Hüseyin GÜLERCE

Hüseyin GÜLERCE
Hüseyin GÜLERCE
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Kuşatılmışlığa karşı Yeni Anayasa
1.02.2016
1504

 Yeni yıla yeni anayasa umudu ile giriyoruz. Başbakan Davutoğlu ile CHP lideri Kılıçdaroğlu arasında önceki gün yapılan 2.5 saatlik görüşme sivil, demokrat yeni bir anayasa konusunda “galiba bu defa başaracaklar” iyimserliği uyandırdı.

Türkiye, 27 Mayıs 1960’tan beri darbe anayasaları ile yönetiliyor. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” denmiş ama milletin rüştünü ispat edemediği gerekçesiyle hep bir vasi tayin edilmiş. Zihniyet bu olunca da kurulan sistem, vesayet sistemi olmuş. Bir statüko tesis edilmiş ve her darbe anayasası ile bu statüko tahkim edilmiş. Seçimler haliyle göstermelik hale gelmiş. Halk seçmiş, halkın seçtiğini asker içindeki cuntacılar eliyle vesayetçiler alaşağı etmişler. Menderes, Demirel ve Özal dönemlerinde, statükonun cenderesi zayıflayıp halkın istediği yönde reformlar başlayınca, başka bir ifadeyle vesayetçiler gidişatı beğenmeyince askeri müdahaleler devreye girmiş.

Vesayetin koruyucularını, ya da statüko zaptiyelerini sadece askeri bürokrasiden ibaret görmemek lazım. Maalesef başta medya, bazı siyasiler, işçi ve işveren sendikaları, sivil toplum kuruluşları, ana gövde üniversiteler, bilhassa da üst yargı kurumları vesayetle iç içe geçmiştir. Ne trajik bir sahnedir; bu ülkede darbecileri ilk tebrike giden Anayasa mahkemesi üyeleri olmuştur.

2016 yeni Anayasa için evet, bir umut taşıyor. Siviller ilk defa bir anayasa yapma iradesine sahip bulunuyorlar. Bu umut bizi heyecanlandırıyor mu? Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer. Yakın geçmişte, kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonuna ve TOBB’un önayak olduğu saha çalışmalarına rağmen bir netice alınamadı.

Artık netice almak zorundayız. Türkiye, bir darbe anayasası ile daha yoluna devam edemez. Siyasiler bu ayıbı bu millete daha fazla yaşatamazlar. Bu defa da dağ fare doğurursa, sivil siyaset ciddi bir yara alır.

Daha önemli bir durum var. Türkiye bölgesinde bir yangın çemberi içindedir. İçeride Kürt siyasi hareketi gemi azıya almıştır. Kamu güvenliği adına devletin askeri, polisi; il ve ilçelerde sokak sokak, açılan hendeklerle, kurulan barikatlarla, bombalı tuzaklarla, suikast silahları, roket atarlar ve patlayıcılarla yürütülen bir savaşla karşı karşıyadır. Türkiye içten ve dıştan kuşatma altındadır ve bu kuşatmayı yaracak bir huruç hareketine ihtiyacımız var.

Huruç hareketinin adı demokratikleşmedir, sivil-demokrat bir anayasanın yapılmasıdır. Bu açıdan konunun aciliyeti var, savsaklanamaz. Yeni anayasa bir oyalanmayı kaldıramaz.

Sayın Davutoğlu ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun, heyetleri ile birlikte yaptıkları görüşmeden, “12 Eylül darbe hukukunun bütün izlerinin mevzuattan temizlenmesi konusunda tam bir uzlaşma” çıkmış olması sevindiricidir. Görüşmede CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, AB uyum yasalarına tam desteğini bir kez daha ifade ederek, açılacak yeni fasıllara da tam destek vereceğini şimdiden Başbakan’a söylemesi de iyi bir başlangıç yapıldığını kanıtlamaktadır. Dileriz pazartesi günü Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinden de umut verici bir sonuç çıkar.

Bu ülke hepimizin. Sayın Başbakanın da dediği gibi Anayasanın ruhu önemlidir. Bu ruh, insanı önceleyen, insan hak ve özgürlüklerini temel alan, hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı ile bezenmiş ve en önemlisi iç barışımız adına farklılıklarımızı zenginlik kabul eden bir ruh olmalıdır. Kimsenin kimseye aidiyetinden dolayı üstünlük taslamayacağı, ırk, mezhep, ideoloji önceliği yapmayacağı bir ruh olmalıdır. Biz önce insanız, bu Anayasanın ruhunu teşkil etmelidir.

Eski kavgaları ve inatlaşmaları sürdürmek, kapanması gereken yaraları kaşımak, bu ülkeye de bu millete de yazık etmektir. İçten ve dıştan yürütülen kuşatmayı samimiyetimizle, fedakârlıklarımızla aşabilmeliyiz.

NOT: Medine’de vefat eden arkadaşımız Hasan Karakaya’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesinin ve Yeni Akit camiasının başı sağ olsun.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Hrac Madooglu

    Hrac Madooglu

    20.06.2014 08:21

    Muazzam bir analiz. Tarihten alintilar yaparak, bugunun olaylarini taraf oldugu siyasi aktorleri yuceltmek icin, yalan-yanlis anlatan kose yazarlarinin ne kadar sig oldugunu gosteren bir yazi. Yalniz takildigim bir konu var: Kuresel ekonomide basarili olmak icin hem kaliteli hem de en ucuz mallar uretmek lazim. Bu da bireysel beceriklilik, calisma ve yetenege bagli bir olay. Ayni zamanda iscilik maliyetinin de asgariye indirilerek basarilacak birsey. Bu zengin-yoksul arasindaki ucurumu daha da derinlestircek bir unsur degil midir? Bir ulkenin buyumesi, buyuk sirketlerin veya kisa surede zenginlesen az sayida bireylerin buyumesi ile mi olculur? Ve de bu konuda mesela Cin gibi bir ulke ile rekabet edebilmek mumkun mu? Unutmamak lazim ki, Turkiyenin cikisinin devam edebilmesi icin, bilim ve teknolojide dev adimlar atmasi da gerekli. Var mi boyle bir girisim bu ulkede? Bir de Turkiyenin hukuk devleti olamamasi ve yakin gelecekte de bunun mumkun gorunmemesi, yabanci sermayenin ve yatirimlarin onunu kesmez mi? Ulke ekonomisinin gelismesinde goz ardi edilmeyecek bir unsur olan dis insaat sektoru de, Arap ulkelerindeki zelzeleler yuzunden son 15 senede elde ettigi geliri kaybetme ihtimali ile karsi karsiya degil midir? Oyle bir cografyada yasiyoruz ki, cevremizdeki ulkelerde dengesizlik ve belirsizlik giderek artmakta. Boyle bir ortamda, onumuzdeki 5-10 senelik cok kisa donemler hakkinda bile tahminde bulunmak mumkun mu?

Yazarlar