Halil BERKTAY
[1 Ocak 2018] 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin üzerinden bir buçuk yıl geçtiği halde OHAL kalkmadı ve kalkacağa da benzemiyor. Hükümet parlamentodaki çoğunluğunu Meclisi çalıştırmak için değil, Meclisi çalıştırmayıp ülkeyi ilgili ilgisiz her konuda OHAL’in sağladığı olanaklarla yönetmesine yönelik eleştirilere kulak asmamak için kullanıyor.
En son, 696 sayılı “torba” KHK’nın 121. maddesi, bu açıdan yeni ve kanımca vahim bir adım oluşturdu. Söz konusu madde, “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın, 15 Temmuz darbe girişimi ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin” hiçbir hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğunun olmayacağı belirtiyor.
Burada çok kritik bir husus, 15 Temmuz’un “devamı” için herhangi bir sürenin belirtilmemesi. Kanun tekniğinde böyle bir belirsizlik olamaz -- olmaması gerekir. Tehlikeli, çünkü madalyonun diğer yüzünde, siyaset sahnesi böyle kavramları çığrından çıkarma çabalarının örnekleriyle dolu. Faraza 1915 Ermeni soykırımına bir yaklaşım, “inkâr devam ettiği sürece soykırım da devam ediyor demektir” şeklinde. Bana göre tamamen zırva bir abartı. Aralarında ideolojik bir köprü de olsa, birbirinden farklı iki olay söz konusu. Soykırımın kendisi (zamanı, mekânı, dürtüleri ve failleriyle) başka; yıllar sonra oluşturulan ve sürdürülen inkârcılık ise (keza, zamanı, mekânı, dürtüleri ve failleriyle) gene başka. Biri 1915’te; diğeri 1920’ler veya 30’lardan günümüze uzanıyor. Ayrıca biri, 1948 sonrası uluslararası hukuka göre suç; diğeri herhangi bir anlamda suç değil, olsa olsa siyasî ve ahlâkî bir hatâ. Ama işte tam bu nedenle, Ermeni milliyetçiliğinin (Daşnak ve sair) en aşırı rövanşist kesimleri, günümüz inkârcılığını “yanlış” kategorisinden çıkartıp “suç” kategorisine sokmak, dolayısıyla Türkiye’yi bugün bile ve blok halinde “soykırımcı” diye yaftalamak için, bu uzatma veya ekleme, yapıştırma, zamansızlaştırma ve mutlaklaştırma demagojisine başvuruyor. (Sonuçta bakıyorsunuz, 2007’de Hrant Dink’in öldürülmesi de “1915+1” sayılıyor. Ve tabii, inkârcılığın soykırımla bir tutulmasındaki maksimalizm, belki de gizil amacına ulaşıyor; olanca kahhar ve üsttenci suçlayıcılığıyla, günümüzde inkârcılığa karşı kazanıcı, birleştirici ve ikna edici bir mücadeleyi imkânsız hale getiriyor.)
KHK 696’nın 121. maddesi böyle kaldığı sürece, 15 Temmuz’un “devamı niteliğindeki eylemler” ibaresinin de benzer bir genişlikle yorumlanması ihtimali yok sayılamaz. Yarın öbür gün, bakarsınız Türkiye’de Gezi benzeri gösteriler tekrar başgösterir. Bu ne bir tehdit, ne bir öngörü; sadece bir olabilirlikten ibaret. Olmaz diyemeyiz; toplum bu -- son derece karmaşık, pek de anlamadığımız ve öngöremediğimiz bir varlık. Birileri de çıkar; bu protestoları bir istikrarsızlaştırma girişimi, dolayısıyla mutasavver bir darbeye ortam hazırlama çabası, dolayısıyla 15 Temmuz’un “devamı niteliğindeki eylemler” olarak niteler. Bunun üzerine karşı görüş ve duruştaki kesimler (meselâ İran’ın şimdi sokaklara dökülen halkı “demir bir yumruk”la tehdid eden Devrim Muhafızları’nın, ya da Lübnan, Irak ve Suriye’ye hükmeden milislerin bizde oluşabilecek muadilleri, ki böyleleri var zaten) “resmî bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bak[ıl]maksızın” harekete geçer -- ve durum hızla dejenere olur. Vigilantism veya “fedailer yönetimi” başlar; toplumsal brış bağları çözülür; şiddet dalgaları çığ gibi büyür; ülke bir kan banyosuna sürüklenir.
Böyle bir tehlike hiç yok diyebilir misiniz? Kimse diyemez bunu; tarihin hiçbir dönemi ve coğrafyasında, hiçbir insan topluluğu için böyle bir kesinlikten söz edilemez. Öyleyse bunun önünü daha baştan almak gerekir. Bu da 121. madde metninde çok küçük bir değişiklikle yapılabilir. Gelen itirazlar karşısında AKP sözcüleri günlerdir “maddenin yalnızca 15 Temmuz ve 16 Temmuz 2016’da yaşanan olayları kapsadığını” söylüyor. Madem öyle, buna uygun bir ifade düzeltmesi yapıp her türlü şüpheden kurtulmak, hükümetin kastına aykırı bir tâviz anlamına gelmez ve hiç de zor olmasa gerek.
Ama o zman (1) (Muhrrem Sarıkaya’nın bir yazısındaki ifdeyle) “AK Parti’nin hukukçu milletvekillerinin, KHK’nın 121’inci maddesinin yazım diline tepkili olduğu söylenen ağırlıklı bir bölümü”nün de niçin esamesi okunmuyor bu konuda? (2) Abdullah Gül’ün benzer doğrultudaki, ölçülü ve mutedil eleştirisine gösterilen aşırı tepkinin nedeni nedir? (3) Başbakan Binali Yıldırım niçin “Hiçbir düzeltme yapılmayacak” noktasında ısrarlı? En önemlisi (4) AKP milletvekili (ve Anayasa Hukuku profesörü) Burhan Kuzu’nun twitter’daki yalpalaması nasıl yorumlanabilir?
Bilindiği gibi Burhan Kuzu, 696 sayılı KHK’nın 24 Aralık 2017 günü açıklanmasının ardından, 26 Aralık günü (daha doğrusu gecesi) sekiz dakika arayla iki ayrı tweet attı bu konuda. Önce, saat 01:28’de, düzenlemenin “15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahı ile ilgili” olduğunda ısrar etti. Bununla birlikte, “içsavaş çığırtkanlığı”yla suçladığı CHP’ye şu ilginç soruyu yöneltmekten de geri durmadı: “Merak ediyorum, yoksa 15 Temmuz benzeri bir darbe girişimine hazırlanıyordunuz da gafil mi avlandınız?”
Görünüşte mantıksız değil miydi bu sataşma; eğer 696/121 gerçekten sırf 15-16 Temmuz 2016’yı kapsıyorduysa, bundan sonraki bir kalkışma girişimine karşı nasıl kullanılabilir, dolayısıyla (yeni darbe hazırlıkları içinde olabileceği ima edilen) CHP açısından nasıl bir tehdit veya baskın hücumu anlamına gelebilirdi? Ne ki, Burhan Kuzu bir anlamda hızla giderdi bu tutarsızlığı. Hem de hayli kötü bir şekilde, yanlış taraftan giderdi. İkinci bir tweetattı 01:36’da. “İşin özeti şu” dedi: “15 Temmuz benzeri bir darbe veya terör saldırısı gerçekleşirse, bu ihanete müdahale edecek vatandaşlarımız kanuni olarak koruma altına alınacak.” Her iki tweet sosyal medyada çok geniş yankı buldu. Herhalde partisinden gelen uyarılar doğrultusunda, Burhan Kuzu tweet’lerini hızla kaldırmamış olsaydı, birincisindeki tutarsızlık ve ikincisindeki ters netlik, Hükümet Sözcüsü Mahir Ünal ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün açıklamaları hilâfına, iktidarın niyetinin gerçekten geleceğe dönük olduğunun ikrarı gibiydi ve bu yorum kesinlik kazanacaktı.
Umarım öyle değildir. Fakat hele bu zigzag karşısında, yani özellikle Burhan Kuzu’nun bocalaması sonrasında, iktidar gerekli düzenlemeyi neden yapmaz? Mahir Ünal’ın ve Abdülhamit Gül’ün sözlü açıklamalarının, verdikleri teminatın lâfzını neden üç beş sözcükle 121. maddeye sokup meseleyi kökünden halletmez? Bu, sırf kuyruğu dik tutmak mıdır? Burnundan kıl aldırmamak mıdır? Tükürdüğünü yalamamak mıdır? Bir güç ve aldırmazlık, mutlak kararlılık gösterisi midir (NATO deyimiyle, Display Determination)? Yoksa bütün yalanlamalara karşın aslında pekâlâ geçmişle sınırlı kalmayacak bir tasavvur mu söz konusudur?
* * *
Bütün haftam bu karanlık düşüncelerle geçti. Yılbaşından bir gün önceydi sanırım. Son alışveriş koşuşturmalarımın birinde, bir yerden taksiye atladım. Şoför herhalde otuzlarında. Enerjik, konuşkan bir tip. Yüz metre gittik, gitmedik; siyasete girdi. Önce “2018 nasıl geçecek”ten başladı. Bense hiç hoşlanmam, öyle uluorta siyaset konuşmaktan. Biraz sıkıntıdan, biraz sorunun uçsuz bucaksızlığından, isteksizce güldüm kendi kendime. O ise bunu derhal “felâket geçecek” diye yorumladı. Uzun bir “güleriz acınacak halimize” fıkrası anlattı, beni ne kadar iyi anladığını (!) kanıtlamak için. Arkasından lâfı son KHK’ya getirdi. Ne diyorsunuz, dedi, bu son yapmak istediklerine? Yanlış buluyorum dedim, olabildiğince kestirmeden. İyice gevşerdi, keyiflendi, güven de getirdi herhal. Değil mi ki, dedi:
Ordunun Kemalist yüzde 70’i orada sapasağlam duruyor. Bütün o yarbaylar, binbaşılar…Tahammül eder mi bu başıbozukluğa, halkı orduyla dövüştürme gayretine? Bu böyle gitmez. Ergeç müdahale edecekler…
O kadar âni ve sert geldi ki, ne diyeceğimi bilemedim doğrusu. Trafik de tıkanmıştı; parasını verip indim bir an evvel. Herşeyin çivisi çıkıyor… toplumdaki bölünmüşlüğe bak… kendi kendini doğrulayan kehanetler… bu dediğin zerrece doğruysa o da kendi mantığında haklı… tek el şaklamaz… hiç mi tarih bilmiyorsunuz… darbeye karşı duracağız diye darbeye [olur veya olmaz, ayrı hikâye ama] böyle mi ortam hazırlanır, gerekçe sunulur…kabilinden karmakarışık şeyler mırıldanarak, yürüdüm yağmurda ve kalabalıkta yapayalnız, bizim eve doğru.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024