Hüseyin GÜLERCE
Dün itibariyle Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Hayırlı olsun.
Bu dönemin en önemli özelliği, halkın seçerek iktidar yaptıklarının artık muktedir olmalarıdır.
Düne kadar Parlamenter Sistem vardı, artık Başkanlık Sistemi var. Bize özgü olduğu için de adı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi…
Parlamenter Sistem’de milletin oy verdikleri iktidar oluyor ama muktedir olamıyorlardı.
Muktedir olan, yani gerçek iktidar sahipleri, seçim yarışına girmeyen vesayet odaklarıydı. Halk kimi seçerse seçsin Türkiye onlardan sorulur, onlar kendilerini asıl yönetici olarak görürlerdi.
Tek parti döneminden itibaren onlar muktedirdi ve yönetim güçlerini, halkın seçtikleri ile paylaşmak niyetinde hiç değillerdi.
Dünya şartlarından dolayı çok partili hayata geçilmişti ama seçilmişlere, iktidarın gerçek sahibi olduklarını hatırlatmada hiç gecikmediler.
Rahmetli Menderes’e, “halk seni sandıkta iktidar yapmış olabilir ama sandık, demokrasi için bir şey ifade eder. Bizim düzenimizde (vesayet sistemi/statüko) ise sandık bir şeydir ama her şey değildir. Sana haddini bildireceğiz” dediler. Ve iki bakanıyla birlikte Başbakan Menderes’i astılar.
Saldıkları korkuyla bütün siyasilere şu mesajı verdiler: “Seçimler yapılıyor ve halk size hükümet etme imkânı veriyor diye sakın muktedir olacağınızı zannetmeyin. Türkiye’nin yönetimi, kurucu irade olarak bizim hakkımızdır. Siviller olarak siz, sadece bizim çizdiğimiz sınırlar içinde icraat yapabilirsiniz. ABD’ye ve Avrupa ülkelerine de güvenmeyin, onlardan medet ummayın. Zira işlerine gelen vesayet sistemi, zaten onların projesi ve teminatı altında...”
Bu mesajı, 10 yılda bir, cuntacılar eliyle yaptıkları darbeler vasıtasıyla sivillerin başına tokmakla vurur gibi hatırlatıp durdular.
Darbe anayasaları ile vesayet sistemini tahkim ettiler. Hükümetleri oyuncakları haine getirdiler. Parlamentoda partilerin içi ile siyasilerin onurlarıyla oynadılar.
En büyük destekçileri de vesayetin siyasetçileri ve vesayetin medyasıydı. Bu medya, milletimizin değerlerinin ve gerçek demokrasi talebinin düşmanıydı. Düne kadar da öyleydiler. Artık onların devri de dün bitti...
Her darbe için kamuoyunu; bu ilkesiz, basın ahlâkından yoksun, rantçı medya oluşturdu, provokasyonlara onlar malzeme taşıdı, darbeciler için her türlü manipülasyonu onlar yaptı. 27 Mayıs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta, 27 Nisan’da, 15 Temmuz’a giden Gezi olaylarından itibaren bütün FETÖ operasyonlarında hep onlar vardı. Evet, vesayetin siyasi partileri ile kol kola, halkın iktidar yaptıklarının muktedir olmaması için hep onlar devredeydi...
Düne kadar böyleydi...
Evet, halkın doğrudan seçmesiyle artık yürütmenin başı Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Evet, AK Parti kurulduğu günden beri ilk defa dünden itibaren muktedir olma iradesinin sahibidir.
Artık iktidarın siyaset dışı ortakları yoktur.
Artık sivil ve askeri oligarşinin, darbeci medyanın devri bitmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi, son bir çırpınışla PKK’nın uzantısı HDP’yi Meclis’e taşıdı. HDP’lilerin yemin töreninde, İstiklal Marşı okunduktan sonra Meclis’e girmeleri, CHP’lilerin gözünü açmaya başlamıştır herhalde...
CHP, milletin öyle bir ahını aldı ki, aheste aheste de bedel ödemeyecek. İşte daha ilk günden parti içinde kavgaya tuştular.
Kandil düştükten sonra da HDP ile birbirlerini yiyecekler.
Dünkü tablo şuydu: Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan yemin etti, Bakanlar Kurulu açıklandı. CHP’de ise kurultay için imza toplanmaya başlandı.
Bir yanda muktedir olmanın heyecanı ile yürüyüşe geçen hizmet kervanı, bir yanda da kavga için taş toplayan CHP...
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019