Halil BERKTAY
[3 Aralık 2016] On gün oldu yazamadığım. Bu süre içinde Donald Trump, nasıl desem, “ilginç” şeyler yapmaya devam etti. Yakalayabildiklerim: (a) Seçim kampanyası sırasında Hillary Clinton’ı usulsüzlük töhmeti altındaki e-mail’leri yüzünden suçlu ilân etmiş ve seçildiği takdirde içeri tıktıracağını defalarca söylemişti. Taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmak pahasına, 180 derece çarketti; böyle bir şey yapmayacağını, Clinton’ların “iyi insanlar” olduğunu ve Hillary’yi daha fazla hırpalamak istemediğini açıkladı. (b) Bu düzeltmeye rağmen, Dışişleri Bakanlığı için Rudy Giuliani ve John Bolton’ın yanı sıra, uzun süre Afganistan ve Irak’ta görev yapan (ve evlilik dışı sevgilisiyle resmî hattından yaptığı usulsüz e-mail haberleşmeleri açığa çıktığında 2010’da Obama tarafından Ortadoğu başkomutanlığından alınan) General David Petraeus’u öne çıkarmaya başlaması, bu nasıl bir çifte standartlılık sorgulamalarına hedef oldu.
(c) Basınla ilikileri giderek kötüleşen bir mecraya girdi. İlk ağızda, devlet başkanını izlemekle görevli basını, bu konuda yerleşmiş bütün usuller hilâfına, programı hakkında yanlış bilgiler verip yapmayacağını söylediği şeyleri yaparak rastgele peşinden koşturmaya devam etti. (d) Bir yandan, geçmişte hep hedef aldığı New York Times’ı ziyaret edip özel bir mülâkat verdi ve çıkarken gazeteden “tam bir Amerikan mücevheri” diye övgüyle söz etti. Diğer yandan, basını Trump Tower’da topladı ve (kendisine karşı) “yanlı” haberleri nedeniyle uzun uzadıya azarladı; direktif vermeye kalktı; (besbelli Türkiye’yi ve Aziz Yıldırım’ı tanımayan) bazı muhabirlerin şimdiye kadar hiç böyle şey görmediklerinden şikâyet etmesine yol açtı. (e) Yatırımlarını Amerika dışına kaydırmayı düşünen şirketleri, kâh böyle yaptıkları takdirde “çıkış”ta çok ağır vergilerle tehdit etti, kâh büyük vergi indirimi vaatleriyle alıkoymaya çalıştı. (f) İşadamlığını sürdürmek ile devlet başkanlığı yapmak arasındaki nesnel “çıkar çelişmesi”ni (conflict of interest) bir süre görmezden geldi. Bir emlâkçı olarak şu veya bu Latin Amerika ülkesine otel satarken aynı zamanda o ülkenin cumhurbaşkanıyla ABD başkanı konumundan ilişki kuracak olmasındaki problemi algılamamaya çalıştı. Meseleyi zamanı ve enerjisinin hepsine yetip yetmeceğine indirgemeyi denedi. Ne varmış ki, dedi, pekâlâ ikisini de yapabilirim. Neden sonra, tamam, dedi, sırf başkanlığa konsantre olacağım. Ama bunu da sanki başka türlüsü olabilirmiş (ABD başkanlığı part-time yürütülebilirmiş) gibi, kamuoyuna bir lütûf olarak sundu. Özel olarak bu noktada, fazlasıyla rastgele konuştu; hayli şaşkın ve yerleşik anlayışlardan habersiz bir görünüm ortaya koydu.
Kritik personel tâyinlerini neo-con şahinler arasından yapmayı sürdürdü. (g) Breitbart’ta beyaz ırkçılara kol kanat germiş olan Stephen Bannon’ı kendisine baş stratejist seçmesini bütün itirazlara karşı savundu. (h) 2010’da Hazine Bakanlığına ünlü Wall Street yatırımcısı Steve Mnuchin’i aday gösterdi. (i) Ardından, Savunma Bakanlığına (Pentagon’a) agresifliği yüzünden “Kuduz Köpek” (Mad Dog), hiç evlenmemiş ve çocuğu olmamışlığı yüzünden “Savaşçı Keşiş” (Warrior Monk) lâkaplarıyla maruf James Mattis’i getirdi. (j) Böylece İran’la ilişkiler konusundaki tehlike sinyallerini arttırmaya devam etti. 44 yıl Deniz Piyadelerinde görev yapan Mattis, geçmişte İran’ı Ortadoğu’daki en büyük tehlike olarak göstermiş ve Obama yönetiminin İran’la yaptığı nükleer anlaşmaya karşı çıkmıştı. Trump’ın kendisi de iktidara geldiğinde bu anlaşmayı iptal edeceğini söylemişti. Buna karşı, yakında görevini Trump’ın atadığı Mike Pompeo’ya devredecek olan şimdiki CIA direktörü John Brennan, İran anlaşmasının feshedilmesinin “büyük bir felâket” olacağını giderayak açıkladı.
(k) En son, Tayvan’ın yeni başkanı (Bayan) Tsai Ing-wen’in telefonuna doğrudan cevap verip iki ülke arasındaki “yakın ekonomik, siyasi ve güvenlik ilişkileri” hakkında bir süre sohbet etmek suretiyle de, protokol ihlâllerine bir yenisini etkiledi. 1949 Çin Devrimi sırasında Çan Kayşek’in kaçıp sığındığı ve uzun süre ABD Yedinci Filosu’nun koruduğu Tayvan adasını, Çin kendi toprağı, eyaletlerinden biri sayıyor ve üçüncü ülkelerin Tayvan yönetimi ile bağımsız ilişki kurmasını kabul etmiyor; bunu içişlerine müdahale sayıyor. 1970’lerde, Nixon döneminin “pinpon diplomasisi”nin ardından, Amerika da sonunda Çin Halk Cumhuriyeti gerçeğini kabul etti ve 1979’dan bu yana hiçbir ABD başkanı Tayvan’da seçilen herhangi bir başkanla doğrudan görüşmedi, ilişki kurmadı.
Trump’ın Tsai ile görüşmesi, işte bu yazılı olmayan kuralı çiğnedi. Nitekim Çin olayı Washington nezdinde protesto etmekte gecikmedi. Trump da her halükârda büyük önem taşıyacak olan Çin’le ilişkisine, başka ve daha haklı zeminlerde başlayabilecekken, çok ters bir noktadan adım atmış oldu.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024