Hilâl KAPLAN
"Yeni Kandil muhipleri" polemiğine mevzubahis iki yazardan çok onların 'muhipleri' dahil oldu. Fikrî açıdan sorguladıklarımın içini boşaltıp ya bendenize hakaret ederek ya da suçlayarak tartışmayı değersizleştirmeye çalışıyorlar. Son iddiaları da insanları hedef gösterdiğim yönünde. Hedef gösterme ile ifade özgürlüğü arasında, ikisini birbirine karıştıracak kadar ince bir çizgi olduğunu düşünmüyorum ama bu çizgiyi bilerek yanlış tarafa çizenlere, onların üslubundan farklı olarak "lisanı münasip"le cevap verelim.
Yazılarımda ne Nuray Mert'in ne de Ece Temelkuran'ın bırakın kişiliklerini (Temelkuran, dinî kimliğim üzerinden kişiliğime saldırmış olmasına rağmen), şu andaki siyasal pozisyonlarını dahi aşağılayan bir kısım yok. Hatta yüzleşilmesi gereken sosyolojik bir vakıa olarak gördüğüm "Kandil muhipliği"ni süfli göstermeyi amaçlamadığımı daha net ortaya koymak için yazdığım "Halis niyetlerle..." başlıklı yazıda şöyle demiştim:
" Türkiye'de "Kandil muhipleri" var, evet. Her ne kadar bu siyasal pozisyonu paylaşmasam da, "vatan haini" diskurunun kendisinin bu sosyolojik vakıayı doğurduğunu düşünürsek; "Kandil muhipleri"ni aşağılamak ya da hedef göstermek gibi bir niyetim hiç olmadı. Haddim de değil. Hatta Nuray Mert, demokratik açılımın daha tam "açılamadığı" günlerde "Bu gidişle bir Türk sorunumuz olacak" 'öngörü'sünde bulunmuşken, "PKK sempatizanlarıyla barışmak" başlıklı bir yazı kaleme almış biri olarak, oradaki pozisyonumun hâlâ arkasında olduğumu yeri gelmişken belirtmek isterim. Yani son yazılarımdaki dert "Kandil muhipleri" değildi; yazımın başlığında olduğu gibi "yeni" Kandil muhipleriydi."
Bu şekilde yazan birisini bile iki cümlenin birisinde "vatan haini, liboş, satılık" diyen bir meczupla kıyaslamak, en başta hedef göstermek gibi tehlikeli bir fiili hafifletmek anlamına gelir. "Kandil" kelimesini kullanmamın hedef gösterici olduğunu söyleyenlere de şunu sormak isterim: "Yeni BDP muhipleri" yazsam, değişen ne olacaktı? "Gerillaya oy istiyoruz" diyerek seçim kampanyası yapan, mitinglerinde Öcalan posterleri açılan, "PKK halktır, halk burada" sloganları atılan bir partinin kamuoyu algısında "Kandil"den farklı bir yere konumlandığını sanacak kadar naif miyiz? O halde yazılarında "BDP/PKK çizgisi" şeklinde yazanların ve televizyon ekranlarında BDP ile PKK arasında hiçbir mesafenin olmadığını kabul etmemiz gerektiğini söyleyen demokrat yazarların da mı hedef gösterdiğini iddia edeceğiz?
Bence burada esas rahatsız edici olan mevzubahis yazarların şu andaki siyasal pozisyonlarını oldukça net ortaya koymamdır. Yoksa örneğin BDP'lilerle zafer işareti yaparken çekilen fotoğraflar kamuoyu nezdinde benim yazılarımdan daha büyük etki sahibidir. Ki dediğim gibi "BDP'lilerle zafer işareti yapmanın" kendisini aşağılamıyorum; bunu o yazarın nerede durduğunu belli etmek için yaptığı bir tercih olarak görüyorum (Siyaseten doğruculuk zor zanaat sevgili okur). Yani ülkemizde mevcut olan PKK sempatizanlığının şeytanîleştirilmesinden ben sorumlu değilsem, mezkûr polemikte herhangi bir hedef gösterme fiili mevcut değildir.
Yazılarımın sadece içeriğiyle meşgul olan Nuray Mert'i tenzih ederek söylemek gerekirse, eğer bir siyasal pozisyonu üstlenmenin gerektirdiği cesarete sahip değilseniz, ya verdiğiniz oydan yazdığınız yazılara kadar her şekilde renginizi belli etmeyeceksiniz, ya da birisi bu pozisyonunuz hakkında yazılar yazdı diye mağdure rolüne bürünüp ağlamayacaksınız. Ortaya "yazarım" diye çıkmanın getirdiği asgari sorumluluk duygusu bunu gerektirir çünkü.
Her ne kadar twitter gibi mecralarda konu etmesem de bu polemik başladığından beri beni tahkir ve tezyif eden haberler ve yazılar sebebiyle galiz hakaretlerle ve "Haddini bildireceğiz" gibi imalarla dolu olan mesajlar ve e-mailler alıyorum. Malumunuz "klavye silahşörleri" sadece Türk milliyetçileri arasından çıkmıyor... [Yeri gelmişken hatırlatayım, beni muhbirlikten tetikçiliğe kadar her türlü akıl almaz iddiayla suçlayanlar, Kürt milliyetçileri cephesi tehdit edip hedef gösterdiğinde sus pus olmayı iyi bilirler.] Yine de "hedef gösterildim" diye ağlayacak değilim. Zira Nuray Mert'in "üç-beş albayın hikâyesi"ne veya Ece Temelkuran'ın "efsane" mertebesine indirgediği Ergenekon davası sebebiyle (Keşke Ergenekon'u da Kürt gençlerinden öğrenseler...) kendimi eskisine nispetle oldukça güvende hissediyorum. Çünkü tarihi gerçekler üzerinden biliyoruz ki bu ülkede hiçbir yazar, sırf köşe yazılarını okuduğu için harekete geçen bir zırtapozun elinde can vermemiştir. Derin devletle öyle ya da böyle teması olmayan bir 'siyasî katil' olmamıştır. Devleti yıkma amacında olan radikal örgütlere mensup katiller için bile bu böyledir. Ayrıca hayal edemeyeceğimiz kadar büyük çilelerin çekildiği bugünlerde neyin "klavye silahşörlüğü" neyin "güvercin tedirginliği" ciddiyetinde olduğunu ayırt edebilecek; "ne acılar çekiyorum ben" ayağına yatıp ego triplerine girmeyecek kadar izan sahibiyim çok şükür ("mümine kimliğim dışa vuruyor, durduramıyoruz!).
Dört bir yandan gelen bu saçma suçlamaların cevapsız kalmasına gönlüm razı olmadığından geçen yazımda bahsettiğim arayı nihâyet verebiliyorum. Bir hafta sonra görüşmek üzere inşallah...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019