Hüseyin GÜLERCE
Trafik kazalarındaki can kayıpları, hele çocuk ölümleri, bir ailenin tamamının kaybedilmesi yüreklerimizi dağlıyor.
Ben küçük kardeşimi 1994’te Yalova’da 31 yaşında trafik kazasında kaybettim. Aradan 24 yıl geçti acısı hala kabuk bağlamadı. Kardeş kaybının ne olduğunu bilenler duygularımı anlayacaktır.
Trafik kazalarında kaybettiklerimize, sadece ölümlerin verdiği acılarla bakarak da ıstırap çekmiyoruz. Parçalanan aileler, yaralanan, bir ömür engelli hayat yaşayan, işini kaybeden, zor hayat şartlarında büyük sıkıntılar çekenler, zincirleme acılar ile büyük sosyal bir problemle karşı karşıyayız. Hem de yıllardır…
Bu yazıyı yazarken bayram tatilindeki trafik kazalarında 150’den fazla can kaybı, 700’den fazla yaralı olduğu açıklanmıştı.
PKK teröründe 34 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Aynı sürede trafikteki kayıplarımız 130 bin kişi… Terörden, deprem kayıplarından/acılarından beter…
Sadece 2007-2017 yılları arasındaki 10 yılda, 9 milyon 807 bin trafik kazası meydana geldi. 50 bin 766 kişi hayatını kaybederken, 2 milyon 762 bin kişi yaralandı.
Trafik kazaları bugün toplumsal bir felaket olmanın yanında milli bir meseledir.
Hiçbir sorumlunun kayıtsız kalamayacağı, hele Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine büyük umutların bağlandığı bu dönemde mutlaka çözülmesi gereken acil bir meseledir.
İnsan faktörü birinci sırada olduğuna göre iki çözüm yolu var. 1. Caydırıcı cezalar 2. Anaokulundan itibaren konuyu ciddiye alan eğitim anlayışı.
1. Trafik cezaları caydırıcı değil. Bizim halkımız para cezalarından ve mahkeme kapılarından etkilenir.
ABD’de ve Avrupa’da caydırıcı cezalar etkili oluyor.
Amerika’da kırmızı ışıkta geçen doğruca mahkemeye sevk ediliyor. Hâkim, “kırmızıda geçtiğine göre psikolojik bir vaka olabilir, ya da akıl sağlığı ile ilgilidir” gerekçesiyle hastaneye sevk ediyor. Bir hafta müşahede altında tutuluyor. Böyle birinin işinden gücünden olması, çevresinde alay konusu haline gelmesi, yaşadığı travmayı bir düşünün. Türkiye’de de yapılması gereken budur.
Cezaları, sahadaki trafik polisleri kesmelidir. Makam sahiplerine de ayrıcalık yapılmamalıdır. Hele “sen benim kim olduğunu biliyor musun?” diyenlerle ilgili de zabıt tutmalıdır. Ama en önemlisi İçişleri Bakanlığı sahadaki bu memurlarını el üstünde tutmalıdır.
Para cezasından korkmayanlara başka cezalar getirilmelidir. Şöhretli isimleri, servet sahiplerini utandıracak cezalara çarptırabiliyor muyuz? Onları kamu kurumlarında hizmetli, okullarda hademe olarak çok değil 1 gün çalıştırınız… İşyerlerinin, muhitlerinin caddelerinde bir saat çöpleri toplatınız… Bakalım böyleleri trafikte süt dökmüş kediye dönüyorlar mı, dönmüyorlar mı?
Bu tür cezalar medyada ibret-i âlem için sık sık gösterilirse, kazalar bir yılda yarı yarıya azalıyor mu, azalmıyor mu, görelim…
İkinci çözüm, eğitimdir. Mevcut sürücüler, yayalar için belki ciddi sonuçlar alamayız. Belki onlara hatalarından ve umursamazlıklarından dolayı ölümlerine sebep oldukları yakınlarının dinen katili olduklarını hatırlatabiliriz. Ama anaokulundan itibaren ciddi bir eğitim çok şeyi değiştirir. Gelişmiş ülkeler böyle netice aldılar.
Önce insan derseniz, insana saygı öne çıkar. Yaya geçidinde inmiş yayaya korna çalıp hakaret eden sürücüler devri biter. Trafikte de kul hakkını çiğnemek olduğunu bu topluma anlatmalıyız. Kibarlık, nezaket, hoşgörü, başkasına saygı duyma asıl trafikte olmalıdır. Dünyada kaç ülkede yol vermemekten dolayı cinayet işleniyor, kafa göz yarılıyor?
Allah aşkına artık “trafik” deyip geçmeyelim…
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019