Hilâl KAPLAN
Camia medyasının '28 Şubat soğuğu' tabir ettiği günler...
Tarih 16 Nisan 1997.
Yalçın Doğan'ın Fethullah Gülen'le yaptığı ve Kanal D'de yayınlanan o meşhur röportajın can alıcı kısımlarından birisi şöyle:
YD: Aranızda [Merhum Erbakan'ı kast ediyor] bir gerginlik mi var?
FG: Bir gerginlik yok da 'El ervahu cunudun mücennedetün' diye birşey var. 'Ruhlar' tıpkı bir sistem altında ordunun fertleri gibidir. Bunlar arasında içten böyle birbirine akma, birbirine kayma, birbirine dökülme, birbirini çok iyi bilme varsa telif olur, anlaşma uzlaşma olur. Şayet öyle birşey yoksa tenakür denir ona.
YD: Yani tenakür mü vardır ruhların uzlaşmazlığı, uyuşmazlığı mı var?
FG: Bilmiyorum yani bu şeyleri bir atasözü vardır. Kalpten kalbe yol vardır.
YD: Şu anda kalbten kalbe pek yol gözükmüyor
FG: O yolu koymamışlarsa bizim uzlaşmamız da biraz zor olabilir. (...) Fakat islam'ı temsil, islam'ı yaşama islam'la alakalı hareketler meselesine gelince, zararlı bulduğum bulabileceğim şeylere meydan verilmesini fırsat verilmesini istemem şahsen.
YD: Yani aranızda bu kalpten kalbe giden yolun belli ölçüde tıkanık olması İslamiyet'e zarar verecek davranışlar tarafından mı karşı tarafın..
FG: Öyle zannediyorum veya öyle algılıyorum, öyle içtihat ediyorum.'
(Tam metin: http://tr.fgulen.com/content/view/1463/154/)
'Beceremediniz, artık bırakın'ları unutalım,
'MGK masumdur'ları gözardı edelim,
'Asker demokratik yollarla sorunların çözümünü istedi'leri yok sayalım.
Ancak yıllardır Gülen Camiası'nın kendisini özenle ayrıştırdığı hareketin Millî Görüş olduğunu unutturacak türden büyüklükte bir hafıza kaybı bilmiyorum.
Ne var ki bugün, Gülen Camiası'nın tavrına ilişkin Müslüman temsili olan cemaat ve grupların çoğunluğunun duruşu ortadayken, Erbakan'ın mirasını temsil eden tek parti konumundaki Saadet'in lideri Mustafa Kamalak, sıklıkla camia medyasının ekranlarında veya gazetelerinde boy gösterek Millî Görüş ile Hizmet Hareketi arasında hiçbir görüş ayrılığı yokmuş gibi açıklamalarda bulunabiliyor.
Örneğin bir demecinde, dershanelerle Yüksek İslâm Enstitüleri'ni birbirine benzetiyor. Okullarda verilen eğitimi 'gayri millî' ama dershanelerde verilen eğitimin 'millî' olduğunu savunuyor. Suriyeli mazlumlara Türkiye'den yardım götüren tek kuruluş olan İHH üzerinden MİT'in hedef alınmasını ise 'gayri millî' bulmuyor. Üstelik, tırlara yapılan hukuksuz operasyonlara 'O yardım yarın Türkiye'nin başını ağrıtacaktır. İnsani yardımsa neden denetimden kaçıyorsun?' diyerek sahip çıkıyor.
Bugüne kadar Millî Görüş'ün, o gömleği çıkardığını söyleyen Ak Parti'ye mesafeli davranması hem fikrî hem de siyasî rekabet bağlamında anlaşılabilir. Ancak merhum Erbakan da Saadet Partisi de Ak Parti'yi 'İslâmcı' olmamakla, 'Ilımlı İslâm'ı' temsil etmekle, 'AB'nin peşinden gitmekle' suçlamıyorlar mıydı?
Öyleyse nasıl oluyor da Saadet Partisi lideri, her fırsatta kendisini 'İslâmcı'lıktan tenzih eden, 'Siyasal İslâm öldü' tezini sahiplenen, Ak Parti'yi de 'siyasal İslâmcı' olduğu ve AB reformlarını daha hızlı yapmadığı için eleştiren bir harekete bu kadar angaje olabiliyor?
Üstelik eleştirdiği o lider de Siyonistler başta olmak üzere Batılı pek çok gücün öfke oklarını üzerine çekmiş, siyasal İslâm'ın en büyük temsilcilerinden Müslüman Kardeşlere sahip çıktığı için kimilerince 'gözden çıkarılmış', hemen her mitinginde R4BIA işareti yapan ve Kamalak'ın sahip çıktığı Camia tarafından 'Cihadist' olmakla suçlanırken...
Peki, Saadet Partisi seçmeni, Kamalak'ın bu aşırı sahiplenici tutumu hakkında ne düşünüyor?
Yine bir alıntıyla son noktayı koyalım.
Fethullah Gülen: 'Ben öyle bir İslam paktı, bir İslam Birliği filan şahsen hayatımda bunları hiç düşünmedim.'
Merhum Erbakan: 'Gayemiz İslam Birliği'ni kurmaktır (...) Biz altı milyar insanın saadetini istediğimiz için, bu saadette ancak İslam Birliği ile gerçekleşeceği için İslam Birliği nasıl kurulacaktır konusunu çalışmalarımızın ana hedefi olarak almış bulunmaktayız.'
'Saadet Partisi nereye' diye sormakta haksız mıyım?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019