Halil BERKTAY
[27-28 Ağustos 2016] Yemin ediyorum, bu sefer mutlak surette Soykırım (2)’den devam etmekti amacım. Araya başka hiçbir şey sokmayacaktım.
Solun ve/ya solcuların spesifik mücadele alanlarını tekellerine alıp özgüllüğünü yoketme eğilimini, sosyalizmin varlığı ve yokluğu açısından karşılaştırmak istiyordum. Şöyle başladım (ilk taslağımdan aynen aktarıyorum):
“1917 Ekim Devrimi’yle doğan ve 1922’de resmen kurulan Sovyetler Birliği, uzun süre ebedî ve insanlığın geri dönüşsüz geleceği sanıldı. Ama alt tarafı yetmiş yıl sürdü ve 1989-90’da çöktü. Diğer sosyalist ülkelerin “sınırlı egemenliği” koşullarında “proletaryanın uluslararası diktatörlüğü”nü korumak adına Sovyetlere “müdahale hakkı” tanıyan Brejnev doktrini diye bir şey vardı, 1956’da Macaristan’ın işgalinde de fiilen mevcut, ama asıl 1968’de Çekoslovakya’nın işgalinden itibaren teorileştirilmiş olan (bilmiyorum, benden başka hatırlayan kaldı mı). Doğu Avrupa’daki komünist parti diktatörlükleri kendi toplumları ve ekonomilerine kök salmamış polis devletleriydi. İroniktir, gerçekten herşeyi düzleyip bir parça “sınıfsız” (ya da klasik anlamda “sınıfsız”) toplumlar yarattıklarından, devletin arkasında ciddi bir “sosyalist burjuvazi” de yoktu ve dolayısıyla hemen sırf bu Sovyet “garanti”si sayesinde ayakta duruyorlardı. Gorbaçev’in asla Brejnev doktrinini tekrar devreye sokup Sovyet tanklarını bir kere daha Doğu Avrupa’nın üzerine salmayacağı anlaşıldığında, çığ gibi yükselen kitle mücadeleleri karşısında bütün bu “halk demokrasileri” peşpeşe yıkılıverdi.”
Buraya gelince zınk diye durdum ve daha önce düşünmediğim bir soru kafama takıldı: Osırada, yani 1989-90’da kimse, Çeklerin, Lehlerin, Macarların, Doğu Almanların sloganlarını “bizim” Marksist demokrasi vizyonumuz açısından kabul edilebilir mi, matluba muvafık mı diye gözden geçirdi mi acaba? Kendi payıma, çok güçlü bir anti-komünizm dozajıyla birlikte, keza hayli güçlü bir Katolik inancının da söz konusu olduğunu hatırlıyorum. Din, tabii Hıristiyanlık ve özellikle Katolik Kilisesi, hele Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan’da, büyük korkularındandı söz konusu KP yönetimlerinin ve sadık devlet aydını intelligentsia’larının. Kardinal Jozsef Mindszenty, örneğin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Macar Nazilerince hapse atıldığı gibi, savaş sonrasında bu sefer komünistlerce tutuklanmış, işkence görmüş, 1949’un tipik bir Stalinist düzmece mahkemesinde yargılanıp ömür boyu hapse mahkûm edilmiş, sekiz yıl yattıktan sonra 1956 Macar ayaklanması sırasında serbest bırakılmış, ama devrim Sovyet tanklarınca ezilirken bu sefer Budapeşte’deki ABD elçiliğine sığınmış ve onbeş yılını siyasî iltica hakkının tanındığı hep aynı bina içinde geçirmiş, ancak 1971’de ülke dışına çıkmasına izin verilmiş ve 1975’te Viyana’da sürgünde ölmüştü. Kardinal Karol Jozef Wojtyla’nın 1978’de John Paul II (Yahya Pavlos II) adıyla papa seçilmesi de Sovyet nüfuz alanında derin sarsıntılara yol açmış; özellikle 1979’da Varşova’da tek kelimeyle “Korkmayın” demesi Polonya muhalefetini gerçekten yüreklendirmiş ve Lech Walesa önderliğindeki Solidarnoscsendikasının kurulup gelişmesine hız kazandırmıştı. Karşılığı da gelmekte gecikmemişti şüphesiz. 1983’te bir komplo patlak vermiş; Polonya gizli güvenlik servisi SB’nin (Sluzba Bezpieczenstwa), Yüzbaşı Grzegorz Piotrowski yönetimindeki D Masası, Krakow’da yayınlanan bir Katolik derginin kadın sekreterine ilaç verip geçmişte Karol Wojtyla ile cinsel ilişkiye girdiğini kabul ettirmeye çalışmış, ama başaramamıştı. Yurtdışındaki sürgün-mülteci hayatında (dedesinin kökeni itibariyle) Polonya’nın duygusal açıdan önemli bir yer tuttuğunu hep hissettiren Nâzım Hikmet de maalesef paylaşıyordu aynı resmî ideolojiyi. Son şiirlerinden, çok sevilen Saman Sarısı’nın bir yerinde şöyle der: Yegelon Üniversitesi’nde şeytan taşlara tırnaklarını batıra batıra dolaşıyor / bozmağa çalışıyor Kopernik’in Araplardan kalma usturlabını / ve pazar yerinde bezzazlar çarşısının kemerleri altında rok end rol oynuyor Katolik öğrencilerle. Buna göre, Katoliklik = yozluk = rock’n’roll = emperyalizmin kültürel etkisi = şeytan demekti.
Ne acıdır, ama aynı zamanda ne kadar anlaşılırdır ki, Nâzım’ın Münevver’den olma oğlu Memet de, hani hakkında “seni Türkiye Komünist Partisi’ne emanet ediyorum / ve gözüm arkada kalmadan gidiyorum” dediği Memet de, annesiyle birlikte nihayet Doğu Avrupa’ya göçebildikten (ve tabii, artık hayatını Vera Tulyakova ile birleştirmiş bulunan Nâzım tarafından dışlandıktan) sonra, Katolik oldu dönüp dolaşıp. Anlaşılır bir şeydir, çünkü rejim (ve rejimin gözbebeği olan, artık para karşılığı şiir yazıyor olmakla suçladığı babası) ahlâkî bakımdan kabul edilir olmayan bir yerde durmakta; buna karşılık (gerçekten Polonyalı olacaksan, yani o toplumun kültürüyle yoğrulmuş bir parçası olacaksan) Lech Walesa ve Gdansk tersane işçileri gibi genç Memet için de din ve Katoliklik en güçlü muhalefet alternatifini simgelemektedir. Buyrun size bir üst-belirlenim veya çoklu belirlenim örneği daha! Aynen, Türkiye’de Müslüman olmanın post-Kemalist otoriter modernizasyona ve bu arada düpedüz İslamiyet düşmanı bir otoriter laikçiliğe karşı kültürel muhalefet ve direnme anlamı kazandığı gibi.
Dolayısıyla şu soruları sorabiliriz sanıyorum: Prag’da, Varşova’da, Budapeşte’de milyonlar sokağa dökülür, Kadife Devrimler gerçekleşirken, “neden sokağa çıkmadım, çünkü haç taşıyor ve dua ediyorlardı, benim onların arasında ne yerim vardı [ve demek ki Kilisenin güçlü olduğu sağcı düzenler gelecekti]” diyenler olmuş mudur oralarda da? Haksızlık etmeyeyim; son derece iyi ve doğrudan biliyorum ki, benim gibi Murat Belge de yüzde yüz alkışladı Berlin Duvarının yıkılışını. Ama son tahlilde, uzaktan bakıştı bizimkisi. Ayaklanan halkın sübjektivitesine değil, neye karşı ayaklandığına bakarak, iyi ve doğru bir demokrasi mücadelesi verdiğine hükmediyorduk. Yanında ve içinde olsaydık, acaba aynı derecede sevimli gelecek miydi bize o kitleler? Bilemiyorum. Örneğin bir zamanların Maocuları olarak bizler, sanıyorduk ki Sovyet tipi “kötü sosyalizm”lere karşı “iyi sosyalizm” aşkıyla dolup taşmaktadır, Polonya’nın “gerçek” işçi sınıfı. Fî tarihinde Kaynak Yayınları’ndanSolidarnosc taraftarı Glowacki’nin bir romanını yayınladık (Polonya &Ölmedi Daha); bu naiflik duman oldu. Ciddî surette Katolik, sosyalizmin s’sinden nefret etmiş, bir de üstelik Batı hayranı bir kitle gerçeği karşımıza çıktı. Bir takım küçük aparatçikler çok yukarılardan eleştiriler bile yazdı, burun kıvırarak “olması gereken” değil “olan” bu realiteye.
Ne olurdu acaba, doğrudan, direkt temas içinde yüzyüze gelseydik? Allahüekber’lerden tiksindiğimiz gibi tiksinecek miydik, o haçlar ve dualar ve anti-komünizm nutukları vemissa’lar ve ilâhîler ve kilise âyinlerinden?
Yoksa, bizler gibi alla franca yetişmiş, sol-seküler aydınların din korkusu daha çok Müslümanlıkla sınırlı olabilir mi?
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024