Hasan CEMAL
Komisyonda birkaç saat geçirdim. Arada tartışmalar da yaşadık. Bazı eleştiriler yerinde, bazıları haksız, hatta insaf sınırlarını zorlayıcıydı. Belirtmem gereken bir nokta var. Komisyonda tanık olduğum bu tartışmaların dili hoş değildi. Ve bizim siyasetin gün geçtikçe nasıl tehlikeli biçimde kutuplaştığını gösteriyordu.
Pazartesi günü akşamüstü TBMM’de, ‘darbe komisyonu’nda birkaç saat geçirdim. Askeri darbeler ve 28 Şubat’a ilişkin görüşlerimi anlattım, soruları yanıtladım.
Arada tartışmalar da yaşadık.
Bazı eleştiriler yerinde, bazıları haksız, hatta insaf sınırlarını zorlayıcıydı.
Ama olabilir.
Belirtmem gereken bir nokta var.
Komisyonda tanık olduğum bu tartışmaların dili hoş değildi. Ve bizim siyasetin gün geçtikçe nasıl tehlikeli biçimde kutuplaştığını gösteriyordu.
Şu da söylenebilir.
Bunca yıldır her Allah’ın günü siyaset hakkında olur olmaz ahkam kesen bir gazeteciyi yakaladıklarında üstüne çullanmaları, belki o sayın milletvekillerine de çok görülmemeli...
Ak Parti İstanbul milletvekili Nimet Baş’ın başkanlığını yaptığı Meclis Araştırma Komisyonu’nda özetle aşağıdaki konuşmayı yaptım.
* * *
28 Şubat’ın savunulacak hiçbir yanı yok. Adına ister post-modern, ister muhtıra deyin, demokrasi ve hukuku ayaklar altına alan bir darbedir, o kadar.
Ayrıca herhangi bir bahane, mazeret üreterek, ama diyerek 28 Şubat’a kulp takılamaz.
Asker, bu ülkede demokrasi ve hukuk devletini yıllar yılı ikinci sınıflığa mahkum eden ‘kurtarıcılığı’nı ya da ‘demokrasi korkusu’nu 28 Şubat’ta bir kez daha ortaya koyarak, rejimi cendereye alan ‘kırmızı çizgileri’ni örneğin Emasya ile, örneğin Batı Çalışma Grubu ile daha belirgin hale getirmiştir.
Evet, tanklar bu kez nizamiyeden çıkmamış, kağıt üstünde, görünüşte her şey ‘anayasal’ olmuştur, Refahyol hükümeti Meclis çatısı altında devrilirken... Ama bu, minareyi kılıfına uydurmaya çalışmaktan ibaretti, inandırıcı değildi demokrasi ve hukuk devleti açısından...
ASKER SORUNU, SİVİL SORUNU
Medya, demokrasi adına kötü sınav vermiştir. 28 Şubat’ta medya-asker işbirliği belirleyici olmuştur.
28 Şubat, Türkiye’nin ‘asker sorunu’nun yeni bir aşamasıydı.
Ama unutulmasın.
Asker sorunu aynı zamanda ‘sivil sorunu’dur bu ülkenin.
Sivil sorunu deyince... Medyayla asker, yargıyla asker, üniversiteyle asker, büyük iş dünyasıyla asker, bazı siyasetçilerle, siyaset kurumunun bir bölümüyle asker işbirliği akla gelir.
Evet, asker sorunu aynı zamanda sivil sorunudur ama, bu da darbelerin gerekçesi olamaz. “Efendim, siviller her şeyi berbat etti” söylemiyle askerin siyasete karışmasını meşrulaştırmaya kalkışmak demokrasiyle bağdaşmaz.
Bu nedenledir ki, 27 Mayıs öncesi de, 12 Mart öncesi de, 12 Eylül öncesi de, hatta 28 Şubat öncesi de, gerekiyorsa millet iradesine başvurularak çare, darbesiz, muhtırasız TBMM çatısı altında bulunabilirdi.
Nitekim, 27 Nisan Muhtırası sonrasında çare böyle bulundu.
ASKERDE İKİ ÇİZGİ
28 Şubat’ta iki çizgi vardı askerin içinde. Açık darbeciler ile bir ‘muhtıra’yla, ‘psikolojik savaş’la yetinmek isteyenler.
‘Açık darbeciler’ başarısız kaldı.
28 Şubat’ta parlamentonun açık kalması, sonradan ‘askeri vesayet’le mücadele yollarını genişletti. 2002 genel seçimleri ve Ak Parti’nin tek başına kazanması, asker içinde 28 Şubat’ın yarım kaldığına inananları, özellikle 2003 ve 2004 yıllarının Balyoz’una, Sarıkız’ına, Ayışığı’na,Ergenekon’una, yani darbe tertiplerine kadar götürdü.
ASKER SORUNU BİTTİ Mİ?
Askeri vesayet, Ak Parti iktidarının siyasal kararlılığını, ağırlığını da koymasıyla, özellikle 27 Nisan 2007 sonrası çözülmeye başladı. Demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından çok ciddi bir kazanım oldu bu gelişme...
Asker sorunu artık tam olarak çözüldü mü? Hayır, henüz değil. Bu konuda bazı anayasal ve yasal düzenlemeler hâlâ bekliyor.
Daha önemlisi, demokrasinin bir hayat tarzı olarak benimsenebilmesi için askerle sivilin kafasal değişimi şart.
Hem askeri okullarda, hem sivil okullarda ders kitaplarının ‘demokrasi kültürü’ne uygun biçimde yeniden yazılmaları lazım.
Ve yargıda reform ve demokratik bir zihniyet değişimi hâlâ gündemde...
Bütün bunlar, ‘asker sorunu’ndan tam olarak kurtulmak istiyorsak, yapılması gereken işlerdir.
ASKER FRENİ, SİVİL FRENİ
Ve bu konularda Ak Parti iktidarının yapması gerekenler siyasal gündemdeki yerini koruyor.
Bir nokta önemlidir.
Demokrasinin asker freni çekilirken, ‘sivil freni’nin devreye girdiğini gösteren örnekler bugün de az değil ve gitgide çoğalıyor.
Komisyona gelirken, yanımda 2010 yılında çıkan Türkiye’nin Asker Sorunu isimli kitabımı da getirdim. 566 sayfa. 184’le 300. sayfalar arasında 28 Şubat’ı anlatıyorum.
Tabii her kitabımda yaptığım gibi, kendimi de bazı bakımlardan mercek altına alıyorum. 28 Şubat döneminde, Sabah’ta birinci sayfadan haftanın altı günü yazıyordum.
28 ŞUBAT ÖZELEŞTİRİSİ
28 Şubat’a ilişkin kendimle ilgili vurgulamak istediğim noktalara gelince...
BİR: 28 Şubat’tan önce dedim ki: Refahyol kurulmasın, asker siyasete fena halde girer, (s. 216-217)
İKİ: Ama Refahyol kuruldu, dünyanın sonu değil diye yazdım, her şeyin demokrasi oyununun kuralları içinde oynanması gerektiğini savundum, (s. 218)
ÜÇ: Erbakan Hoca ve çevresinin bazı yanlışları ve olmadık çıkışları, askerin medyayla oyununu hızlandırdı. Psikolojik savaş için düğmeye basıldı. Bu aşamada gerektiği gibi eleştirmedim askeri. Bu da benim yanlışımdı. 28 Şubat’a “Oh ne güzel!” demedim elbette ama yeterince eleştirel olmadım. (Bu arada, Refah Partisi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasını açık bir dille eleştirdim, (s. 272)
DÖRT: Benim kafamda daha çok açık darbe vardı, (sayfa 231) Parlamento’nun açık kalmasını, yani 12 Eylül gibi bir darbenin önlenmesi için Refahyol’un gitmesini istiyordum. Bunu istemenin, yazmanın demokrasiye ters bir yanı herhalde yoktu.
Burada benim açımdan şık olmayan, askerin -ya da medyanın- bu konudaki yöntemlerini yeterince eleştirmemekti.
BEŞ: Asker Sorunu isimli kitabımda da var. 28 Şubat döneminde iki konudaki sessizliğim beni bugün de rahatsız eder. Biri, alçakça bir yalan olan andıç olayındaki sessizliğimdir. Diğeri, Osman Özbek adındaki bir generalin Başbakan Erbakan’a aleni küfretmesi karşısındaki tepkisizliğim... (sayfa 245-247)
DEMİREL, 28 ŞUBAT
Cumhurbaşkanı Demirel’e 28 Şubat’la ilgili olarak yöneltilen pek çok eleştiride haklılık payı vardır.
Ama bir noktayı belirtmek isterim.
Ben 28 Şubat sürecinde 12 Eylülvari bir açık darbenin olmamış olmasını hâlâ önemserim. Parlamento’nun kapatılmadan, partilerin kapısına kilit vurulmadan 28 Şubat’ın atlatılması Türkiye’de demokrasinin geleceği açısından hayırlı olmuştur.
İşte bu bakımdan Cumhur-başkanı Demirel’in rolü gözardı edilemez diye düşünüyorum.
SON OLARAK
Darbelerin yaşanmadığı, askerin siyasete karışmadığı, sivilin sivilliğini, askerin askerliğini bildiği, demokrasinin bir hayat tarzı olarak yaşandığı bir Türkiye diliyorum.
Bu bakımdan, Meclis çatısı altında böyle bir komisyonun kurulmasını ve çalışıyor olmasını da önemsiyorum.
Teşekkür ederim.
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024