Hüseyin GÜLERCE
Bir süredir F. Gülen’in silahlı kuvvetler eliyle bir darbe yaptıracağı iddiaları dillendiriliyor. Dün bu iddialar ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir açıklama geldi: “Milletinin engin sevgi ve güveninden güç alan, demokrasiye bağlılığını her ortamda dile getiren Türk Silahlı Kuvvetlerinde idari ve adli mekanizmalar sürekli ve etkin olarak çalıştırılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir.”
Bölücü terör örgütü ile mücadelede her gün şehitler verirken, darbe iddialarının askerimizin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilediğini unutmamak lazım. Millet olarak, Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelede Genelkurmay Başkanlığı’na güvenmemiz lazım. Açıklamada verdikleri söz asker sözüdür: Demokrasiye bağlılık, idari ve adli mekanizmaların sürekli ve etkin çalıştığı, darbe heveslerine taviz verilmesinin söz konusu olmadığı...
Kimileri, Paralel Yapı ile mücadelede diğer kurumların gayret ve çalışmalarının medyada sürekli yer almasından hareketle, TSK içindeki gayretlerin de kamuoyuna aksettirilmesini istiyor. TSK’nın konumu ve hassasiyetleri ile diğer kurumları bir tutmak doğru değildir. Burada önemli olan TSK komuta kademesine güven duymamızdır. Karşımızda, devlete savaş açmış, silahlı kuvvetler mensuplarına Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davalarında kumpaslar kurarak haksızlıklar yapmış bir yapı var. Askeri sınavlar da dâhil soru hırsızlığı, telefon dinleme ve şantaj iddiaları ile yargılamalara muhatap olan bu yapı ile mücadeleye, TSK’nın kayıtsız kalacağını düşünmek, TSK komuta kademesine haksızlık olur.
F. Gülen’in Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ele geçirmeyi ne kadar önemsediğini, 17/25 Aralık öncesi Yalova’ya beni ikna için gelen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil’den duydum. (Bunu detaylı olarak Kirli Hesaplar Çarşısı kitabımda yazdım.) Bana, asıl hedefin silahlı kuvvetlerde hâkimiyet ve kontrol kurmak olduğunu söyledi. Ben, “hani vakıflar, okullar, yurtlar, üniversiteler, hastaneler, medya, diyalog faaliyetleri ile gönüllere girilecekti” diye itiraz edince, “Onların hepsi kolu korumak için. Kol, silahlı kuvvetler... Hocaefendi diyor ki, bulunduğumuz coğrafyada ayakta kalmamız kolu korumakla, silahlı kuvvetlerde olmakla mümkün...”
F. Gülen, “milletin ferdi kendi devletinin kademelerine girer” dedi ama başka bir şey yaptı. Devlet kademelerinde dürüst, kabiliyetli, millet ve vatan sevgisi ile dopdolu insanların bulunmasını istemenin ötesine geçti. Bu insanların devlet çarkının işleyişi içinde, kanun ve yönetmeliklere bağlı, amirlerinin hukuk içindeki emir ve talimatlarını yerine getiren kimseler olması yerine, talimatlarını Gülen’den alan bir otonom yapı çıktı karşımıza. Abi ya da imam denilen, tek özellikleri Gülen’e körü kürüne bağlı, vicdanını ve iradesini Gülen’e teslim etmiş insanlara zimmetlenen, hipnoz edilmiş kadrolar çıktı karşımıza...
Şimdi amirleri yerine, genel müdür, müsteşar, bakan yerine, Gülen’in talimatları ile hem de devletin en kritik yerlerine bir ajan gibi yerleşen, tayin ve terfilerde söz sahibi olan ve en sonunda da güç zehirlenmesiyle 17/25 Aralık’ta darbeye teşebbüs eden bir Paralel Devlet yapılanması ile karşı karşıyayız.
Bugün, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve hükümetin kararlılığı sayesinde Paralel Yapı ile çok ciddi mücadele ediliyor. Gülen, ABD, AB ve Rusya’dan medet umuyor. 17/25 Aralık’ta yapamadığını bir darbe ile yapmayı düşünüyor da olabilir. Son olarak millete “zırva” deyip beddualarını sürdürdüğüne göre bir cinnet hali yaşadığı da belli.
Gülen ne yaparsa yapsın kaybetti. Çünkü millet vicdanında kaybetti. Devletimizin nasıl bir ihanetle karşı karşıya olduğunu herkes gördü. Gülen, darbe falan yaptıramaz...
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019