Hilâl KAPLAN
Tartışma 'Mesele dershane değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?' diyenleri haklı çıkaran bir noktaya geldi.
Artık dershaneleri anan bile kalmadı, varsa yoksa Ak Parti'nin 'irtica düşmanlığı', otoriterliği, basını susturması, vb.
Bu noktada, 'cemaat medyası'ndaki dostlara birkaç soru sormak hakkımız olmalı sanırım:
İfade özgürlüğü için tivitırda canhıraş bir mücadele veriyorsunuz, takdire şayan. Peki bu gayretiniz bir yayınevi basılıp Ahmet Şık'ın daha basılmamış kitapları imha edilirken neredeydi?
Baransu'nun bavulu söz konusu olduğunda kabaran basın özgürlüğü damarınız, en çok gazetecinin tutuklu yargılanmasına sebep olan KCK davaları boyunca neredeydi? Hâlâ nerede?
O dönem 'cemaat medyası'nda çıkan en insaflı yazı bile gazetecilere 'Gazeteciler masumsa, AİHM'e başvursun' çağrısı yapmakla yetiniyordu sadece...
Bir zamanlar Abant Toplantıları'nda baş köşede ağırlanan Büşra Ersanlı bile KCK davasından içeri alındığında, onu eli silahlı PKK'lılarla aynı kare içine alan haberler yayınlamakta beis görülmedi.
Şimdi benim gibi yazarlar Baransu için 'Yaptığı manipülatif de olsa gazeteciliktir, yargılanmasın' derken, ne acıdır ki Büşra Ersanlı için bir 'Verdiği dersler fikir özgürlüğüne girer' cümlesi bile kurulamamıştı.
Bugüne kadar yayın organlarınızda, otuz kişinin toplanıp slogan atmasından 'kaos planı, darbe girişimi' devşiren bir medya söylemi vardı.
Nasıl oldu da Gezi'de milyonlar 'Mustafa Kemâl'in askerleriyiz' diye yeri göğü inletmiş, Başbakan'ın evi dahi basılmaya kalkışmışken yayın organlarınızda 'Gezi masumdur ve haklıdır'dan öte pek bir argümanla karşılaşmadık?
Bugüne kadar Kürt çocuklarının öldürüldüğü Uludere kadar peşinden koştuğunuz başka bir hadise olmamıştı. Uğur Kaymaz için neredeydiniz mesela, Aydın Erdem'in katli için neden tek satır okuyamamıştık, ya Yahya Menekşe'nin başına gelenler ne olacak? Bu suskunluk, suçlananlar polis olduğu için miydi?
Peki, hoşunuza gidenleri yazmadığı için Andrew Finkel'in kovulmasının, STV'de yayınlanan Tek Türkiye dizisini eleştirdi diye Bejan Matur'un sansürlenmesinin 'yayın politikası' diye savunulup, işini kaybeden her gazeteciyi hükümetten bilmek kaç puan?
Ya da Hocaefendi'ye hakaret eden kendini bilmezi haklı olarak kovup, Efendimiz'le (s.a.v.) 'kıblesi şaşmış' diye dalga geçen kendini bilmezi Zaman'da barındırabilmek?...
'Sulhta hayır vardır' buyuran, 'Kan kussam bile, kızılcık şerbeti içtim' demeyi nasihat eden Hocaefendi çözüm sürecini desteklerken, 'endişeliyim, endişelisin, endişeliyiz' frekansında yayın yapılmasından,
Güvenlik güçleriyle PKK uzun süredir çatışmamasına rağmen kurgusal bir paralel evrende çatışmayı, kin ve nefreti diri tutarak sürdüren diziler yayınlamaktan,
Çözümü destekleyen hangi yazar varsa onlar hedef gösterilirken sessiz kalmaktan,
Diyarbekir'de Erdoğan-Barzani ve Perwer-Tatlıses ikilisinin verdiği kardeşlik mesajlarını sürmanşeti bırakın, 'köşeye gömmek'ten nasıl bir hayır sağlanmış oldu?
Mutlaka eksiğim, yanlışım, gediğim vardır ama yukarıda yazdığım maddelerin her biri için arşiv ortada.
O dönem yazdığım Taraf, savcının ağzından 'Gazetecilikten tutuklanmadılar' manşeti attığında gazeteciliği savundum: http://www.taraf.com.tr/hilal-kaplan/makale-tanirim-iyi-savcidir.htm
Başbakan 'KCK'ya sahip çıkanlar kendilerini gözden geçirsin' diye gözdağı verirken davadaki hukuksuzlukları yazdım,
Bu eleştiriyi de ilk kez yapmıyorum. Örneğin 'cemaat medyası'nın 90'ların Hürriyet'ini andıran gazeteciliğini ele aldığım 'Yol ayrımımız ideolojik değildir 'ağbiler'' yazım şuracıktadır: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/HilalKaplan/yol-ayrimimiz-ideolojik-degildir-agbiler/30213
Uludere üzerinden MİT'e operasyon çekme çabalarını görmeme rağmen konu hakkında on beşe yakın yazı yazdım, Uludere'ye gidip haber yaptım.
Peki, bunları niye anlatıyorum?
Çünkü geçtiğimiz iki yıl hariç her mevzuda hükümeti destekleyen 'cemaat medyası'na bir kez bile 'yandaş' denildiği vaki değilken, 'cemaat medyası'nın hatırı sayılır bir kısmı, dershaneyle başlayıp Ak Parti'yi karalama kampanyasına evrilen 'operasyonel gayretkeşliği' eleştiren tüm yazarları 'yandaş'lıkla suçluyor.
Hatta 'cemaat medyası'nda yazıp da gelinen noktayı eleştiren Gülay Göktürk, Ahmet Taşgetiren, Mümtaz'er Türköne gibi yazarların yüksek maaşlar teklif edilerek 'hükümet medyası'na alınmak istediği iftirası yayılıyor.
Anlaşılmak istenmeyense şu:
Hükümet, benim gibi pek çok yazarın yıllardır savunduğu noktaya yakın işler yapıyor. Çözüm süreci bu hususta 'liste başı'nı çekiyor.
Tahkir ettiğiniz yazarlar, Gezi'de barikata-küfre-işgale-sokak kabadayılığına karşı nasıl Ak Parti'yi değil, siyasetin alanını savunduysa,
Bugün de karalamaya, manipülasyona, kasetli şantajlara, karakter suikastlerine karşı yine siyaseti savunuyorlar.
Meselenin özü Ak Parti'nin yanında hizalanmak değil, siyasetin alanını daraltmak isteyenlere karşı saf tutmaktır. Kendisiyle aynı fikir ve istikamette olmadığı için önüne geleni 'çıkar ve makam peşinde' göstermekte beis görmeyenler girdikleri hakkı nasıl öderler, bilmiyorum.
Bildiğim, yandaşlıkla suçlanan hiçbir yazarın kendi köşesinden ne kendi çevresinin ne de 7 Şubat sonrası 'rütbesi düşürülen' bürokratların 'çıkar ve makamı' için pazarlık yapmadığıdır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
yeşim er
Allah gani gani rahmet eylesin..Nur içinde yatsın...başınız sağolsun..
Müfit Günal
Emre bey, yazınızdan babanızın ne kadar değerli, saygıya değer biri olduğu anlaşılıyor. Muhakkak ki baban da seninle sağlığında nasıl gurur duyuyordu kimbilir, bende eski bir TARAF okurun olarak babana rahmet diliyorum.Saygılar sunarım.