Hilâl KAPLAN
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) çoğumuzun bildiği bir hadisi şerifi vardır: "Ahir zamanda iman bir kor ateş haline gelecek." Kor bir ateşi elde tutmak nasıl zorsa, imanı muhafaza etmek de o nispette zorlaşacak anlamına gelen bu hadis üzerine sıklıkla düşünmek gerekir. Hemen her dönemde insanlar ahir zamanda yaşadıklarını hissetmişlerdir. Bugün de ahir zamanlarda yaşadığımızı mutlak biçimde ispat etmek mümkün değilse de, yaşamadığımızı da iddia etmek o nispette zordur. O yüzden imanı muhafaza etmeye de bu bağlamda bakmakta hayır vardır sanırım.
Bu hadisi şerifi yorumlayanlar genelde günahın modern zamanlarda ne kadar yaygınlaştığına dikkat çekerek imanın muhafaza edilmesinin zorlaştığını vurgularlar. Ancak kanaatimce günahın yaygınlaşmasından ve günah işlemenin kolaylaşmasından daha "yakıcı" olan vakıa günahın normalleştirilmesidir. Kim tarafından? Bizzat Müslümanlar tarafından...
"Din ile siyaset işlerini ayırmak gerekir."
"Paranın dini imanı olmaz."
"Dinin yüksek sanatla uğraşanların alanına müdahalesi kabul edilemez."
Siyasetle, ticaretle ve sanatla meşgul olan Müslümanların ağızlarından bu tür cümleleri duymak artık nerdeyse bir "norm" haline gelmiş durumda. "Norm" deyişim sadece sözün gelişi değil; zira dinin "hükmünün" yerini seküler "norm"un almasından bahsediyorum.
Bazı Müslümanların dini âdeta bir aksesuar, bir gösteren, bir sembol mertebesine indirgeyip siyasetle ve ticaretle meşgul olmalarını kanıksadık. "Maslahat gereği böyle yapıyorlar" derken içimizi bir kıymık kadar bile inciten bir hissiyatımız nerdeyse kalmadı. Hâlbuki ister dinî ister beşeri tüm ilim dalları insanların yapıp ettiklerinin zamanla kendi(lik)leri haline geldiğini gösteriyor. Buradaki "maslahat" Müslümanın siyasî veya ticarî anlamda güç kazanması ve kazandığı iktidar alanını dine hizmet edecek şekilde kullanması olarak görünüyor. Ancak dini, hayatının varoluşsal herhangi bir alanından dışlayan ve bu dışlamayı alışkanlık haline getiren Müslüman için "kötü" olanı "iyi" olandan ayırt etmesini sağlayacak herhangi bir müspet zemin kalmış mıdır?
İslâm, insanın nefsî istek ve arzularını yadırgayan bir din değil. Kur'an, günah işleyip tövbe eden kulların kıssalarıyla dolu olan bir kitap. İslâm, insanı tüm zaaf ve noksanlıklarıyla beraber tanıyan bir din; İnsan da bu zaaf ve noksanlıklarının farkına varıp Allah'a yöneldiği müddetçe övülen bir varlık. Peki, zaaf ve noksanlarımızın farkına varmamızı sağlayan, ahlâkî olarak iyi ile kötü arasındaki sınırı sezmemize imkan tanıyan melekelerimizi yitirdiğimizde ne yapacağız? Bence modern zamanlarda Müslümanların önündeki en büyük imtihan, günahla kurulan ilişkiyi içselleştirmek, günahı gündelik hayatın bir parçası ya da mitleştirilen "maslahat"ın/sağduyunun bir gereği olarak telakki etmektir.
Dini uhrevî alana sıkıştırıp, onu dünyevi olandan ayrıştırarak, hayatı parçalarına ayırarak siyaset ve ticaretle ilişkilenmek mebzul miktarda eleştiriye de tabi oluyor aslında. Zira hem ticaret hem de siyasetin öznelerinin sonuçta bu ayrımı nefisle direkt bağı kurulabilen "iktidar"ı devşirmek için yaptıkları daha rahat dillendirilebiliyor.
Peki ya Müslümanların yüksek sanatla ve sanat eserleriyle kurdukları ilişkiye bakışımız nasıl? İnşallah Çarşamba günü bu soruyla kaldığımız yerden devam edelim.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019