Hilâl KAPLAN
'Türkiye'nin halkı söz olunurken, onları [Kürtleri] da beraber ifade etmek gerekir. İfade olunmadıkları zaman, bundan kendilerine sorun çıkarırlar. Şimdi TBMM hem Türklerin hem de Kürtlerin yetkili meclislerinden oluşmuştur. Ve bu iki öğe, bütün çıkar ve yazgılarını birleştirmiştir.'
Tarih, 14 Ocak 1923. Yer, İzmit. Sözlerin sahibi Mustafa Kemâl.
Birgül Ayman Güler'in sözleri üzerine çıkan tartışma sırasında, bazı köşe yazarlarımız Türkçülüğün bir zamanlar, halkı birleştireceği umulan bir strateji olduğunu ve hatta bir süreliğine işe yaramış olduğunu iddia ettiler. Dayanaktan yoksun olan bu iddiaya karşılık, Mustafa Kemâl'in yukarıdaki sözleri, aslında 'sorun çıkaracağını' bile bile Türkçülüğe meylettiklerinin bir itirafı gibidir. Zira bu sözlerin üzerinden yalnız bir yıl geçtikten sonra, 1924 anayasasıyla Türklük harici tüm unsurlar reddedilecek ve 1925'teki Şark Islahat Planı çerçevesinde şu ve benzeri maddeler uygulamaya konacaktır:
'Aslen Türk olup Kürtlüğe mağlub olmaya başlayan' illerde çarşı ve pazarda dahi Türkçe dışında lisan kullananlar kanuna muhalefet suçundan cezaya tabi olacak. (Madde 13)
'Aslen Türk olan fakat Kürtlüğe benzeyen' illerde ve 'Arapça konuşan mahallerde' Türk Ocakları ve kız mektepleri açılacak; buralara rağbet temin edilecek. (Madde 14)
Kürtlerin Kürtçe konuşmaları behemehal yasaklanacak. (Madde 16)
Ve Kemâl Kılıçdaroğlu'nun hiçbir zaman ırkçı olmadığını iddia ettiği CHP'nin İçişleri Bakanı'nın 1930'da 'gayet gizli ve zata mahsustur' ibaresiyle yayınladığı genelgede şöyle denilmektedir:
'Kıyafetin, şarkıların, oyunların, düğün ve cemiyet âdet ve ananelerin milliyet ve ırk hislerini daima ayakta tutan ve cemaatleri mazilerine bağlayan rabıtalar olduğu unutulmamalı, binaenaleyh lehçeyle beraber bu gibi aykırı âdetleri de fena ve zararlı görmek ve bilhassa kötü göstermek ve hiçbir suretle isteklendirilmeyerek ve cesaretlendirilmeyerek adi ve ilkel mahiyetleri her vesile ile teşhir olunarak çirkin gösterilmeli ve ayıplanmalı, o lehçeyi konuşan zümrelere mensup fertlerin ve ailelerin isim ve lakaplarını Türkçeleştirmek, nüfustaki kayıt ve künyelerini fırsat düştükçe tashih etmek ve kendilerine hiçbir suretle mesela Boşnak, Çerkes, Laz, Kürt, Abaza, Gürcü, Türkmen, Tatar, Afşar, Pomak lakabı vermemek, köylerin o lehçedeki isimlerini değiştirmek, yerlileri buna alıştırmak, evlerinde ve aralarında Türkçe konuşturmak ve öz yürekten kendilerine Türküm dedirtmek, hülasa dillerini, adetlerini ve dileklerini Türk yapmak, Türk'ün tarihine ve bahtına bağlamak her Türk'e teveccüh eden millî ve mühim bir vazifedir.'
İşin garibi bunca rapor ve genelge yazdırıp Türklüğü öven ve yaymayı amaç edinen Cumhuriyet elitleri, Türklüğü de özünden koparmak amacındaydılar. Türklüğün Osmanlı ve İslâm ile olan bağını kopartarak, bu doğrultuda alfabeyi değiştirip, İslâm öncesi Türklerin tarihine göndermelerle yeni bir Türk tarihi icat edip, Cumhuriyet öncesi Osmanlı tarihini tam bir karanlıklar çağı gibi göstermeyi vazife edinmişlerdi. Yani onlar için Türklük de baştan yaratılmalıydı.
Cumhuriyet projesi, sadece sömürgeleştirilenin değil, sömürgecinin de 'yerli' olduğu bir sömürgeleştirme atağıydı. İtilaf Devletleri, Türkiye'yi sömürgeleştirebilmiş olsaydı, Arap alfabesini kaldırmak, ezanı Türkçeleştirmek, hilafet makamını lağvetmek, erkeklere şapkayı kanunen mecbur tutmak, Türkçe hariç bütün dilleri asimile etmek, vb. adımlara cesaret etmeleri güç olurdu.
Bugünlerde Türkleri ve Türkçülüğü savunur gibi gözükenlerin şu gerçeği akıldan çıkarmaması lazımdır: Halkın, hilafet kaldırılmadan ve alfabe değiştirilerek toplumsal hafızasından uzaklaştırılmadan kültürel sömürgeleştirilmeye ve seküler bir anlayış olan milliyetçiliğe savrulması mümkün değildir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019