Hilâl KAPLAN
Yüksek duvarlar ve dikenli tellerle çevrili Karkamış Sınır Kapısı'ndan içeri giriyoruz. Darbeden bir ay sonra, yabancıların "Türk ordusu zayıfladı" şayialarına meydan okurcasına başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu sayesinde DEAŞ'ten özgürleştirilen Cerablus'tayız. Zırhlı araçlarımızhazırlanana kadar, gümrük binasında beklememiz isteniyor.
İçeri girdiğimizde gümrük memurumuzu, namazını yeni edâ etmiş olarak seccadesini aceleyle kaldırmaya çalışırken görüyoruz. Temizlik ve servis işleriyle meşgul olan ve Karkamış'ta ikâmet eden hanım çaylarımızı getiriyor. Odadan sessizce çıkıp özel harekât askerlerimizin yanına gidiyorum. Gözüme ilk omuzlarında yazan üniformalarına dikilmiş kan gruplarını belirten yazılar takılıyor ve yüreğim titriyor. "Burada yaşadığınız en duygusal an neydi?" diye soruyorum. Biri, "Türkiye tek umudumuz" diyen bir Suriyeli teyzeden bahsediyor. Diğeri ise, "Bayrağımızı görür görmez bize koşan Suriyeli çocuklar" diyor. "Allah yardımcınız olsun" diyerek ayrılıyorum çünkü artık hazır olan zırhlı araçlarımıza geçmek zorundayız.
Önce Cerablus Halk Meclisi'ne gidiyoruz. Meclis Başkanı ve bizim kadar iyi Türkçe konuşan Meclis üyesiyle tanışıyoruz. Ardından restore edilen okulu ve yanına yapılan çocuk parkını görüyoruz. Sonra devletimizin yeniden yapılandırdığı hastaneye gidiyoruz. Girişte meraklı gözlerle bizi izleyen iki Suriyeli teyzenin yanına gidiyorum. Fatma ve Suat Hanımlar Türkiye'ye minnettarlıklarını dile getirdikten sonra, aslında İdlib'li olduklarını söyleyip, "Türkiye, İdlib'i ne zaman özgürleştirir? Evim ve kaldıysa komşularım orada" diyorlar. Mazlumların yüzünün dönük olduğu bir ülke olduğumuzu tekrar iliklerime kadar hissediyorum. Sonra aklıma ABD'nin DEAŞ özel temsilcisi McGurk'ün Türkiye'ye İdlib üzerinden iftira attığı sözleri geliyor ve acı acı gülümsüyorum.
En son 300 çocuğun kaldığı yetimhaneyi ziyaret ettikten sonra, ilçenin hareketli pazarının içinden geçiyoruz. Dükkânların hepsi açık, hatta vitrinlerden bir tanesinde alıcılarını bekleyen, ışıl ışıl kadın elbiselerini görmek, Cerablus'ta gündelik hayatın normalleştiğinin nişânelerinden biri olarak zihnime kazınıyor. Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin, yaptıkları hizmetlerden söz ederken, mülteciler ilk evlerine döndüğünde erkeklerin dükkânlarını açmak, kadın ve çocukların ise sokağa bile çıkmaktan korktuğunu anlatıp, sadece birkaç ayda alınan mesafenin ne kadar büyük olduğundan bahsediyor.
40.000 mültecinin üç ay gibi kısa bir zaman diliminde evine döndüğünü, tek sivil zayiat vermeden 6 ayda 25.000 kilometre karenin TSK destekli muhalifler eliyle DEAŞ'tan temizlenip ilçelerin yeniden inşa edildiğini görünce ve bunu kan banyosuna döndürülen Musul ve Rakka ile kıyaslayınca, aslında Türkiye'nin DEAŞ'ı bertaraf etmek noktasındaki en etkin örneği sunduğu için cezalandırıldığını düşünüyorum. Yabancı medyada yok sayılıyoruz, hatta daha kötüsü DEAŞ'la mücadele noktasında, kendi siyasi mühendislik çabalarına katkı sunmadığımız için ABD tarafından sıklıkla saldırıya uğruyoruz.
Daha önce ziyaret ettiğim Gaziantep Nizip mülteci kampında yapılan hizmetleri anlatmıştım. Peki, Suriye'nin kuzeyindeki özgürleştirdiğimiz topraklarda neler yaptık? Gaziantep Valiliği ve Belediyesi'nin de katkılarıyla, 305 ton asfalt kullanılarak ilçenin yolları yeniden yapılandırıldı. Muammalı bir enkaz kaldırma çalışması yapılırken, bir yandan da DEAŞ'ın psikolojik baskıyı artırmak için yaptığı duvar yazıları silindi. Böylelikle beş yıldır savaş bölgesi olan bir alanın yeniden yaşanabilir olması sağlandı.
Ayrıca 2.500 metrekarelik alanda ağaçlandırma çalışması ve iki çocuk parkı yapıldı. Günde 30.000 ekmek dağıtan konteynırlar yerleştirildi. Temiz su ve elektriğe ulaşım için altyapı çalışmaları yapıldı. Bu işlerin bazılarında, Suriyeli vatandaşlar istihdam edilerek, bölge ekonomisinin de canlandırılmasına katkı sunuldu. Ardından ilkokul ve liseler yeniden restore edildi. Sahra Hastanesi kuruldu. Detayına girsek buraya sığmayacak pek çok hizmetle, dibindeki savaştan etkilenmeyen, Suriyelilerin kendi vatanlarında yaşamasına imkân sağlandı.
Gazeteci arkadaşlarımız Cerablus'u gidip kendi gözleriyle görsünler. Sivil toplumumuz ise bu hizmetlerin dünyaya duyurulması için daha çok çaba sarf etsinler. Zira "Balık bilmezse, Hâlik bilir" diyen bir geleneğin evlâdı olsak da, bu iyilik destanını dünyaya duyurmak ve Suriyeçapında yayılmasını sağlamak hepimizin boynunun borcu. En başta da kolunda kan grubu yazan üniformalarla orada vazife ifâ eden askerlerimize borcumuzdur. Allah vazifeli tüm personelimizden razı olsun.
Cerablus'ta görev yapan Jandarma Komutanı Binbaşılarımızla.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019