Halil BERKTAY
[5-6 Ocak 2020] Rohingya Müslümanlarının, Budist milliyetçiliği ile Myanmar cuntasının elinde maruz kaldığı soykırımın kınanması, önce 14 Aralık’ta Üçüncü Komite’de 140-9-32, sonra Genel Kurul’da 134-9-28 gibi ezici çoğunluklarla kabul edilirken, diktatörlüğü kimlerin savunduğunu da dün yazmıştım: Çin, Rusya, Belarus, Filipinler, Zimbabwe, Vietnam… Myanmar büyükelçisinin neler dediğini de eklemiştim. Özetle: Çok “karmaşık” bir durum söz konusu. Ülkeme “siyasî baskı” yapmanız çözüm değildir. “Çifte standartlı”sınız. İnsan hakları ölçütlerini “seçici ve ayırımcı” biçimde uyguluyorsunuz.
İşe bakın ki, aynı Üçüncü Komite’nin aynı (Yetmiş dördüncü) 14 Aralık oturumunda, Myanmar’dan önce İran’la ilgili bir karar tasarısı da varmış gündemde. Genel Kurul’un bu ülkeyi “kimsenin hukukun gerek lâfzında, gerekse uygulamasında işkenceye ya da başka zalim, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezalandırmalara maruz bırakılmamasını teminat altına almaya; keyfî gözaltı veya tutuklamalardan vazgeçmeye; olağan insan haklarını ve temel özgürlüklerini kullandıkları için hapse atılan kişileri serbest bırakmaya; düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki ciddî engelleri kaldırmaya” çağırması öneriliyormuş.
Buna kim karşı çıkabilir? Bilmiyor muyuz, yıllardır burnumuzun dibinde neler cereyan ettiğini? Fakat tabii bazı ülkeler hemen İran’ın yardımına koşmuş. Hepsi yalan, iftira vb dememişler; daha dolambaçlı yöntemlere başvurmuşlar. Kimler, bilin bakalım? (1) Belarus delegesi, tek tek ülkeleri hedef alan bu tür karar tasarılarının, uzlaşmanın önüne “yapay engeller” diktiğini söylemiş. (Yani, İran ve benzerleri aslında samimiyetle uzlaşmak isterlermiş de, böyle tavırlar yüzünden uzlaşmaya yanaşmıyorlarmış.) (2) Aynı argümanı Rusya Federasyonu’nun temsilcisi de tekrarlamış. Böyle ülke-hedefli karar tasarılarının “insan haklarıyla hiçbir ilgisi olmadığını” ve uluslararası kamuoyunun bu tür adımlar yerine “karşılıklı saygıya dayalı diyaloglara” girmesi gerektiğini savunmuş. (Kendileri de gerek kendi ülkelerindeki, gerekse meselâ Suriye’deki insan haklarıyla ilgiliyseler [ki Putin Rusyası’ndan söz ediyoruz] ve insan haklarıyla “doğru” ilgilenme tarzının ne olduğunu biliyorlarsa, bu doğrultuda tek bir adım atmışlar, herhangi bir girişimde bulunmuşlar mı acaba?) (3) Kervana Küba da katılmış. Bu konunun Komite’nin gündemine alınmasının gerçek insanî kaygılardan değil, “siyasî” hesaplardan kaynaklandığını iddia etmiş. (Türkiye’de, Müslüman kadınların “siyasî” nedenlerle başlarını örttüğünü, dolaysıyla buna izin verilmemesi gerektiğini öne sürenleri hatırladım.)
Gelelim, İran’ın kendi sözcüsüne. Bu karar tasarısını gündeme getirmenin, “insan hakları açısından en karanlık geçmişe sahip” bazı Üye Ülkelerin “samimiyetsizliği ve ikiyüzlülüğünü” yansıttığını söylemiş. Örnek olarak, imza sahiplerinden Kanada’nın kendi İlk Halklar nüfusuna uyguladığı “soykırım”ı göstermiş (Kuzey Amerika’nın beyazlar gelmeden önceki yerli kavimleri kastediliyor). Ben suçsuzum dememiş; sizlerin beni yargılamaya ne hakkınız var, demeye getirmiş sonuçta. “Tencere, senin dibin benden kara” argümanının arkasına saklanmış.
ABD Senatosu’nun yakın zamanda Ermeni soykırımını oybirliğiyle tanıması karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin de “Amerika'da Kızılderililere yapılanları, Afrika’dan köle ticaretini, Fransızların Ruanda ve Cezayir’deki katliamlarını” dünya gündemine taşıyabileceğini ifade edip, “Bunların elimizde belgeleri var, arşivlerde belgeleri var” demesi üzerine, hem Türkçe, hem İngilizce bir yazı yazmıştım iki hafta önce (İzninizle farkı açıklamaya çalışayım, 17 Aralık; Allow me to try and explain the difference, 18 Aralık 2020). Şimdi aynı şeyleri bir de İran rejimi için tekrarlamaya gerek duymuyorum.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024