Hilâl KAPLAN
Perşembe akşamı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki ilk canlı yayında, TRT ekranları aracılığı ve TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün moderatörlüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’la röportaj yapma imkânı bulduk.
Röportajın can alıcı noktası, son günlerin tartışma konusu olan başkanlık sistemiydi. Cumhurbaşkanı, yetki-denetim dengesini gözeterek nasıl bir sistem öngördüğünü anlattı. Anayasa Mahkemesi, meclis veya Sayıştay gibi kurumların parlamenter sistem içindeki denetim görevlerini muhafaza ettiği ama siyaset üzerindeki vesayet kurma çabalarının da bertaraf olduğu bir değişiklik arzu ettiğini anlattı. Başkanlık sistemi, restorasyon sürecindeki kurumsallaşmanın derinleştirilmesi ve devlet-siyaset, devlet-halk ve devlet-bürokrasi ilişkilerinin yeniden tanımlanarak daha sağlıklı biçimde yapılandırıldığı bir dönüşümü ima ediyor. Nasılsa bu husustaki tartışma süreceği için şimdilik bu parantezi kapatıp, röportaj sonrasındaki izlenimlerimi yazmak istiyorum. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan, program bitiminde bizleri dinlenme ofisine davet ederek, 1,5 saat daha ağırladı.
Danışmanlarının dediğine göre Cumhurbaşkanı, çalışma odasının devamında yer alan ve boydan boya kütüphanelerin yer aldığı dinlenme ofisine danışmanları dışında pek kimseyi almıyormuş. Daha iki sene öncesine kadar odasından dinleme böceklerinin çıktığı, tüm kriptolu telefonları dinlenmiş bir devlet başkanının bu hassasiyeti pek de şaşırtıcı gelmedi doğrusu.
Odaya yürürken duvarda asılı, çiçek motifleriyle müzehhep, zarif bir hat dikkati çekiyor. Türk hat sanatının zirve isimlerinden Mahmud Celalleddin’in eseri olduğunu öğrendiğim bu hatta “Allah’ın yardımı üzerine olsun” yazıyor. Hicrî 1237/ Milâdî 1821 yılına ait olan bu hat, külliye içerisinde yer alan, Türk sanat tarihinin baş tacı yâdigârlarından sadece birisi.
İkram edilen sahlepler eşliğinde sohbet edilirken, neden ‹külliye› isminin tercih edildiği konusu da açıldı. Saray ifadesi, daha çok monarşik yönetimleri andırdığından ve içerisinde kütüphaneden camiye pek çok başka yapıyı da barındıran bir yerleşke söz konusu olduğundan, bu tercih daha isabetli görünüyor gerçekten. Zira tek amaca matuf bir yapılanmadan değil, camisi ve tamamlandığında 7 gün, 24 saat aralıksız hizmet verecek Türkiye›nin tek kütüphanesi ile halk-devlet kaynaşmasını da simgeleyen bir yapılar topluluğundan bahsediyoruz. Yer yer modern dekorasyon ve Osmanlı izleri göze çarpsa da, daha çok sadelik ile görkemi, mütevazılık ile heybeti meczeden Selçuklu mimarisi esintileri kendisini hissettiriyor.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki sadece üç binayı üstünkörü gezebilmiş olsam da, yapının oradaki varlığının bile Türkiye’nin 12 yılda kat ettiği mesafeyi temsil etmek açısından kıymeti büyük. Kurumsallaşmasını bile tamamlayamamış, Anasol-D hükümeti döneminde Başbakan’ın ve hükümet yetkililerinin merdiven altlarında basın toplantısı yaptığı zayıf bir yarı-devletten, güçlü ve bütüncül bir devlet yapısına geçişimizin sembollerinden birisi de işte bu külliye olacak.
Cumhurbaşkanı’nın dinlenme ofisindeki sohbette dikkat çekici noktalardan birisi de hangi mesele olursa olsun, o konunun uzmanı olan müsteşarına danışmadan konuşmamasıydı. Bunu görünce, yıllardır basında “fikrini belirtmeye korkan danışmanlar – danışmanlarını bile dinlemeyen Erdoğan” ikiliğinde yazılan onca şeyin dedikodudan öte olmadığını daha net anlıyorsunuz. İlerleyen dakikalarda, Cumhurbaşkanlığı Özel Kâlem Müdürü Hasan Doğan, nazikçe sohbetimizi yarıda keserek, imzalanması gereken belgeler olduğunu hatırlatınca Cumhurbaşkanı müsaade isteyerek masasına geçiyor. Biz basın mensupları da fırsattan istifade odayı ve gece yarısı çalışan Cumhurbaşkanı›nı fotoğraflama yarışına giriyoruz.
Saatler 00.30’u gösterdiğinde Külliye’den ayrılma vakti geliyor. Cumhurbaşkanı, ‘bugün eve erken gideceğim’ diye espri yapıyor ve imzaladığı kitabı “Küresel Barış Vizyonu”nu hediye ederek bizleri uğurluyor. Başdanışman Sefer Turan’ın söylediğine göre de rutin çalışma saatleri mutlaka gece yarısını buluyormuş.
Bu arada Cumhurbaşkanı imza işlerine geçince kütüphanesini de inceleme imkânı buldum. Not edebildiğim kitap isimlerini de paylaşayım: Safahat-Mehmet Âkif Ersoy, Türkler Ansiklopedisi, Yalnızız-Peyami Safa, Savaş ve Barış-Tolstoy, Tefsir-Hayrettin Karaman, Osmanlıca-Türkçe Sözlük-Ferit Devellioğlu, Beyaz Gemi-Cengiz Aytmatov, TDK Büyük Türkçe Sözlük, Mesnevi...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019