Hilâl KAPLAN
Yıllardır, bazı Müslümanlardaki Türk milliyetçisi damarın ne kadar gayrı-dinî olduğu üzerine yazmış, bunu fırsat verilen her alanda dillendirmeye çalışmış birisiyim. Ancak Ak Parti'nin açılım süreci vesilesiyle, Kürt meselesinin tarihî köklerini daha iyi anlamaya başlayan Müslümanlarda bu temayülün artık milliyetçilikten daha çok, özellikle PKK saldırıları sayesinde pekişen, 'devletin bekâsı her değerden üstündür' minvalindeki bir devletçiliğe dönüştüğünü gözlemliyorum.
Öte yandan, Müslüman Kürtlerin zaviyesinde de milliyetçiliğin gittikçe artan bir hızla karşılık bulmaya başladığını gözlemlemek mümkün. Bazı yazarların Kürtlerin her tür hak talebini milliyetçilik kılıfına soktuğunun farkındayım ve kastım kesinlikle bu değil. Bundan daha çok milliyetçiliğin kurucu unsuru olarak gördüğüm benlik/ enaniyet duygusunun yerleşmesinden bahsediyorum.
Geçtiğimiz günlerde medya ve ifade özgürlüğü meselesini masaya yatıran bir toplantı vesilesiyle Diyarbekir'deydim. Ziyaretim sırasında Müslüman Kürt kardeşlerimle de hasbihal etme imkânı buldum. Kuruluşundan beri Ak Parti'ye maddi-manevî destek vermiş insanlardan oluşan bir toplulukla sohbetimiz sırasında duyduklarım da bu analizimi destekler mahiyetteydi ne yazık ki...
Müslüman Türklerin cümlelerine sinen, onların siyasalı nasıl okuduğuna dair işaretler barındıran bir ifade biçimi vardır. Bu anlayış kendisini sıklıkla 'biz' öznesinde gösterir. Örneğin 'Biz şu hakları verdik, daha ne istiyorlar?'denilir. Buradaki birinci sorun hakların birileri tarafından verilmesi değil, zaten daha önce gasp edilmiş olan hakların iade edildiği gerçeğini görmemektir. Yani bir lütuftan çok, geç de olsa bir haksızlığın telafi edilmesi meselesidir. İkinci olaraksa sıradan bir vatandaşın bile kendisini 'biz' öznesi sayesinde egemen pozisyona aktararak, hakimiyet kibrini benimsemesidir. Kendisini 'biz-onlar' karşıtlığı içerisinde, hakkı yenenlerden çok hakim sınıfın yedeğine yazmasıdır.
Diyarbekir'deki sohbetimizde de bu 'biz' özneliğinin tersinden bir mağduriyet kibrini barındırdığını, mağduriyetin mağruriyete dönüştüğünü üzülerek müşahade ettim. Örneğin PKK'lıların İzmir'deki üç yaşlı çiftçiyi öldürmesi karşısında Müslüman temsili olan Kürtlerden bir eleştiri bekledim. Ancak içlerinden birisi, bu beklentiye mukabil 'Biz neler çektik' diye çıkıştı ve diğerlerinden de herhangi bir itiraz gelmedi. İtiraf etmeliyim ki üzüldüğüm kadar şaşırdım da aslında. Zira 'Biz neler çektik'in ardındaki zihniyetin 'Onlar da çekmiş, çok mu?' diye devam ettiğini anlamak güç değildi. 'Haksız yere bir insanı öldüren, bütün insanlığı öldürmüş gibidir' diyen Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ümmetinden olduğunu söyleyen birisi üç masumun cinayetle katledilmesi gerçeğini bu şekilde meşrulaştırabiliyor, katillerden katil beğenebiliyordu. Hakkı tavsiye etmekle bir yere varılamayacağını gördükten sonra belki yatıştırıcı bir etkisi olur düşüncesiyle 'Biraz daha sabredin, inşallah her şey daha iyi olacak' diye söze girecek oldum, bu sefer de aynı enaniyet sahibi duruş 'Biz çok sabrettik' diyerek noktayı koydu.
Biz... Ne kadar kirli bir özneymiş meğer. Allah, ümmeti Muhammedi enaniyetin ferdi olanından da 'kolektif' olanından da muhafaza etsin.
Baydemir: 'Kesinlikle askerî çözüm sürecinde değiliz'
Organizasyonun bir parçası olarak Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'le de görüşme imkânı oldu. Konuşması sırasında sözü CHP'nin Oslo görüşmeleri üzerinden hükümeti hedef göstermesine getiren Baydemir, şunları söyledi:
'Hükümetin Oslo sürecine karşı çıkanlar bilsinler ki çatışmaların tekrar başlamasından ve akan kandan sorumludurlar. Esas Oslo için 'suçtur' diyenlerin boynuna vebaldir, suçtur, günâhtır.'
Bu sırada aklıma 'PKK yöneticisi Duran Kalkan'ın 'askerî çözüm sürecindeyiz' açıklamaları varken hükümet nasıl müzakere masasına oturabilir?' sorusu düştü ve Baydemir'e 'Yani 'askerî çözüm sürecinde değiliz' mi diyorsunuz?' diye sordum. Çok net bir ifadeyle 'Kesinlikle askerî çözüm sürecinde değiliz' dedi ve ekledi: 'Müzakereden kaçmak en büyük korkaklıktır. Müzakereden kaçan herkesin akan kanda vebali vardır.'
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019