Hilâl KAPLAN
Cumhuriyetin kuruluşu, Hilafetin ilgası, İstiklâl Mahkemeleri, tekke ve zaviyelerin kaldırılması, Arap alfabesinin kaldırılması ve Öztürkçeleştirme gayretiyle Arapça kökenliler başta kelimelerin dilden ‘atılması’…
Bu başlıklar ve onlara eklenebilecek alt başlıklar, Türkiye’deki İslâmî ilimler çabasının akamete uğratılmasıyla yakından irtibatlıdır.
Darbe dönemlerinde de yüksek temsil kabiliyetine sahip hoca ve cemaatler rahat bırakılmamış, vaazların bile tek merkeze bağlandığı, Müslümanların kendi maaşlarından artırdıklarıyla yaptırdığı camilere ideolojik mahyaların asıldığı, siyasî temsil noktasında dindarların sesi olan tüm partilerin ve STK’ların kapatıldığı, başörtülü kadınların cüzzamlı muamelesi görerek evler dışındaki hemen her alandan kovalandığı veyahut aşağılandığı dönemlerden geçtik.
Nerdeyse bir yüzyıl sonra ilk defa, Müslümanlar öz yurdunda garip ve öz vatanında parya değiller.
Yani büyük ölçüde mağdur ve madun değiller. Sesleri sivil toplumda da akademide de siyaset alanında da karşılık buluyor.
Bu özgürlük diyânet alanına ve ilim adamlarımızın hayatına da yansıdı. Eskiden tırnaklarımızı yiyerek, saçlarımızı yolarak izlediğimiz, ya başörtüsü aleyhinde konuşmak ya da namaz ve oruç gibi ibadetlere ilişkin saçma sapan yorumlarda bulunmak için ekranlarda parlatılan ‘hoca’lar pek görünür değil şimdilerde.
Onların yerine, gerek medrese gerekse de ilahiyat eğitimi almış, farklı alanlarda uzmanlaşmış alimlerimiz gazetelerde veya dergilerde özgürce yazıyor, ekranlarda sıkça boy gösteriyorlar.
Ama tam da bu noktada garip bir şey oluyor.
Nerdeyse yüz yıl sonra, alimlerin topluma dolaysız hitap etme imkânı doğmuşken, bir kısım hoca, sanki hiçbir meselemiz yokmuşcasına diğer bazı hocaları 7/24 diline dolayıp, telaffuz etmekten hicap edeceğim kelimelerle aşağılıyor. Üstelik bununla da kalmıyor, tekfir ediyor.
Hele bir iki tanesi var ki, onlar açıkça iftira etmekten bile imtina etmiyor. Neden mi?
Çünkü tekfir edebilmek için elinde yeterli karine olduğunu düşünmüyor. Her gün coşturduğu kitleleri daha da coşturup, onlara topluca öfke nöbetleri geçirterek aralarındaki birliği tahkim etmek, onlara doğru yolu gösteren mürşid olarak arz-ı endam edebilmek, kendine alan açabilmek için hedef gösterdiği hocanın Kur’an-ı Kerim’e küfrettiğini ispat etmeye gayret ediyor.
Yazık! Hem de çok yazık...
Böyle mi olmalıydı? Bir asırdan fazladır verdiğimiz mücadelenin sonunda varacağımız yer bu mu olmalıydı? Daha fazla şöhret, daha fazla karizma, daha ‘fazla’ sahibi olmak için belli hocaları kurban etmeye azmetmiş fıkıhçıların var olduğu bir ülke olmak için mi bu kadar mücadele verildi? İçinde, Kemalizm’e baştan sona mesafe almış, hayatını bu ideolojiyi eleştirerek geçiren, hatta bu uğurda hapis yatan ilahiyat hocalarımızın bile tekfir edildiği bir ümmet haline gelelim diye mi canımızı dişimize taktık bunca zaman?
Yazık değil mi? Ayıp değil mi? Günah değil mi?
Bir daha sorayım: Sizin-bizim başka hiçbir meselemiz yok mu? Kur’an-ı Kerim’e dair radikal yorumlar yapan, ancak ihlaslarında da zerre kadar şüphemiz olmayan hocalarımızı şeytanlaştırmaktan başka bir derdimiz yok mu?
Haklı olarak övündüğümüz 1400 yıllık İslâm geleneğini birbirini matine suare tekfir eden alimlerle değil, ihtilafın rahmet olduğu düsturuyla, alime yakışan vakarı terk etmeden kendini güzel sözle anlatabilen şahsiyetlerle kurduk. Bunu hiç aklımızda çıkarmamamız lazım.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019