Hilâl KAPLAN
'Sıcak sonbahar' tanımına uygun olarak ODTÜ'de başlayan 'direniş'e destek eylemleri, ilk zamanlardaki ivmeyi yakalayamasa da devam ediyor. Haziran başından bu yana #diren altmetniyle çıkan gazetelerimiz de havaların sıcalması için elinden geleni ardına koymuyor.
Nitekim Hatay'daki protesto gösterileri sırasında, Ahmet Atakan isimli gencimizin vefatının ardından medyanın takındığı tutum, bunu gözler önüne serer nitelikteydi.
Uzunca bir süre Ahmet'i polisin gaz kapsülüyle vurduğu, görgü tanıkları olduğunu söyleyenlerin ağzından anlatıldı. Haber yayıldı. İMC TV'de Halk Evi Yöneticisi 'Düşme kesinlikle yalan, gözümüzün önünde polis vurdu' dedi. Ulusal TV'deki bir yönetici polisin vurduğu sırada Ahmet'in arkasında durduğunu iddia etti. CHP'li bazı milletvekilleri tam mesai TV kanallarında arzı endam ederek görgü tanığıymış gibi konuşmalar yaptı.'Katil polis, direniyoruz' çağrıları dolaştı.
Adli Tıp raporundaki bulgular ve cumhuriyet başsavcısının açıklamaları kulak arkası edildi. Ancak, sahibi Ahmet'in ailesinin de yakını olduğu yerel bir televizyon kanalı Ahmet'in düşüş anının videosunu yayınladı. Atakan ailesi de yer ve saatin uyduğunu, artık nasıl düştüğünün araştırılması gerektiğini belirtti.
Ve bu noktadan itibaren, basın tarihimize kara leke olarak geçecek bir gelişme yaşandı. Otopsi raporu açıklaması da, Ahmet'i düşerken gösteren video da çoğunun baskı saatine yetişmesine rağmen Sözcü, Cumhuriyet, Taraf, Yurt, Aydınlık, Birgün, Sol, Evrensel ve Özgür Gündem gazeteleri Ahmet'in düşmediğini, polis tarafından öldürüldüğünü ilk sayfalarına kesin bilgiymiş gibi taşıdılar. Özetle okurdan bilgi saklayarak YALAN söylediler.
Bu ülkede devlet pek çok meselede 'olağan şüpheli' olabilir. Ancak aksini gösteren deliller varsa, bir gazeteciye düşen, ille de hükümete çatacağım aşkıyla yalana sarılmak değil, dengeli bir dille okuru bilgilendirmek olmalıdır.
Üstelik bu gazetelerin hiçbirinin, 400'ü çocuk 1500 kişinin öldürüldüğü Guta'daki kimyasal saldırıya manşetten yer vermediklerini ve Esed'i de 'olağan şüpheli' görmediklerini, bilakis çoğunun kollayıp savunduğunu hatırlarsak da dertlerinin insanî, hakkaniyetli, muhalif gazetecilik olmadığı da çabucak anlaşılır sanırım.
Bu durumun en acıklı örneğine ne yazık ki Taraf imza attı. Önceki manşeti 'Herkes gördü, Ahmet düşmedi' olan Taraf'ın, dünkü manşetiyse 'Ahmet'in ölümünde üç şüphe'ydi. Önceki gün hiç şüpheleri yoktu hâlbuki, 'herkes görmüştü'! Kendisini bir günde tekzip etse de hiç renk vermeden bunu yapmayı başaran Taraf da pişkinlik dalında bir gazetecilik ödülü hak ediyor olmalı...
Özellikle Hatay kentimiz üzerinden kirli bir senaryo sahneye konmaya çalışılıyor. 12 Eylül'ün yıldönümünde yapılmak istenenleri belki daha net anlayabileceğimizi ve kendimizi 'militan'lığın her türünden muhafaza edebileceğimizi umuyorum.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019