Hilâl KAPLAN
Gazze halkı, bombalar altında can çekişirken ortaya çıkan manzarayı ellerinde pop corn âdeta bir sinema filmi izler gibi zevkle temaşa eden İsraillileri görmüşsünüzdür.
Ya da belki bir Gazzeli çocuğun üzerine düşecek olan bombaları, anne babalarının teşvikiyle boyayan, bir bombaya sulu boya yapacak kadar sıcak bakması sağlanan İsrailli çocukları...
Ya da şu sözleri duymuşsunuzdur:
İsrailli milletvekili Ayalet Shaked, Filistinli anneler için 'Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler' diyor.
İsrailli akademisyen Mordechai Kedar 'teröristleri' caydırmak için onların annelerine ve kızkardeşlerine tecavüz etmeye çağırıyor.
İsrailli haham Rabbi Dov Lior, İsrail'in askeri liderleri gerekli gördüğü takdirde Gazze'nin tamamen ortadan kaldırılmasının uygun olduğunu belirten bir 'fetva' yayınladı.
Knesset üyesi, yani milletvekili Moshe Feiglin, Gazze'nin silah zoruyla tamamen boşaltılmasını önerdi.
Aslında bir soykırım girişimi olan 'Gazze saldırısı'nı destekleyen İsrailli göstericiler, 'Araplara ölüm!' sloganları attı ve 'Yarın Gazze'de okul yok, çünkü hayatta kalan çocuk yok' diyerek şarkılar söyledi.
'İsrail askerleri, Or Yehuda sakinleri sizin yanınızda! Onların analarını ..... ve annelerinizin yanına sağ salim dönün' yazılı bir afiş, Or Yehuda kasabasının meydanına asıldı.
Üç haftada 600 tonu aşkın bomba altında inleyen Gazze'de toplumdan bunlara benzer tek tepki sadır olmadı. (Ama olsaydı, bir düşünün nasıl tepki çekerdi?...)
Hatta Halid Meşal, izzet timsali o duruşuyla yaptığı konuşmada, 'Ablukayı bitirmeniz için daha kaç askeriniz ölecek?' diyerek İsrail'i uyardı.
Gazze'nin onurlu direnişi, İsrail'in savaş suçu işleyen, kolonyalist bir apartheid rejimi oluşunu her geçen gün daha da ortaya seriyor. Peki, gördükleri bunca zulüme rağmen onların hâlen sağduyunun tarafında, İsraillilerin ise kin ve nefretin kucağında olmasının sebebi ne olabilir sizce?
Gücün zehirleyici etkisi mi bu, yoksa İsrail halkının büyük çoğunluğunun kendisini Tanrı'nın seçilmiş kulları arasında görmesinin baş döndürücü kibri mi, kadın-erkek zorunlu askerlikle yoğrulan bir özneleşme sürecinin getirisi mi, milliyetçiliğin olmazsa olmaz 'yan etkisi' olan faşizme savruluş mu, yoksa sonradan zoraki eklemlendiği ve ait olmadığı bir coğrafyada ancak kaba kuvvetle ayakta kalabileceğini sanmanın getirdiği eziklik mi?
Belki de hepsi birden. İsrail devletinin resmi ideolojisi olan Siyonizm, büyük çoğunlukla İsrail devletinin sadece Yahudilerden oluşması gerektiğini ve sınırlarının da şu anki Filistin topraklarını hatta mümkünse Lübnan, Irak ve hatta Mısır'ı da içlemesi gerektiğini düşünüyor. İsrail'in hâlen dünya üzerinde sınırlarını resmen ilan etmeyen tek devlet olduğunu da hatırlatalım.
Bu kombinasyona, kendisini hem seküler ve Batılı hem de Yahudi olması itibariyle bölgedeki tüm halklardan daha ileri ve üstün gören bir anlayışın eşlik ettiğini düşünün. Sonra tüm dünyanın size karşı ve düşman olduğu paranoyasıyla yaşadığınızı da ekleyin. Ve karşınızda kadın-çocuk demeden Gazze bombardımanın devam etmesini isteyen %87'lik İsrail çoğunluğu...
İsrail, ekonomik ve askeri yaptırımlarla dize getirilmeden, yasa dışı yerleşimleri boşaltmaya ve 1967 sınırlarına geri çekilmeye zorlanmadan, İsrail halkı da Araplarla birarada bir yaşam olabileceğini tahayyül dahi etmeyecek. Çünkü etmeye gerek duymayacak, pop cornlarını yemeye devam edecekler.
Diyeceksiniz ki İsrail halkının hepsi böyle değil. Doğru, değil. İsrail Demokrasi Enstitüsü'nün, Tel Aviv Üniversitesi'yle beraber yaptığı son araştırmaya göre halkın %3,5'u son operasyonlarda aşırı güç kullanıldığını düşünüyormuş. %45'i ise yetersiz güç kullanıldığını...
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019