İbrahim Karagül
Türkiye El Bab'da kesin bir zafer kazandı. Terörle mücadele tarihine güçlü bir imza attı. DEAŞ'la mücadeleyi küresel ölçekte güvenlik planı olarak pazarlayanların, işin içine Türkiye girince, desteklerini bir anda çekmesine, ülkemizi yalnız bırakmasına, ihanetlerine ve sabotajlarına rağmen bugüne kadar DEAŞ'a en ağır darbeyi vurdu.
ABD ile Irak yönetimi ve PKK'nın ortaklaşa yürüttüğü Musul şovu alay konusu olurken, koalisyon güçleri ya da yerel güçler hiçbir zaman DEAŞ'a karşı bir arpa boyu yol alamazken, Fırat Kalkanı'nın 177. gününde ilçe düştü, örgüt ilk kez en önemli mevzilerinden birini kaybetti, savunması kırıldı. Yani yenildi, geriledi, bundan sonra da geriletilebileceğine dair güçlü bir örnek oluştu.
Türkiye ve dünya medyası neden sessiz kaldı sizce?
Dikkat ediyor musunuz; neredeyse hiç kimse Türkiye'nin bu zaferinden söz etmiyor. İçeride sessizlik, dışarıda sessizlik, Türk medyasında eksiklik, dünya medyasında suskunluk!
Bizim medyada derinlikli analizler göremiyoruz. Bunun ne anlama geldiğine, bundan sonra ne olabileceğine, Fırat Kalkanı ve El Bab başarısının değerine ilişkin güçlü sözler, yazılar göremiyoruz. Sanki kimse bu işten memnun olmamış gibi. Sanki birileri bu zaferi gizlemeye çalışıyormuş gibi.
Zafer Türkiye'nin olunca, başarı Türk güvenlik birimlerinden gelince bir kıskançlık, unutturma/gölgeleme/gizleme çabası öne çıkıyor? Listenin başında, 15 Temmuz'dan beklenti içinde olanlar, Türkiye içinde hala birileri ülkeye karşı gizli bir operasyonçekiyor sanki.
El Bab'da DEAŞ değil onlar yenilmiş sanki!
El Bab'da DEAŞ değil de onlar yenilmiş sanki. 1 Haziran seçimlerinden sonra Güneydoğu'da PKK'yı ezen mücadeleden rahatsız olanlar El Bab zaferinden de rahatsız olmuş sanki.
Türkiye'yi “Teröre destek veren ülke” ilan ettirmeye dönük operasyonlar yapan FETÖ ile bu suskunluğu, sessizliği, gölgelemeyi yapanlar aynı merkezler tarafından yönlendiriliyor sanki. 15 Temmuz'u boşa çıkaran siyasi akıl, liderlik ve toplumsal dayanışmanın El Bab'da dünyanın en büyük terör örgütünü dize getirmesi, DEAŞ üzerinden Türkiye'ye çekilen operasyonun da boşa çıkarılması birilerini endişelendirmiş sanki.
Kobani için kıyameti koparanlar, nerdesiniz?
Kobani (Ayn el Arab) için kıyameti koparanlar, hükümeti köşeye sıkıştıranlar, kamuoyunda infiale neden olanlar, Türkiye'yi ayağa kaldıranlar, bu gürültü içinde PKK'nın bölgeye hakim olmasını sağlayanlar… Hatırlayın o günleri.
Ülkemizi, insanlarımızı, gazete ve televizyonlarımızı PKK'nın yayın organlarına dönüştürdüler. Hatırlayın, Barzani birliklerinin şov yaparak Anadolu topraklarından geçişini. Bu senaryo ile teröre tarihin en büyük fırsatını sundular.
Kobani olayı ülkemize kurulan en büyük tuzaklardan biriydi. Bugün başımıza gelen belalar o zaman tezgahlanmıştı. Dolayısıyla o gün kalem oynatanlar bu büyük ihanetin de içindeydiler. Bakıyorum da o zaman yazıp çizenlerden, ekranlarda konuşanlardan hiçbiri El Bab zaferi ile ilgili tek satır yazmıyor, ekranlarda tek cümle etmiyor.
Türkiye değil PKK alsaydı, zafer yazıları yazacaklardı..
El Bab'a Türkiye değil PKK/PYD girseydi ne övgüler düzecekler, ne şovlar yapacaklar, nasıl bir kamuoyu şekillendirecekler, gazete köşelerinde yüzlerce yazı yazacaklardı.
Aynı şekilde, aynı sessizlik Batı medyasında da var. ABD ve Avrupa medyasına bakın, Türkiye'nin zaferine dair bir şey bulamazsınız. Havaalanlarından DEAŞ'a gidenlere yol açıp “Türkiye DEAŞ'ı destekliyor” iddiasında bulunan hiçbir “müttefik”operasyona destek vermezken, zaferden sonra da derin bir suskunluğa gömüldüler.
Batı'daki suskunluk değil, hayal kırıklığı
Biz suskunluk diyoruz siz bunu hayal kırıklığı olarak algılayın. Onlar akılları sıra Türkiye'yi DEAŞ belasına bulaştıracak, kenara çekilip izleyecek, Türkiye'nin çaresizliklerine alkış tutacak, bu senaryo üzerinden de başka hesaplar yürüteceklerdi.
Ankara bu örgütle uğraşırken onlar PKK/PYD ile ortak operasyonlar yapacak, Suriye için harita çalışmalarına devam edecek, o “terör koridoru”nu sonuçlandıracaklardı.
Çünkü zaten Türkiye bu işi başaramayacaktı, çünkü DEAŞ'ın arkasında koca devletler vardı. Ankara kendilerine muhtaç kalacaktı, onlar da o zaman başka pazarlıkları masaya koyacaklar, bizi bir kez daha köşeye sıkıştıracaklardı.
Onlar DEAŞ'la değil, Türkiye ile savaştılar!
Ne NATO, ne AB, ne ABD… Hiç biri Türkiye'ye destek vermedi. Destek vermeyenler zaferden de inanılmaz rahatsızlık duydu. Türkiye DEAŞ'la mücadele ederken onlar PKK/PYD ile kırıştırıyordu. Türkiye'yi arkadan vuruyor, tuzağa düşürmeye çalışıyordu. “DEAŞ'la mücadele görüntüsü” altında “Türkiye ile gizli mücadele”başlatmışlardı.
İçerideki ve dışarıdaki suskunluk, küçümseme, yok sayma, gizleme telaşı birbirinden bağımsız mı sanıyorsunuz! 15 Temmuz'un ağır travmasını üstünden atmadan, 24 Ağustos'ta başlatılan Fırat Kalkanı ile sınırların dışında ülke savunmasına girilmesi zaten çok zor bir görevdi. Türkiye, Kıbrıs harekatından sonraki en ciddi jeopolitik hamlesini yapıyordu. Artık bu ülke sınırların sıfır noktasından korunamayacaktı. Dolayısıyla tehdidin kaynağına kadar gidilmeliydi. Orada yok edilmeli, savaşın evimize taşınmasının önü alınmalıydı.
Afrin, Mümbiç, Tel Abyad, Ayn el Arab temizlenmeli
Ülkemizi çevrelemeye, kuşatmaya dönük o koridor engellenmeli, Türkiye ile İslam/Arap dünyası arasına kalın duvarlar örenlere müdahale edilmeliydi. Edildi de… Tarihimizin en tehlikeli kuşatmaharekatı yarıldı. El Bab derinliğine inildi.
Bu kadarla kalmayacak, kalmamalı, kalamaz. Doğu ve Batı yönünde operasyon devam etmek zorundadır. Afrin, Mümbiç, Tel Abyad ve Ayn el Arab (Kobani) kesinlikle PKK/PYD'den temizlenmelidir. Bu mesele Türkiye'nin geleceği meselesidir.Etnik bir mesele değil, ülkenin kuşatılmasının, Anadolu'da boğulmasının önüne geçme meselesidir.
İran sınırından Akdeniz'e kadar…
Bu mesele bizim için coğrafya meselesi, milletler arasına ekilmek istenen derin düşmanlıkları önleme meselesidir. DEAŞ da, PKK/PYD de, içeride FETÖ de aynı amaç için görevlendirilmiş, aynı merkezler tarafından yönetilen, doğrudan Türkiye'yi hedef alan bir büyük senaryonun unsurlarıdır. Öyleyse bu ülke, ittifak inisiyatiflerine terk edemeyeceği gerçeklerle yüz yüzedir.
Rakka operasyonu hangi pazarlıklara konu olursa ol sun bizim için esas olan İran sınırından Akdeniz'e kadar, Türkiye karşıtı koridor hesabı yapanlara kendi koridor planımızla mücadele etmek, o bölgeleri tamamen temizlemektir. Bunu yapamazsak gün gelecek onlar savaşı Anadolu içlerine taşıyacak. 15 Temmuz'da bunu denediler, fırsat bulurlarsa yine deneyecekler.
'Ne işimiz var El Bab'da' diyenlere…
Zor bir mücadele verildi. Sabırla hareket edildi. En az kayıpla en iyi sonuç alma hesabı yapıldı. Şehitler verdik, yaralılarımız oldu. Hala oluyor. Dün iki askerimiz daha şehit oldu. “Ne işimiz var El Bab'da” diyenler, ya bu ülkenin savunmasından hiçbir şey anlamıyor ya da bir başka operasyonun sözcülüğüne soyunmuş demektir.
Savunmanız, sınırlarınıza kadar gerilemişse siz o ülkeyi hiçbir zaman ayakta tutamazsınız. Bu herkesin bildiği bir gerçektir. Dolayısıyla böylesine saçma sapan iddialarla kafa karıştıranların içeride başka bir ajandası var demektir. Orada Türkiye savunuluyor. İstanbul, Ankara, Sivas, Diyarbakır, Urfa savunuluyor, hala anlamadınız mı?
FETÖ-PKK/PYD kriptoları medya operasyonu yapıyor
Ben bu zaferi kutluyorum. Görüyorum, anlıyorum, ne anlama geldiğini, ülkemizin geleceğinde ne anlama geleceğini biliyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Bab sonrasına yönelik açıklamalarını, cümlelerini, düşüncelerini, bu sessizliğe, sessizleştirmeye karşı güçlü bir umut olarak görüyorum.
Türkiye yönünü de, yolunu da biliyor. FETÖ ve PKK/PYD kriptolarının medya, kamuoyu operasyonlarına rağmen, bu yol yürünecek, nihai zafere ulaşılacak…
Hiç kimse bu zaferi gölgeleyemez.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021