Hilâl KAPLAN
Eskişehir'de, bir gece vakti, karanlık bir sokak arasında, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ı, polisi sivili el ele vererek linç ettiler ve öldürdüler.
Bu cümleyi okuduğunuz andan itibaren, içinizde birazcık vicdan kırıntısı varsa, duracağınız yer bellidir, Ali İsmail'in yanıdır.
Ancak hayır. Hadise, Gezi sürecinde gerçekleştiği ve Ali İsmail de Gezi eylemcisi olduğu için, #direngezi dememişlerdenseniz, sizin adalet talep etmek için bile olsa ağzınızı açma hakkınız yoktur.
Bu hastalıklı duruşun tersinden benzeri ise, yine Ali İsmail'in Gezi eylemcisi olması üzerinden, kendisi Gezi sürecine karşı olanların bu davayı çok da umursamamaları, takip etmemeleridir.
Bir yanda 'Gezici olmayan adalet de talep edemez' diyenler, diğer yanda 'Geziciyse adalet onun neyine' diyenler arasında ahlâkî açıdan bir sıkışmışlık hali söz konusu.
Ne var ki 'Falancaysa, adalet onun neyine' tavrı zaten yıllardan beri alışık olduğumuz, ülke siyasetinin hangi yelpazesinde yer alırsa alsın, tüm gruplara belli ölçüde sirayet etmiş bir ahlâksızlık.
Yeni olan, adalet talebinin bile kendi tekelinde olduğunu sanacak kadar kibirli, vicdan kavramının tapusunu elinde bulundurduğuna, kendisi gibi olmayanınsa hep 'kaçak yapılaşma' içinde olduğuna inanmış ve bu nobran ayrımcılığı şiar edinmiş olanlar...
Nerden baksanız üstenci bir tavır ama keşke, en azından alâmeti fârikası gerçekten vicdan üzerinden işleyen bir ayrıştırmadan bahsedebiliyor olsaydık.
Eğer vicdanlılık-vicdansızlık ekseninde bir duruş mevzubahis olsaydı, o zaman sistematik işkence fotoğraflarına bile 'Muhalifler kendini aç bırakmıştır' şeklinde yaklaşanlara da söyleyecekleri bir çift sözleri olurdu.
Ya da Ali İsmail'e sıkılan kurşunu vatana, Medeni Yıldırım'a sıkılanı 'hainlere' yöneltilmiş olarak tarif edenlerle yan yana durmak noktasında bir tereddütleri olurdu. Ama anlaşılan yok.
Gezi'den bir siyaset çıkamamasının sebebi de bu aslında. Zira bir siyaset modalitesinin zuhur edebilmesi için evvelâ bir 'Gezi ahlâkı'nın da husule gelmesi gerekirdi. Ancak ortaya çıkan, merkezinde Erdoğan'ı yıkmak olan bir 'negatif moralite'den öteye gidemedi.
Böyle olunca da gerçek anlamda bir siyaset değil, öfke ve nefret duygularıyla yoğrulmuş sloganik bir anti-siyaset meydana geldi.
Kendiliğini 'anti-Erdoğancılık' ekseninde tanımladığından, hedefine de 'anti-Erdoğancı' olmayan herkesi koydu.
Siyasal bir varlığa bürünemeyen bu amorf hayalet, hâlen bir buldozer zarafetinde 'Önümüze gelene bin tekme' şeklinde yarı-varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Acı olan, Ali İsmail Korkmaz'a kıyanların kafasının da aşağı yukarı böyle işliyor olmasıydı. Aynı karşıtlık ve nefret bileşimi, arkasında 'polis gücü'nü de bulunca, böyle vahşi bir cinayete yol açabiliyor çünkü.
Gezi sürecinde göstericilere yapılanı 'Zulümdür. Nokta.' diye tanımlamış, polisin Taksim'den çekilmesi gerektiğini 1 Haziran günü ifade etmiş, Başbakan Erdoğan'ın göstericilerle görüşmesi noktasında, meslekî çerçevenin bile dışına çıkarak çaba sarf etmiş birisi olarak, bunların hiçbirisini yapmamış dahi olsaydım Ali İsmail için adalet talep etme hakkım olurdu. Zira adalet, belli bir toplumsal grubun değil, 'mülkün temeli'dir...
Pek çok açıdan ülkeye dair hayallerimiz örtüşmüyor olabilir. Ancak gençlerin ne polis ne asker ne PKK'lı ne de başkasının elinde ölmediği bir vatan tahayyülünde ortaklaşabilmek hepimizin hedefi olmalı...
Ali İsmail Korkmaz'ın fotoğraflarını gördükçe içi acıyan herkes bunu vazife edinmeli, öyle değil mi?
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019