Hilâl KAPLAN
Muhalefet partileri ve devlet içinde devlet haline gelmiş olan Gülencilerin tüm kampanyayı Erdoğan'ı düşürmek merkezli kurgulamalarından dolayı, bu seçim Erdoğan'ın siyasi geleceği açısından âdeta bir referandumdu. Biraz ülkeyi ve siyaseti okuyabilenler için sürpriz olmayacak şekilde Erdoğan, sandıktan muzaffer çıkan taraf oldu. O kadar ki, CHP ve MHP oylarının toplamı dahi, Ak Parti'nin oy toplamından aşağıda kalıyor.
Seçimin bir diğer kazananı ise BDP oldu. Üç büyükşehir ve sekiz şehir belediyesi kazanan BDP, özellikle Güneydoğu Bölgesi'nden büyük teveccüh gördü. Ancak seçim yarışının kıran kırana geçtiği bölgede, Ak Parti'nin toplam oy oranının yer yer BDP'yi geçtiği ve belki de ilk defa Hakkâri gibi BDP'nin 'kale'si şehirlerde bile Ak Parti'nin oyunu ikiye katlayarak %30'a yakın oy aldığı düşünülürse BDP'nin işi sanıldığı kadar kolay değil. Aynı zamanda barış sürecinin ana aktörleri de olan bu iki partiye gösterilen halk ilgisi, kuşkusuz Türkiye toplumunun sürece de yüksek oranlarda destek verdiğinin kanıtı.
BDP'nin büyükşehir kazanması karşısında Ak Parti'nin tedirgin olduğunu iddia edenler de fena halde yanılıyorlar. Başbakan'a ilk 'âkil insanlar' toplantısında 'büyükşehir yasası'ndan BDP'nin istifade edeceği sorulduğunda, halka daha geniş hizmet gidebilmesi için Türkiye'nin her bölgesi içerisindeki bazı illeri kapsayacak şekilde bu yasayı çıkardıklarını ve şayet BDP de bölgede büyükşehir kazanırsa bunu millî iradenin tecellisi olarak görüp saygı duyacaklarını söylemişti.
Seçim öncesi, 17 Aralık darbe teşebbüsü sebebiyle, Ak Parti'nin kampanyasının birincil vaadi 'Pensilvanya' camiasıyla mücadeleydi. Buna halkın verdiği yüksek karşılık, hükümetin bu hususta, hukuk çerçevesinde bir an önce harekete geçmesini gerektiriyor.
Bu minvalde Başbakan'ın 'balkon konuşması' isabetlidir. Zira yargı ve emniyet kadroları içinde, dar oligarşik bir kadro kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek ülkeye kasıtlı olarak hem ekonomik hem de siyasî açıdan zarar veriyorsa, Başbakan'ı terör örgütü lideri, ailesini ve kabinesini de militanı yapmaya çalışıyorsa, onun adı çetedir, yasa dışı örgüttür.
Birileri, devletin verdiği makam ve imkânlarla devletin en mahremine girip, bir de bunu utanmadan ifşa ediyorsa, evet, onların inine girilir. Böyle bir yapıyı tasfiye etmenin adı da nefret söylemi değil, bizatihi meşru hükümetin üzerindeki bir sorumluluk ve vazifedir.
Erdoğan'dan, kendisini dört ay boyunca diktatör, hırsız, katil ve hatta zani ilan etmeye kalkanlara, balkon konuşması yapmasını beklediğini söylemek kurnazca bir ahlâksızlıktır. Yabancı basının bunu 'Erdoğan, düşmanlarına meydan okudu' şeklinde yansıtması da bir tür 'Garp kurnazlığı'dır. Hiçbir yabancı basın kuruluşu, Assange veya Snowden'ı 'Obama'nın düşmanı' olarak nitelememiştir. Çünkü casusluk ve vatana ihanet gibi suçlar, o ülkeyi yöneten kişinin şahsından evvel, o ülkenin tüzel kişiliğine saldırıdır.
Kast edilen anlamda birleştirici balkon konuşmaları halka yapılır, millî iradeyi balkondan aşağıya atmaya yeltenmiş çetelere değil.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019