Hüseyin GÜLERCE
Piyanist Fazıl Say, Twitter'da paylaştığı bir yazı nedeniyle 'dinî değerleri alenen aşağıladığı' gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bir malum koro hemen devreye girdi:
“Hani ifade özgürlüğü sadece hoşa giden, zararsız, tepki yaratmaz fikirler için değildi?” diye dikleniyorlar. Bu koroya, bir yıl önce yazdıklarını unutup dâhil olanlar, liberal duruşlarıyla takdir toplamış arkadaşlar da katılıyor. İyi de, acaba bu sanatçı ne demiş de yargılanmış, onu da hatırlatmak, dürüstlüğün gereği değil mi? Dediklerini bilelim, hakikaten ifade özgürlüğü kısıtlanıyorsa, biz de karşı çıkalım. Meseleyi boğuntuya getirip, mahalle baskısı kurma dönemleri bitti. Artık kuru gürültüye pabuç bırakmama dönemindeyiz, bir daha hatırlatalım…
Ne demiş, “arabeski sevmek vatan hainliğidir” lafını da edebilen Fazıl Say, önce onu hatırlatalım:
“Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün”
“Bilmem fark ettiniz mi nerde yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı. Bu bir paradoks mu? Ateistim ve bunu bu kadar rahat söyleyebildiğim için gururluyum. Irmaklardan şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her mümine huri vereceğim diyorsun, cenneti ala k.....e midir?”
Say'ı savunanlar, bunları da yazarak savunsunlar. Bu milletin imanına, değerlerine saygısızlığın, ifade özgürlüğüne girdiğini savunuyorlarsa onu da bilelim.
İfade özgürlüğü sınırsız değildir. Bugün, ifade özgürlüğü arkasına sığınarak Fazıl Say'a sahip çıkan Hürriyet gazetesinin internet sayfasından bir bölüm aktarayım (4 Şubat 2006): “Dine hakaret fikir değil. İnsanların inançlarını zedeleyici yazılar, karikatürler ya da filmler fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiyor. Hürriyet'in yaptığı araştırma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) bu konudaki içtihadını ortaya çıkardı. Müslüman dünyası Hz. Muhammed karikatürleri yüzünden ayakta. Karikatürlerin fikir özgürlüğü çerçevesinde yayınlandığı söyleniyor. Oysa AİHM'nin bu çatışmaya son noktayı koyacak, içtihat niteliğinde iki kararı bulunuyor. 1- Otto- Preminger kararı: Hıristiyanlığa ve İsa'ya hakaret içeren film, fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Avusturya yasaklamakta haklıdır. 2- Yasak Tümceler kararı: Bu kitap Allah'a ve dine hakaret içeriyor. Fikir özgürlüğü İslam'a hakareti içermez. Türkiye yasaklamakta haklıdır.”
Fikir, duruş ve gazeteciliğini takdir ettiğim, bugün “beni de Fazıl say!” diyen Cüneyt Özdemir arkadaşımızın, geçen yıl yazdıklarını hatırlayalım (24 Nisan 2012): “Fazıl Say, şu aralar yabancı ajanslara ve dergilere kendisinin ‘ateist' olduğu için Tokyo'ya gitmek zorunda kaldığını ima eden demeçler veriyor. Anlayacağınız, arabeskten tutturamadı, suya tirit laiklik anlayışı da işe yaramadı geriye kala kala ateistlik kaldı. Hepimiz biliyoruz ki hiç kimsenin Fazıl Say'ın dini imanı ile derdi yok, ancak Fazıl Say'ın bu ülkenin inançlı insanlarının dini imanı ile derdi büyük. En olmadık zamanlarda kel alaka tweetlerle bu ülkenin mütedeyyin insanlarını rencide etmekten sakınmıyor. Dalga geçiyor, alay ediyor. Bunu yaparken altına imzasını attığı bir çıkış olsa yine saygı duyarsınız. Öyle de yapmıyor kimi zaman başkasının yazdığını retweet ediyor, kiminde “ben demedim ‘şair' dedi” diyerek kıvırmaya çalışıyor. Yalan söylediği anlaşılınca da işi demagojiye vurup kendi yarattığı mağrurluk edebiyatından kişisel bir mağduriyet çıkartmaya çalışıyor.”
Ben de tam bunları diyecektim… [email protected]
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019