Leninist-Stalinist Sovyet tarihçileriyle; (ii) 1960’lar ve 70’lerin Althusserci-strüktüralist teorisizmiyle; (iii) Hayden White ve Alan Munslow’larla karşılaştırın. Ayşe Hür’ün aslında hepsini “aşmış” olabileceğini, ama her nasılsa (tabii erkek) akademik profesyonellerce hep ezilip hakkının yendiğini de, ek bir boyut olarak okuyucularınıza hatırlatın.
(3) Tezinizin gene aşağı yukarı 15 sayfa olabilecek üçüncü bölümünde, “intikam” ve “adalet” kavramlarına Ayşe Hür’ün getirdiği yeni ve derin kavrayış üzerinde durun. Suruç’un ardından polis avına başlamakla ve özellikle de ilk iki polisi “Suruç’a misilleme” diye uykularında, susturucuyla öldürmekle PKK’nın asla intikam duygusuyla değil adalet düşüncesiyle harekete geldiğini; buna karşılık üç polisin öldürülmesi karşısında devletin Kandil’i bombalamaya girişmesinin, devletin devlet olmasından değil sırf intikam duygusundan kaynaklandığını ispatlayın.
Argümanınızın devamında, bütün barometre ve termometrelerin yerini alacak yepyeni bir iustitiometre(adaletölçer) cihazı tasarlayın. Eski logaritmik cetveller gibi düşünün. Bir kenarında (dılında), AKP’nin olabilecek bütün suç ve günahları yer alsın. Gerçek mi, hayalî diye bakmayın; Selâhattin Demirtaş’ın da (“AKP = IŞİD” bağlamında) açıkladığı gibi, böyle bir algı olması, bunun gerçek olması demektir. Onun için koyun hepsini bir araya; diğer kenarına ise, PKK’nın öldürdüğü (BBC üslûbuyla) söylenenveya iddia edilen polis ve askerleri yerleştirin. Arada, mazumlar ile zalimler arasındaki simetriyi gözeterek, meselâ 1’e 10 gibi bir ilişki kurun (yani AKP’nin bir “intikam” günahı, diyelim ki PKK’nın on cinayetini, pardon eylemini “âdil” kılsın). Bu karşılıklı eliminasyondan sonra da arta kalan PKK cinayetleri, pardon eylemleri varsa (habire dilim sürçüyor allah kahretsin), kaç tanesinden sonra devletin ne surette harekete geçmesinin “âdil” sayılabileceğini, 25- 50 - 75 - 100’lük çentikler halinde belirtin. Bu ölçekte Çözüm Sürecinin durdurulması 25-50 dolayında; ateşkesin sonlandırılması 75-100’de; Kandil’in bombalanması ise en az 500’lerde yer alsın.
(4) AKP’ye yakın, yandaş, yalaka ve Kürt düşmanı çevrelerde sık sık, “ahlâksızlığa karşı çıkamama ahlâksızlığı”ndan söz edilir oldu. Bu zavallı Beyaz Cüceler (bkz Stalin), bununla bir kısım liberal-sol aydınların PKK’ya karşı çıkamaması ve PKK’ya karşı çıkamayan HDP’yi eleştirememesini kastediyorlar. Gene bu karşı-devrimci emperyalist ajanlarına bakılırsa, Ayşe Hür’ün tweet’i de üç polisin öldürülmesini mazur gösterdiği için aynı ahlâksızlık kategorisine girermiş. Tezinizin Sonuç bölümünde, Sovyet, pardon PKK/KCK düzenini yıkmaya kalkışan bu namussuz hainlere, asıl Ayşe Hür’e saldırmaya cüret eden Sabah gazetesinin ve dolayısıyla tabii kendilerinin ahlâksız olduğunu hatırlatın.
(5) Ek (Appendix). İnternette biraz gezinirseniz, son bir iki yılda Ayşe Hür’ün birdenbire her yerde Prof. Dr. diye tanıtılmaya başladığını göreceksiniz. Bunu birkaç açıdan inceleyin ve dikkatli bir değerlendirmeye tâbi tutun. (a) Belki hatırlarsınız; Beyaz Türklük bundan bir süre önce kendine başka bir kahraman bulmuş, Muazzez İlmiye Çığ diye fantezist bir amatörü de, Türk Tarih Tezi ve Güneş-Dil Teorisi döneminden kalma bütün saçmalıkları, hattâ Noeli Türklerin icat ettiğine dair masallarıyla birlikte, doktorası dahi yokken, hattâ ne Hititolog ne Sümerolog sadece bir kütüphane memuruyken, Prof. Dr. diye göklere çıkarmaya koyulmuştu. Şimdi acaba Ayşe Hür’e aynı muamele yapılıyor olması, onu da hafızalarda Muazzez İlmiye Çığ’a yanaştırarak kötülemenin olağanüstü sinsi bir yöntemi olabilir mi? (b) Tersine, Ayşe Hür’e yakıştırılan Prof. Dr. sıfatı, hocamızın olağanüstü ilmini takdirden kaynaklanıyor, yani “aslında profesör olmalı”yı ifade ediyor olabilir mi? (c) Bu ikinci şıkkın geçerli olması halinde, hangi güzide üniversitemizde Kürsü Başkanı, Ana Bilim Dalı Başkanı ve/ya Bölüm Başkanı olarak göreve başlamasını önerirdiniz?
Lütfen işin kolayına kaçmayıp parti okulları dışında bir veya birkaç alternatif bulun; açıklayın ve tartışın.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
AK Partinin tetikci yazarlarinin ahlaksizliklarini ayrintisi ile yazmissiniz. Az sayida da olsa sizin gibi gercekleri dobra dobra yazan insanlarimizin olmasi umut verici bir sey. Tesekkurler.