Hilâl KAPLAN
Aslında Ak Parti'nin, yerleşik düzenle mücadelesine, sistem değişikliği ihtiyacı bizzat yerleşik düzenin savunucuları tarafından eklendi desek, çok yanlış olmaz. Açalım.
Her şey Ak Parti'nin, kendi istediği kişiyi Cumhurbaşkanlığı makâmına aday göstermek istemesiyle başladı. O dönem Başbakan olan Tayyip Erdoğan, meclis kürsüsünden Abdullah Gül'ün adaylığını açıkladığı anda, belki de beklemediği kadar büyük bir taarruzla karşılaştı.
Millî iradenin değil, statükonun hukukunu savunan Sabih Kanadoğlu'nun '367 içtihadı', Genelkurmay Başkanı'nın 'sözde değil, özde laik' açıklamaları, dönemin Cumhurbaşkanı'nın "Laiklik, adam olmaktır" şeklindeki derin ontolojik anlamlar ihtiva eden çıkışları nasıl bir kâbus tünelinden geçtiğimizi hatırlatmaya yeterli değil.
Zira Cumhuriyet mitingleriyle başlayıp, Genelkurmay'ın internet sayfasından gece yarısı verilen e-muhtırayla ülkeyi erken seçime sürükleyen aktörlerin hepsi aslında Cumhurun başkanının halk tarafından seçilmesine engel olmak için öne atılan, parlamenter sistemin dişlileriydi. Sonuçta halk erken seçimde Ak Parti'ye o güne kadarki en büyük desteği verdi. Abdullah Gül, meclis tarafından seçilen son Cumhurbaşkanı oldu.
Hatırlamayı hep ihmal ediyoruz ama 2007'de bir referandum daha yapıldı. Halka, "Bundan sonra Cumhurbaşkanı'nı sen seçmek ister misin?" diye soruldu. Üç ay önce %47 alan Ak Parti'yi çok aşan geniş halk kesimleri ise, 21 Ekim 2007'deki anayasa değişikliği referandumunda, %67 ile "Evet, Cumhurbaşkanımı ben seçmek isterim" diye cevap verdi.
O günden bugüne dek, bir kalkışma, bir yargı darbesi, bir askerî darbe ve çeşitli örtük 'alt oyma' çalışmaları yaşadık. Ancak hepsi sonuçsuz kaldı. Önümüze gelecek sandıktan çıkacak karar, aynı istikrarsızlıklarla boğuşmaya ve patinaj yapmaya devam edip etmeyeceğimizi belirleyecek.
Evet, söz gerçekten milletin...
Tarihî Astana zirvesi
Kazakistan'ın başkenti Astana'da, Türkiye, Rusya ve İran'ın öncülüğünde kurulan üçlü mekanizmayla, Esed rejimi unsurları ve Suriye muhalefetinin temsilcileri bir araya gelmişti. Dün, zirvenin tarihîliğine uygun, olumlu bir sonuç sadır oldu. Bu üçlü mekanizmanın ateşkesin tam olarak uygulanması için çalışacağı ilan edildi. Bu ilandan bir gün önce, Rusya'nın Esed rejimini ateşkes kurallarına uymamakla suçlayıp açıktan çağrı yaptığını da eklemiş olalım. Yine de temkinli bir iyimserlik söz konusu. Çünkü hem Suriye içindeki İran güdümlü yabancı milisler hem de ateşkesten dışlanan gruplar sonuca ulaşılmaması için çaba harcayacaklardır. Her halükârda, Türkiye'nin Suriye'nin geleceğine ilişkin kurulan masanın aslî aktörü olduğu bir kez daha netleşmiş oldu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019